HAFIZALİ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



HAFIZALİ harflerini içeren 4 harfli 21 kelime bulunuyor. 4 harfli HAFIZALİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

HAFİ14, FAİZ13, ZAAF13, AHİZ11, HAZA11, HİZA11, HAİZ11, İZAH11, AFAL10, ALFA10, FAAL10, FAİL10, HALI9, HAİL8, HALA8, HALİ8, İLAH8, AZİL7, ALAZ7, LAZA7, ZAİL7


AZİL (Kelime Kökeni: Arapça ʿazl)


[isim]
  • Görevden alma

Birleşik Kelimeler: azledilmek, azletmek, azlolunmak


ALAZ


[isim] [halk ağzında]
  • Alev, yalaz

Birleşik Kelimeler: alaz alaz


LAZA


[isim] [halk ağzında]
  • Bal koymaya yarayan küçük tekne

ZAİL (Kelime Kökeni: Arapça zāʾil)


[sıfat] [eskimiş]
  • Yok olan, ortadan kalkan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • zail olmak


HAİL (Kelime Kökeni: Arapça ḥāʾil)


[isim] [eskimiş]
  • Engel

HALA (Kelime Kökeni: Arapça ḫāle)


[isim]
  • Babanın kız kardeşi, bibi

Birleşik Kelimeler: hala kızı, hala oğlu, halazade

[zarf]
  • Şimdiye kadar, o zamana kadar, hâlen, henüz

    Annesini yanına aldığı günlerdeki mutsuzluğum hâlâ içimi karartıyor. - Erhan Bener

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hâlâ o masal


HALİ (Kelime Kökeni: Arapça ḫālī)


[sıfat] [eskimiş]
  • Boş, ıssız, tenha

İLAH (Kelime Kökeni: Arapça ilāh)


[isim] [din bilgisi]
  • Tanrı
[isim]
  • Bir alanda yaratıcılığı ile hayranlık uyandıran, çok beğenilen, çok tutulan kimse

    Müzik dünyasının ilahı. Moda ilahı.

[din bilgisi]
  • Çok tanrıcılıkta tanrı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ilah gibi


HALI


[isim]
  • Yere veya mobilya üstüne serilmek, duvara gerilmek için, genellikle yünden dokunan, kısa ve sık tüylü, nakışlı, kalın yaygı

    Pencerelerden Türk kadınlarının dokuduğu halılar ve seccadeler sarkıyor. - Falih Rıfkı Atay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • halı altına süpürmek

Birleşik Kelimeler: halıhane, halı saha, duvar halısı, Isparta halısı, taban halısı, yol halısı


AFAL


[sıfat]
  • Şaşkın, dağınık, ne yapacağını bilmez

    Bir top ağzından henüz fırlamış gibi afal ve dağınıktı. - Falih Rıfkı Atay

Birleşik Kelimeler: afal afal


ALFA (Kelime Kökeni: Fransızca alpha)


[isim]
  • Yunan alfabesinin birinci harfi

Birleşik Kelimeler: alfa ışınları

[isim] [bitki bilimi]
  • Kuzey Afrika'da ve İspanya'da yetişen ve kâğıt, ip, halı yapımında kullanılan bir bitki (Stipa tenacissima)

FAAL (Kelime Kökeni: Arapça faʿāl)


[sıfat]
  • Çok çalışan, çalışkan, canlı, hareketli, aktif

    Medeni milletler arasında faal bir unsur olabileceğimizi ispat etmemiz lazımdır. - Falih Rıfkı Atay


FAİL (Kelime Kökeni: Arapça fāʿil)


[sıfat] [eskimiş]
  • Eden, yapan, işleyen

    Vilayetin bir yerinde faili yakalanamayan bir irtica vakası çıkar. - Reşat Nuri Güntekin

[isim] [dil bilgisi]
  • Özne
[isim] [hukuk]
  • Hukuki sonuç doğuracak bir suç işleyen kimse

Birleşik Kelimeler: faili meçhul, failimuhtar


AHİZ (Kelime Kökeni: Arapça aḫẕ)


[isim] [eskimiş]
  • Alma

Birleşik Kelimeler: ahzetmek, ahzüita, ahzükabz


HAZA (Kelime Kökeni: Arapça hāẕā)


[zarf]
  • Tam anlamıyla

    Yahu haza adamdı be. - Orhan Kemal