HADDİKİFAYE Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



HADDİKİFAYE harflerini içeren 5 harfli 24 kelime bulunuyor. 5 harfli HADDİKİFAYE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

HAYFA17, FİDYE15, FAYDA15, FAKİH15, HAFİK15, FEDAİ13, HADDE13, HAYDA13, HAYDİ13, İFADE13, KEYFİ13, KEYİF13, AFAKİ11, DADAY11, HEDİK11, KADEH11, KAHYA11, ADEDİ9, DAYAK9, DİKEY9, İDDİA9, İDADİ9, AKİDE7, KAİDE7


AKİDE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳīde)


[isim] [din bilgisi]
  • İnanç

    Ahmet Bey, dedi, kim olduğunuzu, akidenizi, kasabada, köylerde ne gibi faaliyet gösterdiğinizi biliyorum. - Nazım Hikmet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • akideyi bozmak (veya akidesi bozulmak)

Birleşik Kelimeler: akidesi bozuk

[isim]
  • Şekerin kaynatılarak katılaşması yolu ile yapılan, renkli ve kokulu, ağızda güç eriyen şeker, akide şekeri

    Ağızları ve elleri yaladıkları akideden kıpkırmızı bir hâlde geçiyorlardı. - Yahya Kemal Beyatlı

Birleşik Kelimeler: akide şekeri


KAİDE (Kelime Kökeni: Arapça ḳāʿide)


[isim]
  • Kural

    Onları sıkmamak için bahçeyi terk etmek zarafetin en sade kaidelerindendi. - Halit Ziya Uşaklıgil

[argo]
  • Kalça

Birleşik Kelimeler: ahenk kaidesi, paralel kaidesi


ADEDÎ (Kelime Kökeni: Arapça ʿadedī)


[zarf] [eskimiş]
  • Sayıca

DAYAK


[isim]
  • Bir insanı veya bir hayvanı dövme işi, sopa, patak, kötek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dayağa idmanlı olmak
  • dayak atmak
  • dayak cennetten çıkmıştır
  • dayak yemek

Birleşik Kelimeler: dayak arsızı, dayak düşkünü, dayak kaçkını, meydan dayağı, sıra dayağı

[isim]
  • Bir şeyin yıkılmaması için dayanan ağaç, destek, payanda

Birleşik Kelimeler: duvar dayağı


DİKEY


[sıfat] [matematik]
  • Başka bir doğru ile kesiştiğinde onunla birlikte dik açı oluşturan (doğru çizgi), amudi

    a, b doğrusuna c noktasından dikey bir doğru indirilince 90 derecelik açı oluşur.

[zarf]
  • Dik olarak

Birleşik Kelimeler: dikey geçiş


İDDİA (Kelime Kökeni: Arapça iddiʿā)


[isim] [hukuk]
  • Sav

    Mahkemenin elinde bu iddiaları yalanlayacak bir belge yoktu. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iddia etmek
  • iddiaya girmek (veya tutuşmak)

Birleşik Kelimeler: iddia makamı, iddianame


İDADİ (Kelime Kökeni: Arapça iʿdādī)


[isim] [eskimiş]
  • Lise derecesindeki okul

    Rahmi idadide okurken Rıza Efendi artık enikonu zengindir. - Tarık Buğra


AFAKİ (Kelime Kökeni: Arapça āfāḳī)


[sıfat] [eskimiş]
  • Gereksiz, önemsiz (söz)

    Biraz afaki sohbetten sonra oradan kalktık. - Ahmet Rasim


DADAY


[isim]
  • Kastamonu iline bağlı ilçelerden biri

HEDİK


[isim] [halk ağzında]
  • Kaynatılmış buğday, bulgur, mısır vb. şeyler

KADEH (Kelime Kökeni: Arapça ḳadeḥ)


[isim]
  • İçki içmeye yarayan ayaklı bardak

    Hemen meyhaneciye kadeh getirmesini söyledi. - Halikarnas Balıkçısı

[sıfat]
  • Bu bardağın alabileceği miktarda olan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kadeh kaldırmak
  • kadeh tokuşturmak

Birleşik Kelimeler: kadeh arkadaşı, göz kadehi


KÂHYA (Kelime Kökeni: Farsça ked + ḫudā)


[isim]
  • Konak, çiftlik vb. yerlerde türlü işleri yapmakla görevli kimse

    Çiftliğe yeni bir kâhya tuttuk, Ziraat Mektebi mezunuymuş. - Attila İlhan

[mecaz]
  • Gerekmediği hâlde başkasının işine karışan kimse

    Ben, dedim, herkesin kâhyası değilim. - Memduh Şevket Esendal

[eskimiş]
  • Esnaf kuruluşlarında lonca başkanı

    Terlikçiler kâhyası.

[tarih]
  • Kethüda

Birleşik Kelimeler: kel kâhya, çiftlik kâhyası, harem kâhyası, kapı kâhyası, kul kâhyası


FEDAİ (Kelime Kökeni: Arapça fidāʾī)


[isim]
  • Bir ülkü uğruna tehlikeli işlere girişerek canını esirgemeyen kimse, serdengeçti

HADDE (Kelime Kökeni: Arapça ḥādde)


[isim]
  • Madenleri tel durumuna getirmek için kullanılan ve türlü çapta delikleri olan çelik araç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • haddeden geçirmek

Birleşik Kelimeler: hadde fabrikası, haddehane


HAYDA


[ünlem]
  • Hayvanları harekete geçirmek için kullanılan söz