GÖRÜŞMECİ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



GÖRÜŞMECİ harflerini içeren 4 harfli 32 kelime bulunuyor. 4 harfli GÖRÜŞMECİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Görüşmeci ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Görüşmeci olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

GÖMÜ17, GÖCE17, GÖRÜ16, ÖRGÜ16, ÖRÜŞ15, ÖŞÜR15, GÖRE14, ÖRGE14, GÜCE13, ÖRÜM13, ÖMÜR13, GİŞE11, GÜME11, MÜGE11, ÖRME11, GÜRE10, ŞECİ10, ÜŞME10, GEMİ9, İMGE9, ERGİ8, EMİŞ8, GERİ8, CEMİ8, ERİŞ7, ECİR7, ŞERİ7, ÜREM7, ERİM5, EMİR5, MERİ5, REMİ5


ERİM


[isim]
  • Bir şeyin erebileceği uzaklık, menzil

    El erimi. Göz erimi.

Birleşik Kelimeler: el erimi, göz erimi, kulak erimi, kurşun erimi

[isim]
  • Muştu

EMİR (Kelime Kökeni: Arapça emr)


[isim]
  • Buyruk, komut, talimat, ferman
[bitki bilimi]
  • Orta Anadolu'da şarap yapımı için üretilen, orta kalın kabuklu, beyaz renkli, kısa ve karışık budanan bir tür üzüm

Ata Sözleri ve Deyimler

  • emir almak
  • emir altına almak
  • emir vermek
  • emrine girmek
  • emrine vermek

Birleşik Kelimeler: emir cümlesi, emir eri, emir kipi, emir kulu, emir komuta zinciri, emirname, emir subayı, emretmek, emreylemek, emrihak, emrivaki, emre muharrer senet, yazılı emir, evvelemirde, arama emri, ita emri, ödeme emri, ölüm emri, tediye emri, verile emri

[isim]
  • Araplarda ve bazı Müslüman ülkelerde bir kavim, şehir veya ülkenin başı

MERİ (Kelime Kökeni: Arapça merʿī)


[sıfat] [hukuk]
  • Geçerli

    Fethi Bey hükûmeti, meri olan bu maddeyi tatbik ettiği için kürsüden izahat vermek ıztırarında kalıyor. - Yahya Kemal Beyatlı


REMİ (Kelime Kökeni: Fransızca rami)


[isim]
  • Genellikle dört kişi arasında elli kâğıtlık bir deste ve iki jokerle oynanan bir iskambil oyunu

ERİŞ


[isim]
  • Erme işi

    Bu makama eriş, ona, bir devlet reisinin tahtına veya koltuğuna kurulmuş gibi bir his verir. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu


ECİR (Kelime Kökeni: Arapça ecr)


[isim] [eskimiş]
  • Sevap

    Bu sabrın ecri büyüktür. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ecir sabır dilemek


ŞERİ (Kelime Kökeni: Arapça şerʿī)


[sıfat] [eskimiş]
  • İslam hukukuyla ilgili

ÜREM


[isim] [ekonomi]
  • Faiz, getiri

ERGİ


[isim] [eskimiş]
  • İyi bir şeye erişme durumu, mazhariyet

EMİŞ


[isim]
  • Emme işi

    Çatlaklar sanki yerin dibine kadar iniyordu. Toprağın suyu öyle bir emişi vardı. - Tarık Buğra


GERİ


[isim]
  • Arka, bir şeyin sonra gelen bölümü, art, alt taraf, ileri karşıtı

    Amerikan barın gerisinden işaret eden barmen seslendi. - Necati Cumalı

[sıfat]
  • Eksik gösteren (saat)

    Bu saat beş dakika geridir.

[sıfat]
  • Aptal, anlayışsız
[sıfat] [mecaz]
  • Benzerlerine ayak uydurup ilerleyememiş, gelişememiş

    Geri düşünce. Geri adam.

[zarf]
  • Geriye doğru

    Bağına, bahçene, suyuna, toprağına veda ederek geri gidiyorum. - Falih Rıfkı Atay

[ünlem]
  • `Geri dön, geri git!` anlamında bir söz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • geri almak
  • geri basmak
  • geri çekilmek
  • geri çevirmek
  • geri dönmek
  • geri durmak
  • geri gitmek
  • geri göndermek
  • geri kalmak
  • geri kalmamak
  • geri komamak
  • geri saymak
  • geri vermek
  • geriye bırakmak
  • geriye dönmek
  • geriye yürümek

Birleşik Kelimeler: geri besleme, geri bildirim, geri çekilme, geri dönüşüm, geri hizmet, geri kafalı, geri kalmış, geri ödeme, geri plan, geri tepme, geri vites, geri zekâlı, geriden geriye, gerisin geri, geriye dönüş, ileri geri

[isim] [halk ağzında]
  • Araba üzerine gerilerek kenarları arabanın korkuluğuna tutturulan ve içine saman veya tahıl doldurulan büyük kıl çuval

CEM (Kelime Kökeni: Arapça cemʿ)


[isim]
  • Toplama, bir araya getirme

    Haymana'da ayrıca kuvvet cemine teşebbüs ettiler. - Atatürk

[eskimiş] [dil bilgisi]
  • Çokluk
[eskimiş] [matematik]
  • Toplama

Birleşik Kelimeler: cem ayini, cemetmek, cemevi, ayinicem


GEMİ


[isim] [denizcilik]
  • Su üstünde yüzen, insan ve yük taşımaya yarayan büyük taşıt, sefine

    Bu yolculuğa bizi götürecek bir tek gemi bulamadık. - Azra Erhat

Ata Sözleri ve Deyimler

  • gemi baş vurmak
  • gemi dövünmek
  • gemi gezmek
  • gemi karaya oturmak
  • gemileri yakmak
  • gemisini kurtaran kaptan
  • gemisini yürütmek
  • gemisi şapa oturmak
  • gemiyi rotasına koymak
  • gemiyi tutmak
  • gemiyi yatırmak

Birleşik Kelimeler: gemi adamı, gemi aslanı, gemi bozma, gemi çıkışı, gemi enkazı, gemi ızgarası, gemi iskeleti, gemi leşi, gemi müdürü, gemi takımı, gemi yatağı, balast gemi, buharlı gemi, bulaşık gemi, yelkenli gemi, ateş gemisi, cankurtaran gemisi, çıkarma gemisi, dökme yük gemisi, harp gemisi, hava gemisi, hastane gemisi, kablo gemisi, kabotaj gemisi, karakol gemisi, kılavuz gemisi, kumandan gemisi, kurtarma gemisi, kuru yük gemisi, mayın arama tarama gemisi, mayın gemisi, sancak gemisi, sarnıç gemisi, savaş gemisi, ticaret gemisi, uzay gemisi, yelken gemisi, yolcu gemisi, yük gemisi


İMGE


[isim]
  • Zihinde tasarlanan ve gerçekleşmesi özlenen şey, hayal, hülya
[ruh bilimi]
  • Duyu organlarının dıştan algıladığı bir nesnenin bilince yansıyan benzeri, hayal, imaj
[ruh bilimi]
  • Duyularla algılanan, bir uyaran söz konusu olmaksızın bilinçte beliren nesne ve olaylar, hayal, imaj

GÜRE


[isim] [halk ağzında]
  • Çiftleşmek isteyen kısrak veya dişi eşek
[sıfat] [mecaz]
  • Kuvvetli, dinç
[sıfat] [mecaz]
  • Çekingen, korkak, ürkek