HABEŞ ile Oluşan Kelimeler (HABEŞ Kelime Türetme)



HABEŞ harflerinden oluşan 17 kelime bulunuyor. HABEŞ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Habeş kelimesinin anlamı nedir? Habeş ile başlayan kelimeler. İçinde habeş olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

5 Harfli Kelimeler

HABEŞ14

4 Harfli Kelimeler

HEBA10

3 Harfli Kelimeler

ŞAH10, HAB9, BAŞ8, BEŞ8, ŞEB8, ABE5

2 Harfli Kelimeler

AH6, EH6, HA6, HE6, AŞ5, EŞ5, ŞE5, AB4, BE4


AB (Kelime Kökeni: Farsça āb)


[isim] [eskimiş]
  • Su

Birleşik Kelimeler: abıhayat, abıkevser, abuhava


BE


[ünlem]
  • `Ey, hey` anlamlarında bir seslenme sözü

    Namluna dayanır, yola dalarsın / Duruşun bakışın yaman, be Ali! - Faruk Nafiz Çamlıbel

[kimya]
  • Berilyum elementinin simgesi

ABE


[ünlem] [halk ağzında]
  • Seslenmek ve dikkati çekmek için özellikle Rumeli'de kullanılan bir söz


[isim]
  • Yemek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aşını, eşini, işini bil
  • aşı pişiren yağ olur, gelinin yüzü ağ olur
  • aş taşınca kepçeye paha olmaz
  • aş tuz ile, tuz oran ile

Birleşik Kelimeler: aş damı, aşerme, aşevi, aşhane, aş ocağı, alaca aş, katıklı aş, arabaşı



[isim]
  • Birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri, benzeri

    Çorabın öbür eşini yerden almak için sol ayağını uzatıyordun. - Ömer Seyfettin

[halk ağzında]
  • Kuma, ortak
[halk ağzında]
  • Arkadaş
[halk ağzında]
  • Döl eşi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eşi benzeri (veya manendi veya menendi) olmamak (veya bulunmamak veya yok)
  • eş tutmak

Birleşik Kelimeler: eş adlı, eş anlam, eş anlı, eş bacaklılar, eş basınç, eş başkan, eş biçim, eş cinsel, eş değer, eş deprem, eş dost, eş eksenli, eş güdüm, eş kanatlı, eşkenar, eş koşma, eş merkezli, eş ölçüm, eş sesli, eş sıcak, eş yapı, eş yapım, eş yükselti, eş zaman, döl eşi


ŞE



AH


[isim]
  • İlenme, beddua
[ünlem]
  • (a:h) Sesin tonuna göre pişmanlık, öfke, özlem, beğenme, sevgi vb. duygular anlatan bir söz

    Ah, ne güzeldi o Direklerarası'ndaki ramazan ve donanma geceleri. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[ünlem]
  • (a:h) Ağrı, acı duyulduğunda söylenen bir söz

    Ah başım!

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ah alan onmaz
  • ah almak
  • ah çekmek
  • ah etmek
  • ahı çıkmak
  • ahını almak
  • ahını yerde koymamak
  • ahı tutmak
  • ahı yerde kalmamak
  • ah yerde kalmaz

Birleşik Kelimeler: ah vah, ahuvah


EH


[ünlem]
  • `Olur, peki veya fena değil` anlamlarında kullanılan bir söz

    Eh! Bize gerekli olan da o; bütçemizi doğrultur, pansiyoner olmaktan vazgeçeriz. - Attila İlhan


HA


[ünlem]
  • İstek uyandırmak için kullanılan bir söz

    Ha göreyim seni! Ha gayret!

[bağlaç]
  • Tekrarlanarak kullanıldığında eşitlik anlamı veren bir söz

    Ha ben gelmişim ha o. Ha bağ ha bahçe ha tarla.

[bağlaç]
  • Bazen tekrarlanan bir emir kipinin tekrarları arasında yer alarak fiil ile anlatılan işin uzadığı ve bundan bıkıldığı bildirilir

    Yürü ha yürü, yol bitmiyor ki.

[edat] [kaba konuşmada]
  • Evet
[teklifsiz konuşmada]
  • (ha:) Soru bildiren bir söz

    Sen de geldin ha?

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ha babam (ha)
  • ha babam de babam
  • ha bire
  • ha deyince
  • ha gayret
  • ha şöyle
  • ha şunu bileydin

[kimya]
  • Hahniyum elementinin simgesi

HE


[edat] [halk ağzında]
  • Evet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • he demek

[kimya]
  • Helyum elementinin simgesi

BAŞ


[isim] [anatomi]
  • İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser

    Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. - Necati Cumalı

[denizcilik]
  • Deniz teknelerinde ön taraf

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ...-nın başında gelmek (veya yer almak)
  • baş (veya başı) çekmek
  • baş (veya başını) alamamak
  • başa çıkmak
  • başa çıkmak
  • başa gelen (dert) çekilir
  • başa gelmek
  • başa gelmeyince bilinmez
  • başa güreşmek
  • baş ağır gerek, kulak sağır
  • baş ağrıtmak
  • başa vermek
  • baş bağlamak
  • baş bulmak
  • baş çevirtmek
  • baş dille tartılır
  • baş döndürmek
  • baş edebilmek
  • baş edememek
  • baş eğmek
  • baş eldeyken
  • baş etmek
  • baş gelmek
  • baş göstermek
  • baş göz etmek
  • baş göz olmak
  • başı ağrımak
  • başı bağlanmak
  • başı belada olmak
  • başı belaya girmek (veya uğramak)
  • başı çatlamak
  • başı dara düşmek
  • başı daralmak
  • başı darda kalmak
  • başı derde girmek
  • başı dönmek
  • başı göğe ermek (veya değmek)
  • başı hoş olmamak
  • başı için
  • başı kazan gibi olmak
  • başım gözüm üstüne
  • başımla beraber
  • başına (...) gelmek
  • başına balta kesilmek (veya olmak)
  • başına bela açmak
  • başına bela almak
  • başına bela olmak (veya kesilmek)
  • başına bir hâl gelmek
  • başına çalmak
  • başına çalsın!
  • başına çıkarmak
  • başına çıkmak
  • başına çorap örmek
  • başına dert açmak
  • başına dert olmak (veya kesilmek)
  • başına devlet (veya talih) kuşu konmak
  • başına dikilmek
  • başına dikmek
  • başına dolamak
  • başına dünyanın belasını sarmak
  • başına ekşimek
  • başına gaile açmak
  • başına geçirmek
  • başına geçmek
  • başına geçmek
  • başına gelen başmakçıdır
  • başına gelmek
  • başına gelmek
  • başına güneş geçmek
  • başına iş açmak
  • başına iş çıkarmak
  • başına iş çıkmak
  • başına kâhya kesilmek
  • başına kakmak (veya kakınç etmek)
  • başına kalmak
  • başına kan çıkmak
  • başına karalar bağlamak
  • başına oturmak
  • başı nâra yanmak
  • başına sarmak
  • başına taç etmek
  • başına taş düşmek (veya yağmak)
  • başına vur, ağzından lokmasını al
  • başına vurmak
  • başına yıkmak
  • başın başı, başın da başı var
  • başında beklemek (veya durmak)
  • başında değirmen çevirmek
  • başında kavak yeli (veya yelleri) esmek
  • başından almak
  • başından aşağı kaynar sular dökülmek
  • başından atmak
  • başından büyük işlere girişmek (veya kalkışmak)
  • başından geçmek
  • başından kalkmak
  • başından korkmak
  • başından savmak
  • başında olmak
  • başında paralansın
  • başında torbası eksik
  • başını acemi berbere teslim eden, pamuğunu cebinden eksik etmez
  • başını ağrıtmak
  • başını alıp gitmek
  • başını ateşlere yakmak
  • başını bağlamak
  • başını beklemek
  • başını belaya sokmak
  • başını bir yere bağlamak
  • başını bir yere sokmak
  • başını boş bırakmak
  • başını çatmak
  • başını çıkarmak
  • başını derde sokmak
  • başını dik tutmak
  • başını dinlemek
  • başını döndürmek
  • başını duman almak
  • başını ezmek
  • başını gözünü yarmak
  • başını istemek
  • başını kaldırmamak (veya kaldıramamak)
  • başını kaşımaya (veya kaşıyacak) vakti olmamak
  • başını koltuğunun altına almak
  • başını kurtarmak
  • başının altında
  • başının altından çıkmak
  • başını nâra yakmak
  • başının çaresine bakmak
  • başının derdine düşmek
  • başının etini yemek
  • başının gözünün sadakası
  • başını ortaya koymak
  • başını taştan taşa vurmak
  • başını toplamak
  • başını uçurmak
  • başını vermek
  • başını yakmak
  • başını yemek
  • başı sağ olsuna gitmek
  • başı sıkılmak (veya sıkışmak)
  • başı sıkıya gelmek
  • başı taşa değmek
  • başı tutmak
  • başı üstünde yeri olmak
  • başı yastığa düşmek
  • başı yastık yüzü görmemek
  • başı yerine gelmek
  • başı zapt olunmamak
  • baş kesmek
  • baş kes, yaş kesme
  • baş kıç olmak
  • baş kıç vurmak
  • baş kırılır (veya yarılır) fes (veya börk) içinde, kol kırılır yen (veya kürk) içinde
  • baş koşmak
  • baş koymak
  • baş nereye giderse ayak da oraya gider
  • baş olan boş olmaz
  • baş ol da istersen soğan başı ol
  • baş olmak
  • baş sağlığı, dünya varlığı
  • baş sallamak
  • başta (veya başında) bulunmak (veya olmak)
  • baştan aşmak
  • baştan çıkarmak
  • baştan çıkmak
  • baştan kara etmek
  • baştan kara gitmek
  • başta taşımak
  • baş tutamamak
  • baş tutmak
  • baş üstünde tutmak
  • baş üstünde yeri var
  • baş vermek
  • baş yakmak
  • baş yapmak
  • baş yastığı baş derdini bilmez
  • baş yemek

Birleşik Kelimeler: başağaç, başağırlık, başağrısı, baş ağrısı, başakortçu, başaktör, başaktris, başaltı, baş altı, başantrenör, başasistan, baş aşağı, başbakan, baş baş, baş başa, başbayan, başbayi, baş belası, baş bezi, baş bıçağı, baş bodoslaması, başbuğ, başçavuş, başdanışman, başdekorcu, başdelege, başdenetçi, başdenetmen, başdizgici, başdoktor, baş döndürücü, baş dönmesi, başdümenci, baş dümeni, başeczacı, başefendi, başeksper, başeser, başeski, başfiyat, başgardiyan, başgarson, başgedikli, başhakem, baş halatı, baş havlusu, başhekim, başhemşire, başhostes, başimam, başkafiye, başkahraman, başkaldırı, başkaldırmak, başkarakter, başkâtip, başkatsayı, başkemancı, başkent, başkesit, başkeşiş, başkilise, başkişi, başkomutan, başkonakçı, başkonsolos, başköşe, başkumandan, başlahana, başmabeyinci, başmakale, başmal, başmekân, başmisafir, başmuallim, başmubassır, başmuharrir, başmurakıp, başmüdür, başmüezzin, başmüfettiş, başmühendis, başmürettip, başmüsevvit, başmüşavir, başmüzakereci, başnokta, başoda, başoyuncu, başöğretmen, başörtü, başpapaz, başparmak, başpehlivan, başpiskopos, başrahip, başrejisör, başrol, başsağlığı, başsavcı, başspiker, başşehir, baştaban, baştabip, baş tacı, baştanımaz, başteknisyen, başucu, baş ucu, başuzman, başülke, başüstü, başüstüne, başvekâlet, başvekil, başvezir, başvurdurmak, başvurmak, başvuru, başvurulmak, başyapıt, başyardımcı, başyargıcı, baş yastığı, başyaver, başyazar, başyazı, başyazman, başyemek, başyıldız, başyönetmen, başyukarı, başa baş, başı açık, başı bağlı, başıboş, başıbozuk, başı bütün, başı dertte, başı devletli, başı dik, başı dimdik, başı dinç, başı dumanlı, başı havada, başı kabak, başı kalabalık, başı önünde, başı yerde, başı yukarıda, başı yumuşak, başına buyruk, baştan savma, akbaş, alabaş, altınbaş, baltabaş, büyükbaş, delibaş, demirbaş, elmabaş, erbaş, iribaş, kancabaş, karabaş, Kızılbaş, kocabaş, küçükbaş, sallabaş, sıkma baş, tokmakbaş, topbaş, üst baş, yaş baş, yeşilbaş, astsubay başçavuş, astsubay kıdemli başçavuş, adam başı, adımbaşı, asesbaşı, aşçıbaşı, atbaşı, aybaşı, ay başı, bacabaşı, barbaşı, bezirgânbaşı, binbaşı, borazancıbaşı, böcekbaşı, bölükbaşı, çarkçıbaşı, çeribaşı, çeşme başı, çeşnicibaşı, çıbanbaşı, dağbaşı, dağ başı, dakika başı, dersbaşı, dört başı mamur, düğüncübaşı, elebaşı, eşekbaşı, hafta başı, hahambaşı, hamalbaşı, hekimbaşı, humbaracıbaşı, ırgatbaşı, işbaşı, kamçıbaşı, kayabaşı, kervanbaşı, kırkyılın başı, kocabaşı, koçbaşı, kolbaşı, koltukbaşı, köprübaşı, Köprübaşı, köşebaşı, kumbaşı, kuşbaşı, kuşçubaşı, kuyruklu yıldız başı, liste başı, madde başı, masabaşı, mehterbaşı, meme başı, mimarbaşı, müneccimbaşı, obabaşı, ocakbaşı, odabaşı, omuz başı, onbaşı, oymakbaşı, ön yüzbaşı, ördekbaşı, pazarbaşı, pınar başı, saat başı, sarbanbaşı, satır başı, sekbanbaşı, semazenbaşı, sofra başı, söz başı, subaşı, şahincibaşı, tepebaşı, Tepebaşı, ustabaşı, yanı başı, yârenbaşı, yılanbaşı, yılbaşı, yiğitbaşı, yüzbaşı, canla başla, bir başına, adam başına, başlı başına, çocuk başına, kadın başına, kendi başına, kız başına, kişi başına, parça başına, tek başına, yalnız başına, aklı başında, işbaşında eğitim, masabaşında, yanı başında

[isim] [eskimiş]
  • Çıban

BEŞ


[isim]
  • Dörtten sonra gelen sayının adı
[sıfat]
  • Dörtten bir artık
[eskimiş]
  • İlkokul

    Biz okumadık, beşi bitirdik. - Tarık Dursun K.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • beş aşağı beş yukarı
  • beş parmağın beşi bir olmaz
  • beş parmağın hangisini kessen acımaz?

Birleşik Kelimeler: beş beter, beşbıyık, beş binlik, beş bir, beş dört, beş duyu, beş iki, beşkardeş, beş milyonluk, beşon, beş para, beş parasız, beşparmak, beşpençe, beştaş, beş üç, beş vakit, beş yüzlü, beş yüzlük, beşibirarada, beşibirlik, beşibiryerde, dübeş, şeşbeş, üç beş


ŞEB (Kelime Kökeni: Farsça şeb)


[isim] [eskimiş]
  • Gece

Birleşik Kelimeler: ruzuşeb


HAB (Kelime Kökeni: Farsça ḫvāb)


[isim] [eskimiş]
  • Uyku

HEBA (Kelime Kökeni: Arapça hebāʾ)


[isim] [eskimiş]
  • Hiçbir işe yaramadan yok olma, boşa gitme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • heba etmek
  • heba olmak