HABERLİK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



HABERLİK harflerini içeren 5 harfli 42 kelime bulunuyor. 5 harfli HABERLİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BAHRİ11, BAHİR11, HABER11, HARBE11, HARBİ11, İHBAR11, ELHAK9, HERİK9, HELAK9, HELİK9, HALİK9, HAİLE9, HAKİR9, İHALE9, İLHAK9, İLKAH9, İKRAH9, İLAHE9, KAHİL9, KAHİR9, KERİH9, RAHLE9, BİLEK7, BİLAR7, BAKİR7, BELKİ7, BELİK7, BEKRİ7, BERİL7, BEKAR7, İBARE7, İKBAL7, KİBAR7, KABİL7, KABİR7, KALBİ7, KEBİR7, LİBRE7, ERKLİ5, ERLİK5, ERİKA5, KİLER5


ERKLİ


[sıfat]
  • Bir şeyi yapmaya, başarmaya gücü yeten, nüfuzlu, muktedir, kadir

ERLİK


[isim]
  • Erkeklik, yiğitlik
[askerlik]
  • Er olma durumu

ERİKA


[isim] [bitki bilimi]
  • Süpürge otu

KİLER (Kelime Kökeni: Farsça kilār)


[isim]
  • Evlerde yiyecek, içecek ve erzakın saklandığı oda, ambar veya dolap

    Kileri kilitlemezdi, paraları meydanda dururdu. - Ömer Seyfettin


BİLEK


[isim]
  • Elle kolun, ayakla bacağın birleştiği bölüm

    Kadın, ağır takılarla yüklü sol bileğini yeşil abajurun altına doğru uzatmış. - Adalet Ağaoğlu

[mecaz]
  • Güç, kuvvet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bileğinde altın bileziği olmak
  • bileğine güvenmek
  • bileğinin hakkıyla (veya gücüyle veya kuvvetiyle veya zoruyla)
  • bilek gibi

Birleşik Kelimeler: bilek damarı, bilek güreşi, bilek saati, demir bilek, tek bilek, ayak bileği, tunç bilekli


BİLAR (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [denizcilik]
  • Katranlı kıldan yapılan ve kalafat işlerinde kullanılan bir macun türü

BAKİR (Kelime Kökeni: Arapça bākir)


[sıfat]
  • Cinsel ilişkide bulunmamış (erkek)

BELKİ (Kelime Kökeni: Arapça bel + Farsça ki)


[zarf]
  • Olabilir ki, muhtemel olarak

    İşte en basit bir sebep. Belki sadeliğinden tuhaf geliyor insana. - Necip Fazıl Kısakürek

[bağlaç]
  • Olsa olsa, ya ... ya ..., ihtimal

    Belki bir sabah vakti, belki bir gece yarısı / Artık nefes almayı bırakıp gideceğiz - Ziya Osman Saba

Ata Sözleri ve Deyimler

  • belki de


BELİK


[isim] [halk ağzında]
  • Saç örgüsü

BEKRİ (Kelime Kökeni: Arapça bekrī)


[sıfat] [eskimiş]
  • Ayyaş

BERİL (Kelime Kökeni: Fransızca béryl)


[isim] [mineraloji]
  • Doğada altıgen billurlar durumunda bulunan, saydam, çoğu yeşil renkli berilyum ve alüminyum silikat

BEKAR (Kelime Kökeni: Fransızca bécarre)


[isim] [müzik]
  • Diyezli veya bemollü bir sesin eski durumuna getirilmesini gösteren nota işareti
[isim]
  • Evlenmemiş kimse

    Bekârdı, evlenmeye vakit bulamamıştı. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bekâra karı boşaması kolaydır
  • bekâr gözü, kör gözü
  • bekârın yakasını it yer, yakasını bit
  • bekâr kalmak (veya yaşamak)

Birleşik Kelimeler: bekârhane, bekâr odası, müzmin bekâr


İBARE (Kelime Kökeni: Arapça ʿibāre)


[isim]
  • Bir düşünceyi anlatan bir veya birkaç cümlelik söz

    Şu ibarelerin neresinde dilimizin şivesine uygunluk var? - Ahmet Rasim


İKBAL (Kelime Kökeni: Arapça iḳbāl)


[isim]
  • Baht açıklığı veya yüksek bir makama, duruma erişmiş olma durumu

    Aşk ile ikbal ile bahtiyar oldum diye / Hangi gafil sevinir, hangi şair yükselir? - Enis Behiç Koryürek

[tarih]
  • Odalık
[eskimiş]
  • İstek, arzu

    Çaya ikbal yok mu?

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ikbali sönmek

Birleşik Kelimeler: ikbal düşkünü, izzetüikbal


KİBAR (Kelime Kökeni: Arapça kibār)


[sıfat]
  • Davranış, düşünce, duygu bakımından ince, nazik olan (kimse)

    İşte senin bu kibar, bu efendi hâllerine bayılıyorum. - Yusuf Ziya Ortaç

[isim] [eskimiş]
  • Büyükler, ulular

Birleşik Kelimeler: kibar düşkünü, kibar lokması, kibarzade, kibarlar âlemi, kelamıkibar, orman kibarı