HAYKIRIŞMAK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler



HAYKIRIŞMAK harflerini içeren 7 harfli 30 kelime bulunuyor. 7 harfli HAYKIRIŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AYRIŞIM15, HAYKIRI15, KIYIŞMA15, YIKIŞMA15, YARIŞIM15, AYRIŞIK14, AYRIŞMA14, KAYIRIŞ14, YAKIŞMA14, YAKIŞIK14, YARIŞMA14, KIRIŞMA13, KARIŞIM13, ŞIMARIK13, ŞAKAYIK13, YAKARIŞ13, YARAŞIK13, AŞIRMAK12, AKIŞMAK12, KAKIŞMA12, KARIŞIK12, KAŞIMAK12, KARIŞMA12, ŞAKIMAK12, AYIRMAK11, AYIKMAK11, KAYIRMA11, YIKAMAK11, KARIKMA9, KARIMAK9


KARIKMA


[isim]
  • Karıkmak işi

KARIMAK


[nesnesiz] [halk ağzında]
  • Yaşlanmak, kocamak, ihtiyarlamak

AYIRMAK


[-e] [-i]
  • Bölmek

    Elmayı dörde ayırmak.

[-e] [-den]
  • Bir bütünden bir parçayı herhangi bir amaçla bir tarafa koymak, saklamak

    Çocuklara pastadan biraz ayırdım.

[-den]
  • Birbirinden uzaklaştırmak
[-i]
  • Nitelik değişikliğini anlamak, fark etmek
[-e] [-den]
  • Seçmek

    Günün fıkralarından bu kitaba ayırdıklarım pek azdır. - Falih Rıfkı Atay

[-i] [-den]
  • İki veya daha çok kimse arasındaki anlaşmayı, uzlaşmayı bozmak

    Karıyı kocasından ayırmak.

[-i] [-den]
  • Farklı davranmak, fark gözetmek

    Çocuklarımın hepsini aynı derecede severim, onları hiç birbirinden ayırır mıyım?


AYIKMAK


[nesnesiz] [halk ağzında]
  • Ayılmak, kendine gelmek, uyanmak, aklı başına gelmek

KAYIRMA


[isim]
  • Kayırmak işi, iltimas

YIKAMAK


[-i]
  • Su veya başka bir sıvı kullanarak bir şeyi temizlemek

    Kazı yıkayıp temizlemişler, sonra da parçalayıp tencereye koymuşlar. - Çetin Altan

[kimya]
  • Çözünmeyen bir çökeltiden ayrılması istenen suda çözünür maddeleri, yıkama yoluyla temizlemek

AŞIRMAK


[-i] [-den]
  • Yüksek veya geçilmesi güç bir yerin üstünden diğer yanına geçirmek
[-i] [argo]
  • Çalmak, çalıp götürmek, araklamak

    Borcunu ödeyemeyecek fakat bavulunu oradan nasıl aşırabilecekti? - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[-e] [-i]
  • Tehlike içinde bulunan bir şeyi acele kaçırmak

    Yangın büyüyünce eşyayı bostana aşırdılar.

[edebiyat]
  • Başkasının eserinden parçalar alıp kendisininmiş gibi göstermek

AKIŞMAK


[nesnesiz]
  • Karşılıklı akmak
[mecaz]
  • Her yönden gelip gitmek

    Sessiz, hayatın durgun akıştığı bir arka sokak. - Selim İleri


KAKIŞMA


[isim]
  • Kakışmak işi

    Bir itişme, bir kakışma, bir yanındakine çelme vurup öne geçme yarışıdır gidiyordu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Birleşik Kelimeler: ses kakışması


KARIŞIK


[sıfat]
  • Ayrı nitelikteki şeylerden oluşmuş

    Karışık salata.

[mecaz]
  • Dolu

    Serin rüzgârlarını deniz kesti keseli /Tıkıyor göğüsleri kum karışık sam yeli - Faruk Nafiz Çamlıbel

[halk ağzında]
  • Halk inancına göre cin ve perilerle ilişkisi olan

Birleşik Kelimeler: karmakarışık


KAŞIMAK


[-i]
  • Vücudun herhangi bir yerindeki kaşıntıyı gidermek için tırnakla veya başka bir şeyle deriyi hafifçe ovmak
[mecaz]
  • Araştırmak, incelemek
[mecaz]
  • Sinirlendirecek söz söylemek

    Bir saat sonra ayrılmak zorundaydık, bu nedenle birbirimizi kaşımamaya çok özen gösteriyorduk. - Ayşe Kulin

[mecaz]
  • Herhangi bir konuyu yeniden gündeme getirmek

KARIŞMA


[isim]
  • Karışmak işi

    Kendi dillerine başka bir dilden en küçük bir şeyin karışmasına göz yumamazlar. - Nermi Uygur


ŞAKIMAK


[nesnesiz]
  • Ötücü kuşlar ezgili ses çıkarmak, ötmek, şakramak, terennüm etmek

    Kalk dilber, gidelim bağ arasına / Şakısın bülbüller, gül incinmesin - Karacaoğlan

[mecaz]
  • Çok konuşmak, çenesi düşmek

    Eskiden hiç lakırtı söylemeyen bu ihtiyar, şimdi şakıyordu. - Ömer Seyfettin

[-i] [mecaz]
  • Güzel şarkı söylemek veya şiir okumak

    Hep aşkı, hep inançları, hep yurt sevgisini şakıyan şairler vardır; ben şair olsaydım ışığın verdiği hazları söyler, hep güneşe övgüler yazardım. - Nurullah Ataç


KIRIŞMA


[isim]
  • Kırışmak işi
[kimya]
  • Genellikle aşırı ölçüde kurutucu kullanılması veya boyanın çok kalın uygulanması sonucunda yüzeyde buruşukluk oluşması

KARIŞIM


[isim]
  • Birden çok şeyin karıştırılmasıyla elde edilen veya ortaya çıkan şey, kokteyl

    Melez bir insan ırkının karışımı, bu adama kuvvet vermiş. - Memduh Şevket Esendal

[kimya]
  • İki veya daha çok maddenin kimyasal tepkimeye girmeden bir araya gelmesi, mahlut