HAYIRPERVER Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



HAYIRPERVER harflerini içeren 4 harfli 21 kelime bulunuyor. 4 harfli HAYIRPERVER kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

YIVA13, HARP12, VEYA12, YAVE12, AYIP11, YAPI11, EPEY10, EVRE10, PAYE10, REVA10, VERE10, AHIR9, APRE8, EPER8, HARE8, PARE8, REHA8, AYRI7, YARI7, EYER6, REYE6


EYER


[isim]
  • Binek hayvanlarının sırtına konulan, oturmaya yarayan nesne

    Gözlerini eyerin kuburluklarıyla atın doru boynunda hasıl olan gölgeli çizgiye dikmişti. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eyer boşaltmak
  • eyere de gelir semere de
  • eyeri boş kalmak
  • eyer kapatmak (veya kapamak)
  • eyer vurmak

Birleşik Kelimeler: eyer kaltağı, eyer kaşı


REYE (Kelime Kökeni: Fransızca rayé)


[sıfat]
  • Çizgili çubuklu çizgileri olan (kumaş)

    Fenerliler, sarı lacivert reye fanila giymişler. - Haldun Taner


AYRI


[sıfat]
  • Başka, başka türlü

    Sonraları herkes kondusuna ayrı bir işaret koydu. - Lâtife Tekin

[zarf]
  • Yalnız, tek başına

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ayrı baş çekmek
  • ayrı düşmek
  • ayrı eve çıkmak
  • ayrı seçi yapmak
  • ayrı tutmak

Birleşik Kelimeler: ayrı ayrı, ayrı basım, ayrı cinsten, ayrı gayrı, ayrı çanak yapraklılar, ayrı taç yapraklılar


YARI


[sıfat]
  • Bir bütünü oluşturan iki eşit parçadan her biri, nısıf
[isim]
  • Devre arası

    Birinci yarıda dört gol attık.

[zarf]
  • Gereğinden az, tam olmayarak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yarıda kalmak
  • yarı yolda bırakmak

Birleşik Kelimeler: yarı açık cezaevi, yarı ağır sıklet, yarı alan, yarı asalak, yarı başkalaşma, yarı başkanlık, yarı bel, yarı belgesel, yarı buçuk, yarıçap, yarı final, yarı finalist, yarı gece, yarı geçirgen, yarı göçebe, yarı gölge, yarı hücre, yarı iletken, yarı karanlık, yarı kurak, yarı kübik, yarı küre, yarı mamul, yarı orta sıklet, yarı otomatik, yarı resmî, yarı saha, yarı sanayileşme, yarı saydam, yarı son, yarı yarıya, yarıyıl, ikinci yarı, ilk yarı, iri yarı, ana yarısı, baba yarısı, gece yarısı


APRE (Kelime Kökeni: Fransızca apprêt)


[isim]
  • Kumaş veya derinin cilalanması, perdahlanması

EPER


[isim]
  • Işığa karşı bakıldığında kâğıt tabakasının yapısal görünümü

HARE (Kelime Kökeni: Farsça ḫāre)


[isim] [eskimiş]
  • Bazı nesne, canlı, göz vb.nde dalgalanır gibi görünen parlak çizgiler, meneviş, dalgır

    Uskumrunun hareleri daha sık, gözleri küçük oysa kolyozun hem hareleri daha taraklı hem gözleri daha patlak. - Oktay Rifat


PARE (Kelime Kökeni: Farsça pāre)


[isim] [eskimiş]
  • Parça, kısım

Birleşik Kelimeler: pare pare, ciğerpare, palaspare, şekerpare, varakpare, yekpare


REHA (Kelime Kökeni: Farsça rehā)


[isim] [eskimiş]
  • Kurtuluş, kurtulma

AHIR (Kelime Kökeni: Farsça āḫūr)


[isim]
  • Evcil büyükbaş hayvanların barındığı kapalı yer, hayvan damı

    Sağda, duvar kıyısında ahır, arabacı, uşak odaları var. - Yusuf Atılgan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ahıra çekmek
  • ahıra çevirmek


EPEY


[zarf]
  • Az denmeyecek kadar, oldukça, hayli, epeyi, epeyce, epeyice

    Epey yürüdü ve üç sokak daha değiştirdi. - Tarık Buğra


EVRE


[isim]
  • Bir olayda birbiri ardınca görülen, bir işte birbiri ardınca beliren, gelişen değişik durumların her biri, aşama, merhale, mertebe, safha

PAYE (Kelime Kökeni: Farsça pāye)


[isim] [eskimiş]
  • Rütbe

    Lalalık, kavaslık derecelerinden kalfalık payesine yükseldiği bir sırada İsmail'in oğlu yanımdan uzaklaştırıldı, gitti. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • paye vermek


REVA (Kelime Kökeni: Farsça revā)


[sıfat]
  • Yakışır, yerinde, uygun

    Reva mı hiddetin, reva mı şiddetin / Zulmeden sen misin, bilmem ki ben miyim? - Şarkı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • reva görmek


VERE (Kelime Kökeni: Sırpça)


[isim] [tarih]
  • Bir kalenin veya tahkim edilmiş bir yerin teslimi