HANİGİLLER Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



HANİGİLLER harflerini içeren 5 harfli 28 kelime bulunuyor. 5 harfli HANİGİLLER kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

HANGİ13, ERGİN9, ELGİN9, GRENA9, GAİLE9, GELİR9, GİREN9, GELİN9, HELAL9, HİLAL9, HALEN9, HALEL9, HAİLE9, İHALE9, İHLAL9, İLHAN9, İLAHİ9, İLAHE9, LEGAL9, NİHAİ9, NEHİR9, RİNGA9, RAHNE9, RAHLE9, REHİN9, ALENİ5, İLERİ5, RALLİ5


ALENİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿalenī)


[sıfat]
  • Açık, ortada, meydanda, herkesin içinde yapılan

    Siz bugüne kadar zevcenizin vicdansızca ve aleni hıyanetine, edepsizliğine tahammül ettiniz. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Birleşik Kelimeler: aleni tadat


İLERİ


[isim]
  • Herhangi bir şeye göre daha ötede olan yer, geri karşıtı
[sıfat]
  • Önde bulunan

    İleri karakol. İleri hat.

[sıfat]
  • Doğrusundan daha çok gösteren (saat)

    Saat beş dakika ileridir.

[sıfat] [mecaz]
  • Benzerlerini geride bırakmış

    İleri fikirler.

[zarf]
  • Öne doğru, ileri doğru

    Masayı biraz ileri çekelim.

[ünlem]
  • `Amaca doğru durmadan yürü` anlamında kullanılan bir seslenme sözü

    Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri! - Atatürk

[spor]
  • Temel duruşta ayak uçlarının gösterdiği yön

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ileri (veya ileriye) gitmek
  • ileri almak
  • ileri atılmak (veya çıkmak)
  • ileri geçmek
  • ileri gelmek
  • ileri götürmek
  • ilerisine gitmek
  • ileri sürmek
  • ileri varmak
  • ileriyi görmek

Birleşik Kelimeler: ileri gelen, ileri geri, ileri görüş, ileri gözetleyici, ileri karakol, ileri teknoloji, ileri uç, ileri vites


RALLİ (Kelime Kökeni: İngilizce rally)


[isim]
  • Yarışmacıların otomobille belli yolları izleyerek ve özel kurallara uyarak belirli bir yere ulaşmalarına dayanan otomobil yarışı

ERGİN


[sıfat]
  • Olmuş, yetişmiş, kemale ermiş

    Ergin yemiş. Ergin ekin.

[hukuk]
  • Kişisel haklarını kendi kullanabilmesi için yasanın gösterdiği on sekiz yaşına gelmiş olan (kimse), reşit

    Oğlunun bilgin, ergin, akıllı uslu olmasını istiyordu. - Nezihe Araz


ELGİN


[sıfat] [eskimiş]
  • Yabancı, gurbette yaşayan, garip

GRENA (Kelime Kökeni: Fransızca grenat)


[isim] [mineraloji]
  • Nar çiçeği renginde bir süs taşı

GAİLE (Kelime Kökeni: Arapça ġāʾile)


[isim] [eskimiş]
  • Sıkıntı, dert, keder, üzüntü

    Küçücük yaşta, büyüklüğün olanca gaileleri kendi üzerlerine yığılmış kimseler görülür. - Ahmet Midhat


GELİR


[isim]
  • Bir kimseye veya topluluğa belli zamanlarda, belli yerlerden gelen para, varidat

    Saklanan bir gelir vardı ki aç, çıplak kalmıyorlardı. - Mahmut Yesari

Birleşik Kelimeler: gelir dağılımı, gelir düzeyi, gelir kaynağı, gelir ortaklığı, gelir vergisi, millî gelir, ulusal gelir, dar gelirli


GİREN


[isim] [halk ağzında]
  • Hafif bulutlu, sisli hava

GELİN


[isim]
  • Evlenmek için hazırlanmış, süslenmiş kız veya yeni evlenmiş kadın

Ata Sözleri ve Deyimler

  • gelin almak
  • gelin altın taht getirmiş, çıkmış kendisi oturmuş
  • gelin eşikte, oğlan beşikte
  • gelin etmek
  • gelin gibi süzülmek
  • gelin girmedik ev olur, ölüm girmedik ev olmaz
  • gelin gitmek
  • gelini ata bindirmişler "ya nasip" demiş
  • gelin olmak
  • gelin yazmak

Birleşik Kelimeler: gelin abla, gelin alayı, gelin alıcı, gelinboğan, gelin böceği, gelin çiçeği, gelinfeneri, gelin hamamı, gelin havası, gelinkuşağı, gelin kuşu, gelin otu, gelinparmağı, gelin teli


HELAL (Kelime Kökeni: Arapça ḥalāl)


[sıfat] [din bilgisi]
  • Dinin kurallarına aykırı olmayan, dinî bakımdan yasaklanmamış olan, haram karşıtı
[zarf]
  • Kurallara, geleneklere uygun olarak

    Helal kazanılmış para.

[isim] [mecaz]
  • Nikâhlı eş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • helal etmek
  • helal olmak
  • helal olsun
  • helal süt emmek

Birleşik Kelimeler: helalühoş, helalzade


HİLAL (Kelime Kökeni: Arapça hilāl)


[isim]
  • Ayın ilk günlerinde aldığı yay biçimi, ayça, yeni ay
[eskimiş]
  • Çocukların okuma öğrenmeye başladıklarında satır ve sözleri şaşırmamak için söz üzerinde gezdirdikleri ucu sivri, uzunca bir gösterme aracı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hilal gibi


HÂLEN (Kelime Kökeni: Arapça ḥālen)


[zarf]
  • Şimdi, şu anda, bugünkü günde

HALEL (Kelime Kökeni: Arapça ḫalel)


[isim] [eskimiş]
  • Bozma, bozukluk

Ata Sözleri ve Deyimler

  • halel gelmek
  • halel getirmek
  • halel vermek


HAİLE (Kelime Kökeni: Arapça hāʾile)


[isim] [eskimiş]
  • Çok acıklı olay

    Beni öldürmek için birisi fazla bile / Ancak onun elinden çıkar böyle haile - Faruk Nafiz Çamlıbel

[edebiyat]
  • Manzum biçimde yazılmış trajedi