HAFİFSEYİŞ Harflerini İçeren 3 Harfli Kelimeler



HAFİFSEYİŞ harflerini içeren 3 harfli 31 kelime bulunuyor. 3 harfli HAFİFSEYİŞ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

HAF13, FİŞ12, FAŞ12, ŞİF12, ŞEF12, FAY11, FES10, FAS10, HİŞ10, SİF10, SAF10, ŞAH10, AFİ9, HEY9, HAY9, İFA9, HİS8, HAS8, SİH8, SAH8, ŞEY8, YAŞ8, AHİ7, SAY6, Şİİ6, ŞİA6, YAS6, İYE5, İYİ5, ASİ4, İSA4


ASİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿāṣī)


[sıfat]
  • Başkaldırıcı

    Padişah içeriye geçince asilerin bir an önceki sersemliği geçti. - Necip Fazıl Kısakürek


İSA (Kelime Kökeni: İbranice)


[isim]
  • `İyilik edeyim derken kimseyi memnun edemedi` anlamındaki İsa'yı küstürdü, Muhammed'i memnun edemedi atasözünde geçen bir söz

İYE


[isim]
  • Kendisinin olan bir şeyi, yasaya uygun olarak dilediği gibi kullanabilen kimse, sahip

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iyesi olmak


İYİ


[sıfat]
  • İstenilen, beğenilen nitelikleri taşıyan, beğenilecek biçimde olan, kötü karşıtı

    Bir aralık iyi fal bildiğimi haremde duyurdum. - Falih Rıfkı Atay

[isim]
  • Öğrencinin değerlendirilmesinde kullanılan orta ile pekiyi arasındaki not
[zarf]
  • İstenilen, beğenilen, yerinde, yararlı, uygun bir biçimde

    Bunun çocukları iyi çıktıkları için ölünceye kadar babalarına bakmışlar. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iyi etmek
  • iyi evlat babayı vezir, kötü evlat rezil eder
  • iyi gelmek
  • iyi gitmek
  • iyi gözle bakmamak
  • iyi hoş (ama)
  • iyi insan sözünün üstüne gelir
  • iyi iş (doğrusu)
  • iyi karşılamak
  • iyi ki
  • iyi nasihat verilir, iyi ad verilmez
  • iyi olacak hastanın hekim ayağına gelir
  • iyi olmak
  • iyi saatte olsunlar
  • iyisi mi
  • iyi söylemek
  • iyiye çekmek
  • iyiye iyi, kötüye kötü demek

Birleşik Kelimeler: iyi gün, iyi hâl, iyi huylu, iyi kalpli, iyi kötü, iyi niyet, iyi yürekli, iyiden iyiye, iyisiyle kötüsüyle, kafası iyi, pekiyi


SAY


[isim] [halk ağzında]
  • Düz, ince, yassı taş

    Yağmur yağar da ışılaşır sayları / Eli göçmüş de bozulaşır daylağı - Halk türküsü

[isim] [eskimiş]
  • Çalışma, emek
[din bilgisi]
  • Hac ibadeti sırasında Safa ile Merve tepeleri arasında gidip gelme

Şİİ (Kelime Kökeni: Arapça şīʿī)


[isim]
  • Şiilik mezhebinden olan kimse

ŞİA (Kelime Kökeni: Arapça şīʿa)


[isim] [din bilgisi]
  • İslamiyette Hz. Ali'ye yandaş olan kimseler

YAS


[isim]
  • Ölüm veya bir felaketten doğan acı ve bu acıyı belirten davranışlar, matem

    En büyük bahtiyarlık yasını dindiremez / Baba, benim kalbime sensiz kimse giremez - Faruk Nafiz Çamlıbel

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yasa bürünmek (veya boğulmak veya gömülmek)
  • yas bağlamak
  • yas çekmek
  • yasını tutmak
  • yas tutmak

Birleşik Kelimeler: kara yas


AHİ


[sıfat]
  • Cömert
[isim] [halk ağzında]
  • Kardeş
[isim]
  • Ahilik ocağından olan kimse

HİS (Kelime Kökeni: Arapça ḥiss)


[isim]
  • Duygu

    Sevgiyi tanımayanlar ayrılığın acısını da bilmezler, özlemezler ve gurbet hissi duymazlar. - Mehmet Kaplan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hissine (veya hislerine) kapılmak
  • hissini vermek

Birleşik Kelimeler: hissedilmek, hissetmek, hissettirmek, hissikablelvuku, hissiselim, hissolunmak, altıncı his, galatıhis, acıma hissi, aşağılık hissi, görmüşlük hissi, suçluluk hissi, üstünlük hissi


HAS (Kelime Kökeni: Arapça ḫāṣṣ)


[sıfat]
  • Özgü

    Her medeniyet kendine has değerleri gerçekleştirerek insanlığın ortak hazinesini zenginleştirir. - Cemil Meriç

[mecaz]
  • İyi nitelikleri kendinde toplamış olan (kimse)
[isim] [tarih]
  • Başmaklık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • has olmak

Birleşik Kelimeler: has un, kendine has


SİH (Kelime Kökeni: Sanskrit)


[isim]
  • Hindistan'ın Pencap bölgesinde yaşayan bir topluluk

SAH (Kelime Kökeni: Arapça ṣaḥḥ)


[isim] [eskimiş]
  • Bir şeyin doğru olduğunu belirtmek için yapılan işaret

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sah çekmek


ŞEY (Kelime Kökeni: Arapça şeyʾ)


[zamir]
  • Madde, eşya, söz, olay, iş, durum vb.nin yerine kullanılan, belirsiz anlamda bir söz

    İnsan bir şeyin değerini ondan yoksun kalınca anlıyor. - Halikarnas Balıkçısı


YAŞ


[isim]
  • Doğuştan beri geçen ve yıl birimi ile ölçülen zaman, sin (II)

    Yaş otuz beş, yolun yarısı eder. - Cahit Sıtkı Tarancı

[meteoroloji]
  • Bir gök cisminin oluşmaya başladığı günden bugüne kadar geçirdiği zaman süresi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... yaşını sürmek
  • yaşı benzemesin
  • yaşına başına bakmamak
  • yaşında
  • yaşından başından utanmamak (veya sıkılmamak)
  • yaşı ne başı ne?
  • yaşını başını almak
  • yaşını bitirmek (veya doldurmak)
  • yaşı yerde (veya toprakta) sayılası
  • yaş ilerlemek
  • yaş yetmiş, iş bitmiş

Birleşik Kelimeler: yaş baş, yaş dağılımı, yaş dönümü, yaş günü, yaş haddi, yaş sınırı, yirmi yaş dişi, olgunluk yaşı, zekâ yaşı

[sıfat]
  • Nemli, ıslak, kuru karşıtı
[isim]
  • Gözyaşı

    Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

[argo]
  • Kötü

    Bugün işler yaş.

[argo]
  • Zor

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yaş akıtmak (veya dökmek)
  • yaşını içine akıtmak
  • yaş kesen baş keser
  • yaşlara boğulmak
  • yaş tahtaya (veya yere) basmamak
  • yaşta kalmış kavat pabucu gibi

Birleşik Kelimeler: yaş çayır, yaş kesim, yaş pasta, yaş sebze, yaş üzüm, gözyaşı