HELECANLANMAK harflerini içeren 5 harfli 86 kelime bulunuyor. 5 harfli HELECANLANMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
CENAH12,
AHMAK10,
AHKAM10,
HELME10,
HEMEN10,
HAMAK10,
HAMAL10,
HAMEL10,
HAMLA10,
HAMLE10,
HAKEM10,
KEMAH10,
KEMHA10,
MAHAL10,
MEHLE10,
MEHEL10, AHLAK9,
AHENK9,
ALLAH9,
ELHAK9,
EMCEK9,
ENCAM9,
HELAK9,
HELAL9,
HELEN9,
HELKE9,
HALEN9,
HALKA9,
HALEL9,
HANAK9,
HANEK9,
HAKAN9,
KEHLE9,
MANCA9,
MALCA9,
MELCE9,
MECAL9,
NAHAK9,
CEMAN9,
CEMAL9,
ANCAK8,
ACELE8,
ANACA8,
ALACA8,
KANCA8,
NACAK8,
CANAN8,
CELAL8,
ANMAK6,
ANLAM6,
ALMAN6,
ALMAK6,
ALLEM6,
AMELE6,
AKMAN6,
EKLEM6,
ENLEM6,
ELMEK6,
EMLAK6,
KANMA6,
KAMAN6,
KALEM6,
KALMA6,
KEMAL6,
KEMAN6,
KELAM6,
KELEM6,
LAMEL6,
MALEN6,
MANEN6,
MALAK6,
MELEK6,
MELAL6,
MEKAN6,
ANLAK5,
ANELE5,
ANANE5,
ALKAN5,
AKLEN5,
AKLAN5,
AKALA5,
ALAKA5,
KANAL5,
KALAN5,
KELLE5,
NALAN5
ANLAK
[isim] [ruh bilimi]
ANELE
(Kelime Kökeni: İtalyanca anello)
[isim] [denizcilik]
-
Gemilerde türlü işlerde kullanılan bir tür demir halka
ANANE
(Kelime Kökeni: Arapça ʿanʿane)
[isim] [eskimiş] [toplum bilimi]
ALKAN
(Kelime Kökeni: Fransızca alcane)
[isim] [kimya]
-
Doymuş alifatik hidrokarbonların genel adı, parafin
AKLEN
(Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳlen)
[zarf] [eskimiş]
-
Akıl gereğince, akıl yönünden
AKLAN
[isim] [coğrafya]
-
Sularını bir denize veya göle gönderen bölge, maile
Karadeniz aklanı.
AKALA
[isim]
-
Amerikan tohumundan yurdumuzda üretilen bir tür pamuk
ALAKA
(Kelime Kökeni: Arapça ʿalāḳa)
[isim]
Ata Sözleri ve Deyimler
- alaka (veya alakasını) çekmek (veya toplamak veya uyandırmak)
- alaka duymak
- alakayı (veya alakasını) kesmek
Birleşik Kelimeler: kelalaka
KANAL
(Kelime Kökeni: Fransızca canal)
[isim]
-
Bazı bölgeleri sulamak, kurutmak amacıyla veya gemilerin işlemesine elverişli, insan eliyle açılmış su yolu
Süveyş Kanalı.
Panama Kanalı.
[anatomi]
-
İçinden damar, sinir veya bir sıvı geçen yol
[coğrafya]
-
İki kıyı arasındaki dar ve derin deniz
Mozambik Kanalı.
Birleşik Kelimeler: atmık kanalı, hava kanalı, öd kanalı, reçine kanalı, yarım daire kanalları
KALAN
[sıfat]
[isim] [matematik]
[isim] [matematik]
-
Bölme işleminde bölünenden artan sayı
KELLE
(Kelime Kökeni: Farsça kelle)
[isim]
-
Koyun, kuzu ve keçinin pişirilmiş başı
[teklifsiz konuşmada]
Ata Sözleri ve Deyimler
- kelle götürmek
- kelle koltukta gezmek
- kelle koparmak
- kelle koşturmak
- kelle kulak yerinde
- kelle sağ olsun da külah bulunur
- kellesinden olmak
- kellesini koltuğuna almak
- kellesini uçurmak
- kellesini vurdurmak
- kelleyi koltuğun altına almak
- kelleyi vermek
NALAN
(Kelime Kökeni: Farsça nālān)
[sıfat]
ANMAK
[-i]
[-i] [-le]
-
Bir armağanla birinin gönlünü almak
ANLAM
[isim] [dil bilimi]
-
Bir kelimeden, bir sözden, bir davranış veya olgudan anlaşılan şey, bunların hatırlattığı düşünce veya nesne, mana, meal, fehva, deme, mazmun, medlul, valör
[mantık]
-
Bir önermenin, bir tasarının, bir düşüncenin veya eserin anlatmak istediği şey
Ata Sözleri ve Deyimler
- anlam çıkarmak
- anlamına gelmek
- anlam vermek
Birleşik Kelimeler: anlam aykırılığı, anlam bayağılaşması, anlam bilimi, anlam bilimsel, anlam daralması, anlam değişmesi, anlam genişlemesi, anlam iyileşmesi, anlam kayması, anlam kötüleşmesi, bağlamsal anlam, eş anlam, ikiz anlam, bir anlamda
ALMAN
(Kelime Kökeni: Fransızca allemand)
[isim]
-
Cermen soyundan olan halk
Birleşik Kelimeler: Alman gümüşü, Alman papatyası, Almansever, Alman usulü