HAFIZA ile Oluşan Kelimeler (HAFIZA Kelime Türetme)



HAFIZA harflerinden oluşan 18 kelime bulunuyor. HAFIZA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Hafıza kelimesinin anlamı nedir? Hafıza ile başlayan kelimeler. İçinde hafıza olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

6 Harfli Kelimeler

HAFIZA20

5 Harfli Kelimeler

HAFIZ19

4 Harfli Kelimeler

ZAAF13, HAZA11

3 Harfli Kelimeler

HAF13, FAZ12, HIZ11, ZIH11, HAZ10, AHA7, AZI7, AZA6

2 Harfli Kelimeler

AF8, FA8, IH7, AH6, HA6, AZ5


AZ


[sıfat]
  • Nicelik, nitelik, güç, süre, sayı bakımından eksik, çok karşıtı

    Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

[zarf]
  • Alışılmış olandan, umulandan veya gerekenden eksik olarak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aza çoğa bakmamak
  • aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz
  • aza sormuşlar: "nereye?", "çoğun yanına" demiş
  • az ateş çok odunu yakar
  • az bulmak
  • az buz olmamak
  • az değil
  • az gelmek
  • az görmek
  • az günün adamı olmamak
  • azı çoğa saymak (veya tutmak)
  • az kaldı (veya kalsın)
  • az kaz, uz kaz, boyunca kaz
  • az olsun, uz olsun
  • az söyle, çok dinle
  • az tamah çok ziyan getirir
  • az veren candan, çok veren maldan
  • az yiyen çok uyur, çok yiyen güç uyur

Birleşik Kelimeler: az az, az alıcı, az buçuk, az çok, az daha, azel, az gelişmiş, az sonra, en az, azar azar, en azından

[eskimiş] [kimya]
  • Azot elementinin simgesi

AZA (Kelime Kökeni: Arapça aʿżā)


[isim]
  • Üye

    Komşu gencine yüz vermemiş, çocuklu bir mahkeme azasıyla evlenmişti. - Reşat Nuri Güntekin

Birleşik Kelimeler: murahhas aza


AH


[isim]
  • İlenme, beddua
[ünlem]
  • (a:h) Sesin tonuna göre pişmanlık, öfke, özlem, beğenme, sevgi vb. duygular anlatan bir söz

    Ah, ne güzeldi o Direklerarası'ndaki ramazan ve donanma geceleri. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[ünlem]
  • (a:h) Ağrı, acı duyulduğunda söylenen bir söz

    Ah başım!

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ah alan onmaz
  • ah almak
  • ah çekmek
  • ah etmek
  • ahı çıkmak
  • ahını almak
  • ahını yerde koymamak
  • ahı tutmak
  • ahı yerde kalmamak
  • ah yerde kalmaz

Birleşik Kelimeler: ah vah, ahuvah


HA


[ünlem]
  • İstek uyandırmak için kullanılan bir söz

    Ha göreyim seni! Ha gayret!

[bağlaç]
  • Tekrarlanarak kullanıldığında eşitlik anlamı veren bir söz

    Ha ben gelmişim ha o. Ha bağ ha bahçe ha tarla.

[bağlaç]
  • Bazen tekrarlanan bir emir kipinin tekrarları arasında yer alarak fiil ile anlatılan işin uzadığı ve bundan bıkıldığı bildirilir

    Yürü ha yürü, yol bitmiyor ki.

[edat] [kaba konuşmada]
  • Evet
[teklifsiz konuşmada]
  • (ha:) Soru bildiren bir söz

    Sen de geldin ha?

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ha babam (ha)
  • ha babam de babam
  • ha bire
  • ha deyince
  • ha gayret
  • ha şöyle
  • ha şunu bileydin

[kimya]
  • Hahniyum elementinin simgesi

AHA


[edat] [halk ağzında]
  • İşte

    Bizim köy aha şuracıkta!


AZI


[isim]
  • Köpek dişlerinden sonra içeriye doğru, alt ve üst çenenin iki yanında beşer tane bulunan ve yiyecekleri öğütmeye yarayan dişlerin ortak adı, azı dişi, öğütücü diş
[halk ağzında]
  • Öküz arabalarında ön ve arka yastıkları dingile bağlayan ağaç çivi

Birleşik Kelimeler: azı dişi


IH


[isim]
  • Deveyi çöktürmek için çıkarılan ses

AF (Kelime Kökeni: Arapça ʿafv)


[isim]
  • Bir suçu, bir kusuru veya bir hatayı bağışlama

Ata Sözleri ve Deyimler

  • af buyurun!
  • af çıkarmak
  • af dilemek
  • affa uğramak
  • affını dilemek (veya istemek)
  • affınıza sığınarak

Birleşik Kelimeler: affedilmek, affetmek, affettirmek, affeylemek, affolunmak, genel af, özel af, umumi af


FA (Kelime Kökeni: İtalyanca fa)


[isim] [müzik]
  • Müzikal ses dizilerinde mi ile sol arasındaki ses

Birleşik Kelimeler: fa anahtarı


HAZ (Kelime Kökeni: Arapça ḥaẓẓ)


[isim]
  • Hoşa giden duygulanma, hoşlanma, zevk

    Dört sene evvel kaybettiği karısı Emine Hanım'ın vefatıyla bütün sevgisini, ümidini, hazzını, şefkatini oğluna vermişti. - Asaf Halet Çelebi

[felsefe]
  • Bir şeyden duyusal veya manevi sevinç duyma
[müzik]
  • Ezgi
[ruh bilimi]
  • Sürdürülmesi istenen ılımlı ve doygunluk veren coşku

    Ömrünün en öfkeli veya buhranlı anlarında bile yaşamak hazzının parıltısı gözlerinden eksik olmazdı. - Abdülhak Şinasi Hisar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • haz almak
  • haz duymak
  • haz vermek
  • hazzını çıkarmak

Birleşik Kelimeler: hazzetmek


HAZA (Kelime Kökeni: Arapça hāẕā)


[zarf]
  • Tam anlamıyla

    Yahu haza adamdı be. - Orhan Kemal


HIZ


[isim]
  • Çabukluk, sürat

    Hikâyede baştan sona kadar hareket ve hız olmalıdır. - Falih Rıfkı Atay

[fizik]
  • Alınan yolun harcanan zamana oranı, sürat

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hız almak
  • hızını alamamak
  • hızını almak
  • hızını kaybetmek (veya yitirmek)
  • hız vermek

Birleşik Kelimeler: hızölçer, açısal hız, alan hızı, büyüme hızı, dalga hızı, dolanım hızı, ışık hızı, kalkınma hızı, var hızıyla


ZIH (Kelime Kökeni: Farsça zih)


[isim]
  • Giysilerin kol, yaka, etek vb. kenarlarına dikilen şerit veya kaytan

    Pantolon zıhı.


FAZ (Kelime Kökeni: Fransızca phase)


[isim] [fizik]
  • Elektrik geriliminde evre

Birleşik Kelimeler: faz kalemi, çok fazlı, iki fazlı, tek fazlı


ZAAF (Kelime Kökeni: Arapça żaʿf)


[isim]
  • Düşkünlük

    Kendisine zaafımdan ziyade metanetimi gösterdiğim kadın içeriye girdi. - Peyami Safa

[mecaz]
  • Eksiklik, yetersizlik

Ata Sözleri ve Deyimler

  • zaafa düşmek
  • zaafa kapılmak
  • zaafa uğramak
  • zaaf göstermek