HACIBEKTAŞ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



HACIBEKTAŞ harflerini içeren 4 harfli 37 kelime bulunuyor. 4 harfli HACIBEKTAŞ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

HACI12, AHŞA11, HAŞA11, CHAT11, CEHT11, BAHT10, BACI10, HEBA10, BACA9, CABA9, AŞIK8, AŞIT8, ATEH8, ATIŞ8, AKIŞ8, HATA8, ATAŞ7, ATEŞ7, BAKI7, BATI7, KAŞE7, ŞAKA7, CAKA7, ABAT6, BETA6, BEKA6, EBAT6, KABA6, KABE6, TABA6, ATIK5, ATKI5, KITA5, KATI5, TAKI5, ATAK4, TAKA4


ATAK


[sıfat]
  • Düşüncesizce her işe atılan, cüretkâr

    Bütün çocuklar gibi onlar da haşarı, atak ve güreşçi idiler. - Reşat Nuri Güntekin

[halk ağzında]
  • Geveze
[isim] [tıp]
  • Aniden başlayan hastalık nöbeti
[isim]
  • Atılım
[spor]
  • Gol atmak veya sayı kazanmak amacıyla yapılan akın, ofans

Ata Sözleri ve Deyimler

  • atak yapmak

Birleşik Kelimeler: kontratak, panikatak


TAKA


[isim] [denizcilik]
  • Doğu Karadeniz bölgesine özgü yelkenli bir tür kıyı teknesi

    Taka ile deniz yolculuğunun nasıl geçtiğini anlatmayacağım. - Ercüment Ekrem Talu

[mecaz]
  • Bozuk, zor çalışan veya eski kara taşıtları için kullanılan bir söz

ATIK


[isim]
  • Hastane, ev, fabrika vb. yerlerde kullanılmış, artık işlenemez veya çevre için zarar oluşturan her türlü madde
[sıfat]
  • Atılmış, atılan

Birleşik Kelimeler: atık kâğıt, atık su, endüstriyel atık, evsel atık, katı atık, nükleer atık, tıbbi atık, inşaat atığı


ATKI


[isim]
  • Soğuğa karşı omuzlara, başa, sırta veya boyna alınan örtü, bürgü

    Belinde ince bir ceylan postu, sırtında ağaç liflerinden örülmüş kaba bir atkı vardı. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

[halk ağzında]
  • Büyük yaba

Birleşik Kelimeler: atkı iplik


KITA (Kelime Kökeni: Arapça ḳiṭʿa)


[isim] [coğrafya]
  • Yeryüzündeki altı büyük kara parçasından her biri, ana kara

    Avrupa kıtası.

[askerlik]
  • Askerlerin bir komutanın emrinde bir araya gelmesinden oluşan birlik

    Trakya'da, Anadolu'dan gelecek yeni kıtalara intizar edilmektedir. - Falih Rıfkı Atay

[edebiyat]
  • Dörtlük

    Abdülkadir Efendi'nin yazdığı tarih kıtasını aynen buraya geçirmekte bir fayda yok. - Burhan Felek

[eskimiş]
  • Parça, tane

    İki kıta mektup.

Birleşik Kelimeler: kıta sahanlığı, kıtalar arası, hazır kıta, ihtiram kıtası, onur kıtası, şeref kıtası


KATI


[sıfat]
  • Sert, yumuşak karşıtı

    Bu hâl, onu ilk defa giyilen katı gömlek gibi sıkıyordu. - Falih Rıfkı Atay

[mecaz]
  • Hoşgörüsüz, acımasız, merhametsiz, zalim

    Katı yürekli. Katı davranış.

[mecaz]
  • Düşünce ve davranışlarında belli ilkelere sıkı sıkıya bağlı olan
[fizik]
  • Sıvıların ve gazların tersine, içinde bulunduğu kabın veya üstünde bulunduğu yerin biçimini almayan, sulp
[zarf] [eskimiş]
  • Çok, aşırı derecede

    Susadım ol dem hararetten katı / Sundular bir cam dolusu şerbeti - Süleyman Çelebi

Birleşik Kelimeler: katı atık, katı kalpli, katı söz, katı yağ, katı yumurta, katı yürekli, yüreği katı

[isim] [hayvan bilimi]
  • Taşlık

TAKI


[isim]
  • Çoğunlukla evlenen veya nişanlanan birine armağan olarak verilen küpe, bilezik, yüzük, zincir gibi şeylerin tümü
[dil bilgisi]
  • Adın başka bir kelime ile ilgi kurmak üzere aldığı durum eki

    Türkçede -i, -e, -de, -den, -in ekleri birer takıdır.

[dil bilgisi]
  • Cümleler ile kelimeler arasında ilişki kurmaya yarayan kelimeler

    Türkçede ile, göre birer takıdır.


ABAT (Kelime Kökeni: Farsça ābād)


[sıfat] [eskimiş]
  • Bayındır

Ata Sözleri ve Deyimler

  • abat etmek (veya eylemek)
  • abat olmak


BETA (Kelime Kökeni: Fransızca béta)


[isim]
  • Yunan alfabesinin ikinci harfi

Birleşik Kelimeler: beta ışınları


BEKA (Kelime Kökeni: Arapça beḳā)


[isim] [eskimiş]
  • Kalıcılık, ölmezlik

    Fakat böyle bir zevk ve huzurun devam ve bekası olamaz. - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • beka bulmak


EBAT (Kelime Kökeni: Arapça ebʿād)


[isim]
  • Boyut

KABA


[sıfat]
  • Özensiz, gelişigüzel yapılmış, zevksiz, sakil, ince karşıtı

    Cebinden kaba fil dişi saplı bir de çakı çıkardı. - Ömer Seyfettin

[isim]
  • Kuyruk sokumunun her iki yanındaki şişkin yer
[mecaz]
  • Terbiyeye, inceliğe aykırı, çirkin, kötü

    Çocuklardan biri ağzından çok fena, çok kaba bir şey kaçırdı. - Osman Cemal Kaygılı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kabasını almak

Birleşik Kelimeler: kababurun, kaba but, kabadayı, kaba düzen, kaba et, kaba kâğıt, kabakulak, kaba kurgu, kaba kuşluk, kaba kuvvet, kaba saba, kaba sakal, kaba sıva, kaba sofu, kaba su, kabaşiş, kabataslak, kaba tekne, kaba yapı, kaba yel


KÂBE


[isim] [din bilgisi]
  • Mekke'de bulunan, Müslümanlarca kıble olarak kabul edilen ve hac ibadeti yapılırken tavaf edilen kutsal yer
[mecaz]
  • Bir kimsenin taptığı, kutsal saydığı yer

TABA (Kelime Kökeni: Fransızca tabac)


[isim]
  • Kuru tütün yaprağını andıran kızılımsı kahverengi, tütün rengi
[sıfat]
  • Bu renkte olan

ATAŞ (Kelime Kökeni: Fransızca attache)


[isim]
  • Tutturgaç