GÜREŞTİRME Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



GÜREŞTİRME harflerini içeren 5 harfli 27 kelime bulunuyor. 5 harfli GÜREŞTİRME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Güreştirme ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Güreştirme olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

GÜREŞ14, GÜTME12, GERİŞ12, MÜŞİR11, GİRME10, GİTME10, GEMRE10, GERİM10, GERME10, ERMİŞ9, İŞEME9, REŞME9, ŞETİM9, İŞRET8, MÜRİT8, REŞİT8, ŞERİT8, ŞERİR8, TİRŞE8, TEŞRİ8, ÜREME8, ÜREMİ8, ERİME6, METRE6, MERET6, TERME6, TERİM6


ERİME


[isim]
  • Erimek işi

    Dışarıda karlar erimeye başlamış. - Ahmet Ümit

Birleşik Kelimeler: aşırı erime, kemik erimesi


METRE (Kelime Kökeni: Fransızca mètre)


[isim] [matematik]
  • Yer meridyen çemberinin kırk milyonda biri olarak kabul edilen, 100 cm'lik temel uzunluk ölçüsü birimi

    İskenderun Körfezi'ne sekiz yüz metre yukarıdan bakıyordum. - Refik Halit Karay

Birleşik Kelimeler: metrekare, metreküp, metre sistemi, akselerometre, alkalimetre, alkolmetre, altimetre, ampermetre, anemometre, areometre, asidimetre, azotometre, barometre, bolometre, çelik metre, dansimetre, debimetre, dekametre, densimetre, desimetre, dilatometre, dinamometre, elektrodinamometre, elektrometre, fotometre, füzyometre, galvanometre, gazometre, grafometre, gramsantimetre, grizumetre, hektometre, hidrometre, higrometre, interferometre, kalorimetre, kilogrammetre, kilometre, klinometre, kolorimetre, kronometre, lüksmetre, manometre, manyetometre, mikrometre, milimetre, minimetre, odyometre, oleometre, ozonometre, ödyometre, parametre, parkmetre, pedometre, piknometre, pirometre, plüviyometre, polarimetre, radyometre, sakarimetre, sakkarometre, santimetre, sülfürimetre, şerit metre, takeometre, takimetre, takometre, taksimetre, tansiyometre, telefonometre, telemetre, termometre, voltametre, voltmetre


MERET (Kelime Kökeni: Arapça mārid)


[isim]
  • Sıkıntı veren, hoşlanılmayan şeyler veya kimseler için kullanılan sövgü sözü

    Ben de öyle söyledim. Bırakalım artık şu meredi, dedim. - Ahmet Ümit

[sıfat] [halk ağzında]
  • Uğursuz

TERME (Kelime Kökeni: Farsça terme)


[isim] [halk ağzında]
  • Bir tür yaban turpu
[isim]
  • Samsun iline bağlı ilçelerden biri

TERİM


[isim]
  • Bir bilim, sanat, meslek dalıyla veya bir konu ile ilgili özel ve belirli bir kavramı karşılayan kelime, ıstılah

    Bazıları ise terimlerimizi milletlerarası esaslara bağlamak davasındadırlar. - Falih Rıfkı Atay

[mantık]
  • Geleneksel mantıkta özne veya yüklem
[matematik]
  • Cebirsel bir anlatımda + veya - işaretleri arasında bulunan parçalardan her biri
[matematik]
  • Bir denklemde = işaretinin iki yanındaki anlatımlardan her biri
[matematik]
  • Bir kesrin pay ve paydasından her biri, had

Birleşik Kelimeler: terim bilimi, terimler dizgesi, büyük terim, küçük terim, orta terim, bir terimli, çok terimli, iki terimli


İŞRET (Kelime Kökeni: Arapça ʿişret)


[isim] [eskimiş]
  • İçki içme

    İşret meclisi.


MÜRİT (Kelime Kökeni: Arapça murīd)


[isim]
  • Bir tarikat şeyhine bağlanarak ondan tasavvufun yollarını öğrenen, onun doğrultusunda ilerleyen kimse

    Ankara'ya geldiği zaman Hacı Bayram'ı müritleriyle ovada mahsul toplarken görür. - Ahmet Hamdi Tanpınar


REŞİT (Kelime Kökeni: Arapça reşīd)


[sıfat] [eskimiş] [hukuk]
  • Ergin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • reşit olmak


ŞERİT (Kelime Kökeni: Arapça şerīṭ)


[isim]
  • Dar, uzun dokuma veya kumaş parçası

    Güzel bir şeritle künyemi göğsüme bağladım ve gittim. - Falih Rıfkı Atay

[hayvan bilimi]
  • Şeritgillerden, vücudu yassı, birbirine kenetlenmiş boğumları bulunan ve bazısı metrelerce boyda olan bir bağırsak asalağı, tenya, sığır tenyası, sığır şeridi, abdestbozan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şerit değiştirmek

Birleşik Kelimeler: şerit balığı, şerit ihlali, şerit makarna, şerit metre, şerit perde, manyetik şerit, sağ şerit, sol şerit, daktilo şeridi, emniyet şeridi, güvenlik şeridi, sahil şeridi, sığır şeridi, suşeridi, tırmanma şeridi, trafik şeridi


ŞERİR (Kelime Kökeni: Arapça şerīr)


[isim] [eskimiş]
  • Kötülükçü

    Ben de bu şerirleri aynı cezaya çarptıracağım. - Refik Halit Karay


TİRŞE (Kelime Kökeni: Farsça terāşe)


[isim]
  • Yeşil ile mavi arası renk
[sıfat]
  • Bu renkte olan

    Rıhtım kenarlarında en taze yosunların tirşe çizgisi var. - Ruşen Eşref Ünaydın

Birleşik Kelimeler: tirşe gözlü


TEŞRİ (Kelime Kökeni: Arapça teşrīʿ)


[isim] [eskimiş]
  • Yasama

Birleşik Kelimeler: teşri kuvveti


ÜREME


[isim]
  • Üremek işi
[biyoloji]
  • Canlıların cinsel hücrelerinin birleşmesinden ortaya çıkan tohumla veya doğrudan doğruya oluşturdukları sporlarla çoğalmaları, tenasül

Birleşik Kelimeler: üreme organları, döllenmesiz üreme, eşeyli üreme, eşeysiz üreme, kendiliğinden üreme


ÜREMİ (Kelime Kökeni: Fransızca urémie)


[isim] [tıp]
  • Ürenin idrarla çıkmayıp kanda birikmesi sonucu ortaya çıkan hastalık

ERMİŞ


[isim] [din bilgisi]
  • Dinî inançlara göre kendisinde olağanüstü manevi güç bulunan kişi, eren, evliya, veli

    Anadolu ermişlerinin hikâyesini de kendine özgü üslubuyla anlatmıştır. - Nezihe Araz