HESAPLATTIRMAK Harflerini İçeren 9 Harfli Kelimeler



HESAPLATTIRMAK harflerini içeren 9 harfli 30 kelime bulunuyor. 9 harfli HESAPLATTIRMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

HIRPALAMA19, HESAPLAMA19, HASIRLAMA16, SAPTIRMAK16, AHIRLAMAK15, HIRLATMAK15, HATIRLAMA15, KAPATILMA15, PIRTLAMAK15, PASLATMAK15, TIPALAMAK15, TAPTIRMAK15, TAPIKLAMA15, HARLATMAK14, PARLATMAK14, PATLATMAK14, SARAHATLE14, AKSATILMA12, SIRALATMA12, SIRALAMAK12, SIRTLAMAK12, SATTIRMAK12, ARATILMAK11, ARTIKLAMA11, ARIKLATMA11, AKTARMALI11, AKTARILMA11, RASTLAMAK11, TERASLAMA11, TARTILMAK11


ARATILMAK


[nesnesiz]
  • Aratma işine konu olmak

ARTIKLAMA


[isim]
  • Artıklamak işi

ARIKLATMA


[isim]
  • Arıklatmak işi

AKTARMALI


[sıfat]
  • Aktarma gerektiren

    Aktarmalı tren.

[zarf]
  • Aktarma yaparak

AKTARILMA


[isim]
  • Aktarılmak işi

RASTLAMAK


[-e]
  • Bir kimse ile karşı karşıya gelmek, karşılaşmak, rast gelmek, tesadüf etmek

    Hava kararmaya başladığında, mezarlıkta sadece bir kişiye rastladı. - İhsan Oktay Anar


TERASLAMA


[isim]
  • Sekileme

TARTILMAK


[nesnesiz]
  • Tartma işi yapılmak veya tartma işine konu olmak

AKSATILMA


[isim]
  • Aksatılmak işi

SIRALATMA


[isim]
  • Sıralatmak işi

SIRALAMAK


[-i]
  • Birbiri ardı sıra veya yan yana koyarak sıra durumuna getirmek

    İskemleleri sıralamak.


SIRTLAMAK


[-i]
  • Sırtına alıp yüklenmek

    Balığı sırtlayınca soluğu ninesinin kulübesinde aldı. - Halikarnas Balıkçısı

[mecaz]
  • Birinin, bir şeyin sorumluluğunu, yükünü veya geçimini üzerine almak

    Gazete satan Babuş daracık omuzlarıyla bir aileyi sırtlayacak. - Peyami Safa


SATTIRMAK


[-e] [-i]
  • Satma işini yaptırmak veya satma zorunda bırakmak

HARLATMAK


[-i]
  • Ateşi kuvvetlendirmek, alevlendirmek

    Şerefimize sobaya bir iki odunla bir kucak çalı atıp harlattılar. - Reşat Nuri Güntekin

[mecaz]
  • Coşkunluk vermek, canlandırmak

    Millî Mücadele'de aç ve çıplak insanlarımızın yüreğinde alevler harlatmak için tek bir kıvılcım yetmişti. - Aydın Boysan


PARLATMAK


[-i]
  • Bir yüzeyi düzgün ve parlak duruma getirmek, parlamasını sağlamak
[nesnesiz] [argo]
  • İçki içmek

    Piyaz, köfte, yarım şişeyi parlatayım, dedim. - Muzaffer İzgü

[nesnesiz] [argo]
  • Güzel, etkili, alışılmamış söz söylemek