HAREKETLENMEK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler



HAREKETLENMEK harflerini içeren 7 harfli 26 kelime bulunuyor. 7 harfli HAREKETLENMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

HALETME12, MERHALE12, HAREKET11, KEHANET11, KERAHET11, KERHANE11, NEKAHET11, ERMENEK8, ETLENME8, EKLETME8, EKLENME8, EKLEMEK8, EMEKTAR8, ELEMENT8, ELETMEK8, ELENMEK8, KEKLEME8, KERAMET8, KERTMEK8, MEKKARE8, MELANET8, TERLEME8, TEKLEME8, KLARNET7, KENELER7, REKAKET7


KLARNET (Kelime Kökeni: Fransızca clarinette)


[isim] [müzik]
  • Tahtadan, metal perdeli, orkestrada önemli yeri olan bir üflemeli çalgı

    Önce klarnetle ezgisini çalar, arkasından gür bariton sesiyle bir dörtlük söylerdi. - Cahit Külebi

Birleşik Kelimeler: basklarnet


KENELER


[isim] [hayvan bilimi]
  • Eklem bacaklı hayvanlardan, örümceğimsiler sınıfına giren bir takım

REKÂKET (Kelime Kökeni: Arapça rekāket)


[isim] [eskimiş]
  • Kekemelik, pepemelik

ERMENEK


[isim]
  • Karaman iline bağlı ilçelerden biri

ETLENME


[isim]
  • Etlenmek işi

EKLETME


[isim]
  • Ekletmek işi

Birleşik Kelimeler: yağ ekletme


EKLENME


[isim]
  • Eklenmek işi

EKLEMEK


[-i]
  • Bir şeyi ekle tamamlamak, ulamak, ilave etmek

    Bahçeye doğru bir çıkma mutfak yaptırmış, bu koca balkonu eklemiştir. - Tarık Buğra

[-e] [-i]
  • Bir şeyi ek olarak kullanmak

    Bu kumaşı örtüye eklemeli.


EMEKTAR (Kelime Kökeni: Türkçe emek + Farsça -dār)


[sıfat]
  • Bir görevde uzun süre kalıp o işe emeği geçmiş olan (kimse)

    Ertesi sabah bahçede gezinirken Mehmet, emektar azaplarından birini gördü. - Emine Işınsu

[mecaz]
  • Çok kullanılmış, eski

    Emektar makinenin tozlarını silip masaya yerleşmeye karar verdim. - Çetin Altan


ELEMENT (Kelime Kökeni: Almanca Element)


[isim] [kimya]
  • Kimyasal yöntemlerle ayrıştırılamayan veya bileşim yoluyla elde edilemeyen madde

    Grafit ve elmas, karbon elementinin iki değişik biçimidir.


ELETMEK


[-i]
  • Eleme işini yaptırmak

ELENMEK


[nesnesiz]
  • Eleme işine konu olmak veya eleme işi yapılmak
[mecaz]
  • Süzülmek

    Bahçeye, kafeslerde elenen solgun bir ışık vurmuş. - Yusuf Ziya Ortaç

[spor]
  • Yarışma dışı kalmak, yarışmadan çıkarılmak

KEKLEME


[isim]
  • Keklemek işi

KERAMET (Kelime Kökeni: Arapça kerāmet)


[isim]
  • Ermiş kimselerin gösterdiklerine inanılan, doğaüstü, şaşkınlık uyandırıcı davranış veya durum

    Babamın, mucize ve keramet kıssaları olarak bize anlattığı şeyler bu çeşit gülünç ve çocukça masallardı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • keramet buyurdunuz (veya keramette bulundunuz)
  • kerameti kendinden menkul
  • keramette bulunmak

Birleşik Kelimeler: keramet sahibi


KERTMEK


[-i]
  • Bir şeyin kenarında kertik açmak, çentmek
[halk ağzında]
  • Sertçe sürtünmek

    Kayık rıhtımı kerterek geçti.