Haber ile Başlayan Kelimeler



HABER ile başlayan 15 kelime bulunuyor. Başında HABER olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Haber kelimesinin anlamı nedir? Haber ile biten kelimeler. İçinde haber olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

13 Harfli Kelimeler

HABERLEŞİLMEK23

12 Harfli Kelimeler

HABERLEŞİLME22

11 Harfli Kelimeler

HABERLEŞMEK21, HABERSİZLİK21, HABERDARLIK20

10 Harfli Kelimeler

HABERSİZCE23, HABERLEŞME20, HABERCİLİK19, HABERLİLİK16

8 Harfli Kelimeler

HABERSİZ18, HABERDAR16, HABERLİK14

7 Harfli Kelimeler

HABER16, HABER13

5 Harfli Kelimeler

HABER11


HABER (Kelime Kökeni: Arapça ḫaber)


[isim]
  • Bir olay, bir olgu üzerine edinilen bilgi, salık

    Bir zabit nefes nefese şu haberi getirdi. - Orhan Seyfi Orhon

[eskimiş] [dil bilgisi]
  • Yüklem

Ata Sözleri ve Deyimler

  • haber (veya haberi) patlatmak
  • haber almak
  • haber atlamak
  • haber çıkmamak
  • haberden haber vermek
  • haber geçmek
  • haber göndermek
  • haberin olsun!
  • haberi olmak
  • haber salmak (veya yollamak)
  • haber uçurmak
  • haber vermek

Birleşik Kelimeler: haber ajansı, haber bülteni, haber bürosu, haber kaynağı, haber kipi, haber merkezi, haber stüdyosu, acı haber, ana haber sunucusu, atlatma haber, ilmühaber, kara haber, kötü haber, şişirme haber, yalan haber, tekmil haberi, doğum ilmühaberi, ikametgâh ilmühaberi, vefat ilmühaberi


HABERLİ


[sıfat]
  • Bir olay veya durum üzerine bilgisi olan, haberi olan

    Haberli konuk.

[zarf]
  • Haber vermiş veya almış olarak

    Biz oraya haberli gittik.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • haberli olmak


HABERLİK


[sıfat]
  • Haber durumunda olan

HABERLİLİK


[isim]
  • Haberli olma durumu

HABERDAR (Kelime Kökeni: Arapça ḫaber + Farsça -dār)


[sıfat]
  • Haberli, bilgili

    Olup bitenden haberdardır.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • haberdar etmek
  • haberdar olmak


HABERCİ


[isim]
  • Haber getiren kimse, ulak
[mecaz]
  • Bir durumun, bir olayın belirtisi

    Bu bulutlar yağmurun habercisi olsa gerek.

[tarih]
  • Karakulak

HABERSİZ


[sıfat]
  • Haberi olmayan, haber almamış, hiçbir bilgisi olmayan, bihaber
[zarf]
  • Haber vermeden, habersizce, bihaber

    Romancının uyarılarından habersiz kaldınız. - Adalet Ağaoğlu


HABERCİLİK


[isim]
  • Habercinin yaptığı iş

HABERDARLIK


[isim]
  • Haberdar olma durumu

HABERLEŞME


[isim] [teknik]
  • İletişim

Birleşik Kelimeler: kitle haberleşmesi


HABERLEŞMEK


[nesnesiz] [-le]
  • Bir durumu karşılıklı olarak iletmek, karşılıklı olarak haber alıp vermek, iletişmek, muhabere etmek

HABERSİZLİK


[isim]
  • Habersiz olma durumu, bihaberlik

HABERLEŞİLME


[isim]
  • Haberleşilmek işi

HABERLEŞİLMEK


[-le]
  • Haberleşme işi yapılmak

HABERSİZCE


[zarf]
  • Haber vermeden, haberi olmadan, habersiz, gizlice

    Patronun deliye döndüğünden habersizce geldi, elindeki şemsiyeye yapıştı. - Rıfat Ilgaz