GÜRBÜZLEŞME Harflerini İçeren 3 Harfli Kelimeler



GÜRBÜZLEŞME harflerini içeren 3 harfli 24 kelime bulunuyor. 3 harfli GÜRBÜZLEŞME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Gürbüzleşme ile başlayan 3 harfli kelimeler. İçinde Gürbüzleşme olan 3 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

GÜZ12, BÜZ10, GÜM10, GEZ10, GÜL9, GÜR9, BEZ8, BEŞ8, GEM8, ŞEB8, ZÜL8, ERG7, EGE7, ŞEM7, ZEM7, LEŞ6, MÜL6, ŞER6, ZER6, BRE5, BEL5, EBE5, LEB5, ÜRE5


BRE (Kelime Kökeni: Rumca)


[ünlem] [eskimiş]
  • `Ey, hey` anlamında kullanılan bir seslenme sözü

    Bre Arslan Bey! Sen bu işi kolay mı sanırsın? - Sevinç Çokum

[bağlaç]
  • Tekrarlanan iki emir kipi arasına getirilerek işin sürekliliğini anlatan bir söz

    Öyle bir yol ki git bre git, bitmez. Gez bre gez. Dolaş bre dolaş. - Ahmet Rasim


BEL


[isim] [halk ağzında]
  • İşaret

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bel etmek

[isim] [anatomi]
  • İnsan bedeninde göğüsle karın, sırtla kalçalar arasında daralmış bölüm

    Kolum, boynundan beline doğru kayıyor. - Yusuf Ziya Ortaç

[anatomi]
  • Bu bölümün, sırtın altına rastlayan bölgesi

    Bel ağrısı.

[anatomi]
  • Hayvanlarda omuz başı ile sağrı arası

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bel bağlamak
  • belden aşağı vurmak
  • beli açılmak
  • beli bükülmek
  • beli çökmek
  • belini bükmek
  • belini doğrultmak
  • belini kırmak
  • belini vermek
  • bel kırmak
  • bel vermek

Birleşik Kelimeler: bel ağrısı, bel bağı, bel evladı, bel fıtığı, belgevşekliği, bel kemeri, belkemiği, bel kemiği, bel kündesi, belsoğukluğu, beli bükük, yarı bel, yol bel, etek belde, elibelinde, eteği belinde, kantarı belinde

[isim] [fizyoloji]
  • Meni

Ata Sözleri ve Deyimler

  • beli gelmek
  • belinden gelmek

[isim]
  • Toprağı aktarmaya veya işlemeye yarayan, uzun saplı, ayakla basılacak yeri tahta, ucu sivri kürek veya çatal biçiminde bir tarım aracı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bel bellemek

Birleşik Kelimeler: çatal bel

[isim] [fizik]
  • Ses şiddetiyle ilgili birim

EBE


[isim]
  • Doğum işini yaptıran kadın

    Babam ebe bulmaya koştu. - Ayla Kutlu

[halk ağzında]
  • Büyükanne, nine

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ebe olmak

Birleşik Kelimeler: ebebulguru, ebegümeci, ebekuşağı, ebemkuşağı, körebe, dil ebesi, kumar ebesi, laf ebesi, lakırtı ebesi, oyun ebesi, söz ebesi


LEB


[isim]
  • `Daha söze başlanırken ne denmek istenildiğini çabucak anlamak` anlamındaki leb demeden leblebiyi anlamak deyiminde geçen bir söz

    Doğrusu leb demeden leblebiyi anlarmışsınız, demek ister. - Orhan Kemal


ÜRE (Kelime Kökeni: Fransızca urée)


[isim] [kimya]
  • Azotlu besinlerin vücutta yanmasıyla oluşan, erimiş bir durumda idrarla dışarı atılan azotlu madde

LEŞ (Kelime Kökeni: Farsça lāşe)


[isim]
  • Kokmuş hayvan ölüsü
[sıfat]
  • Çok kötü kokan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • leş gibi
  • leş gibi sarhoş
  • leş gibi serilmek
  • leşini çıkarmak
  • leşini sermek

Birleşik Kelimeler: leş kargası, gemi leşi


MÜL (Kelime Kökeni: Farsça mul)


[isim]
  • Şarap

    Karşıyaka'da İzmir'in gülü / Seyran ediyor elinde mülü - Halk türküsü


ŞER (Kelime Kökeni: Arapça şerr)


[isim]
  • Kötülük, fenalık

    Abdülhak Hamit'in Kemal'e galebesi, şerrin hayra galebesi demekti. - Yahya Kemal Beyatlı

[sıfat]
  • Kötü, fena

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şerrine lanet

Birleşik Kelimeler: ehvenişer


ZER (Kelime Kökeni: Farsça zer)


[isim] [eskimiş] [kimya]
  • Altın

ERG (Kelime Kökeni: Fransızca erg)


[isim] [fizik]
  • CGS sisteminde, uygulama noktasını, kuvvet yönünde 1 santimetre hareket ettiren 1 dinlik kuvvetin yaptığı işe eşit olan iş birimi: Bir kilogrammetre 981 x 105 erge eşittir
[isim] [coğrafya]
  • Büyük Sahra'da kumullarla örtülü bölge

EGE


[isim]
  • Veli

ŞEM (Kelime Kökeni: Arapça şemʿ)


[isim] [eskimiş]
  • Mum, balmumu

    Beni candan usandırdı cefadan yâr usanmaz mı / Felekler yandı ahımdan muradım şemi yanmaz mı? - Fuzuli


ZEM (Kelime Kökeni: Arapça ẕemm)


[isim] [eskimiş]
  • Bir kimseyi kötüleme, yerme, yergi

Birleşik Kelimeler: zemmetmek


BEZ (Kelime Kökeni: Arapça bezz)


[isim]
  • Pamuk veya keten ipliğinden yapılan dokuma, çaput

    Arkamıza kefenimsi bezler geçirip kuşakla bağladılar. - Falih Rıfkı Atay

[sıfat]
  • Kumaş veya dokumadan yapılmış

    Botlarımı çıkartırken yatağın altında Mine'nin bez terliklerini görüyorum. - Ahmet Ümit

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bez alırsan Mısır'dan, kız alırsan asilden
  • bez bağlamak
  • bezi herkesin arşınına göre vermezler
  • bezini yıkamak

Birleşik Kelimeler: gazlı bez, ham bez, kozalaksı bez, sarı bez, soğuk bez, Amerikan bezi, bal özü bezi, baş bezi, bombe bezi, branda bezi, bulaşık bezi, çadır bezi, çocuk bezi, el bezi, etek bezi, Japon bezi, kaput bezi, kefen bezi, namaz bezi, pamuk bezi, sargı bezi, sofra bezi, şeytan bezi, Şile bezi, taharet bezi, toz bezi, ütü bezi, yelken bezi

[isim] [biyoloji]
  • İçinden geçen kandan veya öz sudan bazı maddeler ayırarak salgı oluşturan organ

    Tükürük bezleri. Pankreas bezi.

Birleşik Kelimeler: bez tüyler, ak kan bezi yangısı, böbrek üstü bezi, dil altı bezleri, er bezi, iç salgı bezi, kalkan bezi, kulak altı bezi, meme bezi, paratiroit bezi, ter bezi, tiroit bezi, yağ bezi, gözyaşı bezleri, tükürük bezleri, yağ bezleri


BEŞ


[isim]
  • Dörtten sonra gelen sayının adı
[sıfat]
  • Dörtten bir artık
[eskimiş]
  • İlkokul

    Biz okumadık, beşi bitirdik. - Tarık Dursun K.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • beş aşağı beş yukarı
  • beş parmağın beşi bir olmaz
  • beş parmağın hangisini kessen acımaz?

Birleşik Kelimeler: beş beter, beşbıyık, beş binlik, beş bir, beş dört, beş duyu, beş iki, beşkardeş, beş milyonluk, beşon, beş para, beş parasız, beşparmak, beşpençe, beştaş, beş üç, beş vakit, beş yüzlü, beş yüzlük, beşibirarada, beşibirlik, beşibiryerde, dübeş, şeşbeş, üç beş