HANELİ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



HANELİ harflerini içeren 4 harfli 21 kelime bulunuyor. 4 harfli HANELİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Haneli ile başlayan 4 harfli kelimeler. haneli ile biten 4 harfli kelimeler. İçinde Haneli olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

EHLİ8, EHİL8, HELA8, HİLE8, HAİL8, HAİN8, HALE8, HALİ8, HANE8, HANİ8, İNHA8, İLAH8, AİLE4, ENLİ4, ELAN4, İNAL4, İANE4, İLAN4, LAİN4, NAİL4, NALE4


AİLE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaʾile)


[isim] [toplum bilimi]
  • Evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik

    Birbirlerine nasıl tutkun, yangın bir aile olduklarını sayıp döktü. - Lâtife Tekin

[halk ağzında]
  • Eş, karı

Birleşik Kelimeler: aile adı, aile bahçesi, aile bütçesi, aile doktoru, aile dostu, aile fotoğrafı, aile gazinosu, aile hayatı, aile hekimi, aile hukuku, aile ismi, aile mahkemesi, aile matinesi, aile meclisi, aile ocağı, aile planlaması, aile reisi, aile saadeti, büyük aile, çekirdek aile, koruyucu aile, köklü aile


ENLİ


[sıfat]
  • Eni büyük olan, geniş

    Kenarları gençliğinde işlediği enli dantellerle çevrili patiska örtülü minderlerde oturuyordu. - Cahit Uçuk


ELAN (Kelime Kökeni: Arapça elān)


[zarf] [eskimiş]
  • Şimdi, şu anda, hâlâ, henüz, daha

    Zaten evlerinde elan sinide, yer sofrasında yemek yiyorlar. - Refik Halit Karay


İNAL


[isim]
  • Kendisine inanılan kimse

İANE (Kelime Kökeni: Arapça iʿāne)


[isim] [eskimiş]
  • Yardım

    Sen birkaç kuruş iane verirsen belki bir şey olur. - Memduh Şevket Esendal


İLAN (Kelime Kökeni: Arapça iʿlān)


[isim]
  • Duyuru

    Afişte, ilanda yazılı vakit gelmemiş de olsa perde açılacak demekti. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ilan etmek
  • ilan vermek

Birleşik Kelimeler: ilanıaşk, ilan panosu, ilan tahtası, duvar ilanı, el ilanı


LAİN (Kelime Kökeni: Arapça laʿīn)


[sıfat] [eskimiş]
  • Lanetlenmiş, melun

Birleşik Kelimeler: şeytanılain


NAİL (Kelime Kökeni: Arapça nāʾil)


[sıfat]
  • Erişmiş, ele geçirmiş, başarmış, kazanmış, ulaşmış

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nail olmak


NALE (Kelime Kökeni: Farsça nāle)


[isim] [eskimiş]
  • İnleme, inilti

EHLÎ (Kelime Kökeni: Arapça ehlī)


[sıfat]
  • Evcil

EHİL (Kelime Kökeni: Arapça ehl)


[isim]
  • Bir işte yetkili olan, bir işi yapan, erbap

    O, bu işin ehlidir.

[halk ağzında]
  • Karı kocadan her biri, eş

    Bu adam ehliyle iyi geçinmiyor.

[eskimiş]
  • Topluluk, cemaat

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ehil olmak

Birleşik Kelimeler: ehlibeyit, ehlidil, ehlihibre, ehlikeyif, ehlikitap, ehlisalip, ehlisünnet, ehlivukuf, ehlizevk, ırz ehli, keyif ehli, kitap ehli, söz ehli, sünnet ehli, tevhit ehli, zevk ehli


HELA (Kelime Kökeni: Arapça ḫalā)


[isim]
  • Tuvalet

HİLE (Kelime Kökeni: Arapça ḥīle)


[isim]
  • Birini aldatmak, yanıltmak için yapılan düzen, dolap, oyun, ayak oyunu, alavere dalavere, desise, entrika

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hile hurda bilmemek
  • hile ile iş gören mihnet ile can verir
  • hilesi hurdası yok
  • hile yapmak

Birleşik Kelimeler: hileişeriye


HAİL (Kelime Kökeni: Arapça ḥāʾil)


[isim] [eskimiş]
  • Engel

HAİN (Kelime Kökeni: Arapça ḫāʾin)


[sıfat]
  • Hıyanet eden (kimse)

    Bu anlayışsızlığa ve bu vatan hainlerine vahvahlanır, acır gibiydiler. - Tarık Buğra

[ünlem]
  • Sitemli bir seslenme sözü

    Hain! Biz seninle böyle mi konuşmuştuk?

Birleşik Kelimeler: vatan haini