Hap ile Başlayan Kelimeler



HAP ile başlayan 30 kelime bulunuyor. Başında HAP olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Hap kelimesinin anlamı nedir? Hap ile biten kelimeler. İçinde hap olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

14 Harfli Kelimeler

HAPAZLAMACILIK31

12 Harfli Kelimeler

HAPSETTİRMEK22

11 Harfli Kelimeler

HAPAZLAMACI27, HAPSEDİLMEK23, HAPSETTİRME21

10 Harfli Kelimeler

HAPŞIRIKLI24, HAPŞIRTMAK23, HAPAZLAMAK22, HAPSEDİLME22

9 Harfli Kelimeler

HAPLOLOJİ28, HAPİSHANE22, HAPŞIRMAK22, HAPŞIRTMA22, HAPAZLAMA21, HAPSOLMAK20, HAPSETMEK19, HAPTETMEK18

8 Harfli Kelimeler

HAPŞIRMA21, HAPŞIRIK21, HAPÇILIK21, HAPSOLMA19, HAPSETME18, HAPTETME17, HAPİSLİK17

7 Harfli Kelimeler

HAPLOİT16

5 Harfli Kelimeler

HAPÇI17, HAPŞU17, HAPAZ16, HAPİS14

3 Harfli Kelimeler

HAP11


HAP (Kelime Kökeni: Arapça ḥabb)


[isim]
  • Kolayca yutulabilmesi için toparlak duruma getirilmiş ilaç

    Doktorlar hap, banyo ve perhiz tavsiye etmiş. - Burhan Felek

[argo]
  • Bir içimlik afyon

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hapı yutmak

Birleşik Kelimeler: yaldızlı hap, ertesi gün hapı, ertesi sabah hapı

[isim]
  • Çocuk dilinde yiyeceği yutma sesi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hap etmek


HAPİS (Kelime Kökeni: Arapça ḥabs)


[isim]
  • Bir yere kapatıp salıvermeme
[sıfat]
  • Mahpus

    Hapislerin çalıştırılmasına karar verildi.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hapis giymek
  • hapis kalmak
  • hapislerde çürümek
  • hapis yatmak

Birleşik Kelimeler: hapishane, hapis oyunu, hapsedilmek, hapsetmek, hapsettirmek, hapsolmak, ağır hapis cezası, göz hapsi, hafif hapis cezası, katıksız hapis, müebbet hapis, oda hapsi


HAPLOİT (Kelime Kökeni: Fransızca haploïde)


[isim] [biyoloji]
  • Olgun bir üreme hücresinde bulunan kromozom takımı

HAPAZ


[isim] [halk ağzında]
  • Avuç

HAPTETME


[isim]
  • Haptetmek işi

HAPİSLİK


[isim]
  • Hapiste bulunma durumu veya süresi

    Hapisliği sıkıntılı geçti.


HAPÇI


[isim]
  • Uyuşturucu madde özelliği taşıyan haplara düşkün olan kimse

HAPŞU


[isim]
  • Hapşırırken çıkan ses

HAPTETMEK (Kelime Kökeni: Arapça ḥabṭ + Türkçe etmek)


[-i] [eskimiş]
  • Karşısındakini susturmak, cevap veremez durumunda bırakmak

    Bu sözüyle beni haptetti.


HAPSETME


[isim]
  • Hapsetmek işi

HAPSETMEK (Kelime Kökeni: Arapça ḥabs + Türkçe etmek)


[-e] [-i]
  • Bir suçluyu hapishaneye koymak
[mecaz] [-de]
  • Bir kimseyi veya bir şeyi boşu boşuna tutmak, alıkoymak

    Gelirim diye beni akşama kadar burada hapsetti.


HAPSOLMA


[isim]
  • Hapsolmak durumu

HAPSOLMAK (Kelime Kökeni: Arapça ḥabs + Türkçe olmak)


[-e]
  • Bulunduğu yerden dışarı çıkamamak

HAPSETTİRME


[isim]
  • Hapsettirmek işi

HAPAZLAMA


[isim]
  • Avuçlama