H ile Başlayan R ile Biten 5 Harfli Kelimeler



H ile başlayan R ile biten 5 harfli 24 kelime bulundu.R ile başlayan H ile biten 5 harfli kelimeler

Ayrıca, "İçinde Hr olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

HIZIR14, HIŞIR14, HUZUR14, HOŞUR14, HIZAR13, HAZIR13, HIYAR12, HAZAR12, HUMOR12, HAYIR12, HACİR12, HAŞİR12, HEDER11, HUMAR11, HÜNER11, HAMUR11, HABER11, HASIR11, HİSAR10, HATIR10, HASAR10, HAKİR9, HARAR9, HARİR9


HAKİR (Kelime Kökeni: Arapça ḥaḳīr)


[sıfat]
  • Aşağı görülen, değersiz

    O hâlde, insanın yaratılması, kendini hakir bilmesi, aşağı görmesi içindir. - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hakir görmek


HARAR (Kelime Kökeni: Arapça ḫarār)


[isim] [eskimiş]
  • Çoğu kıldan dokunmuş, büyük çuval

    Yedi harar malı bir seferde kamyona yükledi. - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • harar gibi


HARİR (Kelime Kökeni: Arapça ḥarīr)


[isim] [eskimiş]
  • İpek

HİSAR (Kelime Kökeni: Arapça ḥiṣār)


[isim]
  • Bir şehrin veya önemli bir yerin korunması için taştan yapılmış, yüksek duvarlı ve kuleli, çevresinde hendekler bulunan küçük kale, kermen, germen
[isim] [eskimiş] [müzik]
  • Klasik Türk müziğinde bir birleşik makam

Birleşik Kelimeler: hisarbuselik


HATIR (Kelime Kökeni: Arapça ḫāṭir)


[isim]
  • Düşünme, akılda tutma, hafıza, zihin, akıl, yâd

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hatır (veya hatırını) saymak
  • hatıra (veya hatır ve hayale) gelmemek
  • hatır almak
  • hatır eylemek
  • hatır gönül bilmek (veya saymak veya tanımak)
  • hatır gönül yapmak
  • hatır gönül yıkmak (veya kırmak)
  • hatırı için
  • hatırı kalmak
  • hatırına bir şey gelmesin
  • hatırına gelmek
  • hatırına getirmek
  • hatırında kalmak
  • hatırından (veya hatır ve hayalinden) geçmemek
  • hatırından çıkmamak
  • hatırında olmak
  • hatırında tutmak
  • hatırını hoş etmek
  • hatırını kırmak
  • hatırını sormak
  • hatırı sayılır
  • hatır için çiğ tavuk yemek
  • hatır sormak

Birleşik Kelimeler: hatır belasına, hatır senedi, istifsarıhatır, komşu hatırı


HASAR (Kelime Kökeni: Arapça ḫasār)


[isim]
  • Herhangi bir olayın yol açtığı kırılma, dökülme, yıkılma gibi zarar

    Yağmur yollarda hasara yol açtı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hasara uğramak


HEDER (Kelime Kökeni: Arapça heder)


[isim] [eskimiş]
  • Karşılığını alamama, boşa gitme, ziyan olma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • heder etmek
  • heder olmak


HUMAR (Kelime Kökeni: Arapça ḫumār)


[isim] [eskimiş]
  • İçki veya uyku sersemliği

HÜNER (Kelime Kökeni: Farsça huner)


[isim]
  • Beceri isteyen ustalık, beceriklilik

    Benim gibi kurak çölde yaşayanların şiirden, hünerden dem vurmaları nasıl mümkün olur? - Ahmet Kabaklı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hüner göstermek


HAMUR (Kelime Kökeni: Arapça ḫamīr)


[isim]
  • Unun su veya başka sıvılarla yoğrulmuş durumu
[sıfat]
  • İyi pişmemiş (ekmek ve hamur işleri)
[mecaz]
  • Öz, asıl, maya

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hamur açmak
  • hamur gibi
  • hamur tutmak

Birleşik Kelimeler: hamur boya, hamur çorbası, hamur işi, hamur tahtası, hamur tatlısı, hamur teknesi, hallihamur, çömlek hamuru, deve hamuru, milföy hamuru

[isim]
  • Ağrı iline bağlı ilçelerden biri

HABER (Kelime Kökeni: Arapça ḫaber)


[isim]
  • Bir olay, bir olgu üzerine edinilen bilgi, salık

    Bir zabit nefes nefese şu haberi getirdi. - Orhan Seyfi Orhon

[eskimiş] [dil bilgisi]
  • Yüklem

Ata Sözleri ve Deyimler

  • haber (veya haberi) patlatmak
  • haber almak
  • haber atlamak
  • haber çıkmamak
  • haberden haber vermek
  • haber geçmek
  • haber göndermek
  • haberin olsun!
  • haberi olmak
  • haber salmak (veya yollamak)
  • haber uçurmak
  • haber vermek

Birleşik Kelimeler: haber ajansı, haber bülteni, haber bürosu, haber kaynağı, haber kipi, haber merkezi, haber stüdyosu, acı haber, ana haber sunucusu, atlatma haber, ilmühaber, kara haber, kötü haber, şişirme haber, yalan haber, tekmil haberi, doğum ilmühaberi, ikametgâh ilmühaberi, vefat ilmühaberi


HASIR (Kelime Kökeni: Arapça ḥaṣīr)


[isim]
  • Saz, kabuk, yaprak vb. bir bitki maddesiyle örülmüş taban veya tavan örtüsü

    Öğle uykuma daldığım hasır üzerinde başımın altına konmuş yastık lavanta çiçeği kokardı. - Ziya Osman Saba

[sıfat]
  • Tamamı veya bir bölümü böyle bir örgüden yapılan

    İş önlükleri bağlandı, sele denilen hasır sepetlerle tarlaya dalındı. - Orhan Kemal

Birleşik Kelimeler: hasıraltı, hasır çelik, hasır demir, hasır otu


HIYAR (Kelime Kökeni: Farsça ḫiyār)


[isim] [bitki bilimi]
  • Kabakgillerden, uzun, iri meyveli, sürüngen, bir yıllık otsu bir bitki (Cucumis sativus)
[bitki bilimi]
  • Bu bitkinin iri, yeşil ürünü, salatalık
[sıfat] [argo]
  • Kaba saba, görgüsüz, budala

Birleşik Kelimeler: hıyarağa, hıyarağası, hıyaroğluhıyar, hıyarşembe, acı hıyar, denizhıyarı, eşek hıyarı, Hint hıyarı, it hıyarı, denizhıyarları

[isim] [eskimiş] [hukuk]
  • Bir şeyi seçmekte veya yapıp yapmamakta özgürlük

Birleşik Kelimeler: hakkıhıyar


HAZAR (Kelime Kökeni: Arapça ḥażar)


[isim] [eskimiş]
  • Barış
[isim]
  • VI-X. yüzyıllar arasında Hazar Denizi'nin ve Kafkasların kuzeyinde yaşamış bir Türk boyu veya bu boydan olan kimse

HUMOR (Kelime Kökeni: Fransızca humour)


[isim]
  • Gülmece

    Bunca çatık kaşlılık arasında bilgelik, humor nasıl barınabilir? - Tomris Uyar