GÖRENEKSEL harflerini içeren 3 harfli 25 kelime bulunuyor. 3 harfli GÖRENEKSEL kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
GÖN13,
GÖL13,
GÖK13,
ÖGE13,
KÖS10,
LÖS10,
ÖRS10,
SÖR10,
KÖR9,
LÖK9,
ÖKE9,
ÖRK9,
ERG7,
EGE7,
GEN7,
KES4,
SEK4,
SEL4,
SEN4,
SER4,
ERK3,
ELK3,
EKE3,
KEL3,
KER3
ERK
[isim]
-
Bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
[mecaz]
-
Sözü geçerlik, istediğini yaptırabilme gücü, nüfuz
[toplum bilimi]
-
Bir bireyin, bir toplumun, başka birey, küme veya toplumları egemenliği, baskısı ve denetimi altına alma, hürriyetlerine karışma ve onları belli biçimlerde davranmaya zorlama yetkisi veya yeteneği
Birleşik Kelimeler: anaerki, ataerki, bey erki, din erki, el erki, soylu erki, takım erki, varsıl erki, yargı erki, zengin erki
ELK
(Kelime Kökeni: İngilizce elk)
[isim] [hayvan bilimi]
-
Kuzey Avrupa'da yaşayan, geniş dallı boynuzları olan, iri bir tür geyik
EKE
[sıfat] [halk ağzında]
-
Büyük, yetişkin, yaşlı, kart
[isim] [mecaz]
-
Yaşı küçük olduğu hâlde sözleri ve davranışları büyükmüş gibi olan çocuk
KEL
(Kelime Kökeni: Farsça kel)
[sıfat]
[mecaz]
[mecaz]
-
Gelişmemiş, cılız (bitki)
Kel bir ağaç.
[mecaz]
Ata Sözleri ve Deyimler
- kel başa şimşir tarak
- kele köseden yardım olmaz
- keli görünmek
- keli kızmak
- keli körü toplamak
- kelin ayıbını takke örter
- kelin merhemi olsa başına sürer (veya kelin medarı olsa kendi başında olur)
- kel ölür, sırma saçlı olur, kör ölür badem gözlü olur
- kel yanında kabak anılmaz
Birleşik Kelimeler: kelaynak, kel kâhya, keloğlan
KER
(Kelime Kökeni: Farsça ker)
[isim] [eskimiş]
Birleşik Kelimeler: kerli ferli
KES
[isim] [halk ağzında]
-
Genellikle yakmak için kullanılan iri saman
[isim] [spor]
-
Ayak bileklerini de içine alan kapalı jimnastik ayakkabısı
SEK
(Kelime Kökeni: Fransızca sec)
[sıfat]
-
İçine su, başka bir içki veya bir sıvı karıştırılmamış (içki)
Sek viski.
[zarf]
-
İçine su veya bir başka içki karıştırmadan
Sek içmek.
SEL
(Kelime Kökeni: Arapça seyl)
[isim]
-
Sürekli yağan yağmurdan veya eriyen kardan oluşan, geçtiği yerlere zarar veren taşkın su, su taşkını
[mecaz]
-
Hareket hâlindeki büyük kalabalık, yığın
Ellerinde çantalı, küçük yiyecek paketleri, kadınlı erkekli bir memur seli, Ulus Meydanı'na doğru akıyor.
- Necati Cumalı
[mecaz]
-
Etki ve iz bırakan güçlü durum veya davranış
[mecaz]
Ata Sözleri ve Deyimler
- sele gitmek
- sele kapılmak
- sel gibi akmak
- sel gider, kum kalır
- sel götürmek
- sel olup akmak
- sel seli götürmek
Birleşik Kelimeler: buzul seli, sevgi seli
SEN
[isim]
-
Teklik ikinci kişiyi gösteren söz
Ata Sözleri ve Deyimler
- sen ağa ben ağa, koyunları (veya inekleri) kim sağa?
- sen ben davası (veya kavgası)
- sen bilirsin
- senden
- sen giderken ben geliyordum
- seni gidi seni (veya seni seni)
- seninki can da benimki patlıcan mı?
- sen sağ, ben selamet
- sen zot ben zot, ata kim vere ot
Birleşik Kelimeler: elimsende
SER
(Kelime Kökeni: Farsça ser)
[isim] [eskimiş]
Ata Sözleri ve Deyimler
- serde ... var
- ser verip sır vermemek
Birleşik Kelimeler: serasker, serazat, serdengeçti, serdümen, serencam, serhat, serlevha, sermaye, sermest, sermestane, sermuharrir, sermürettip, serpuş, sersefil, sertabip, seryaver
[isim]
ERG
(Kelime Kökeni: Fransızca erg)
[isim] [fizik]
-
CGS sisteminde, uygulama noktasını, kuvvet yönünde 1 santimetre hareket ettiren 1 dinlik kuvvetin yaptığı işe eşit olan iş birimi: Bir kilogrammetre 981 x 105 erge eşittir
[isim] [coğrafya]
-
Büyük Sahra'da kumullarla örtülü bölge
EGE
[isim]
GEN
[sıfat] [eskimiş]
[sıfat]
-
Üçgen, dörtgen vb. geometri terimlerinde `kenarlı` anlamıyla kullanılan bir söz
Birleşik Kelimeler: altıgen, beşgen, çeşitkenar üçgen, çokgen, dış çokgen, dik üçgen, dikdörtgen, dikgen, dokuzgen, dörtgen, eşkenar dörtgen, eşkenar üçgen, iç çokgen, ikizkenar üçgen, köşegen, küresel üçgen, ongen, sekizgen, üçgen, yedigen
[sıfat] [halk ağzında]
[isim] [biyoloji]
-
İçinde bulunduğu hücre veya organizmaya özel bir etkisi olan, kuşaktan kuşağa ve hücreden hücreye geçen kalıtımsal öge
KÖR
(Kelime Kökeni: Farsça kūr)
[sıfat]
[mecaz]
[mecaz]
[mecaz]
-
Arkası tıkalı olan veya işlek olmayan
Kör sokak.
[mecaz]
-
Olguları sezme ve kavrama yetisi, dikkati olmayan
[mecaz]
Ata Sözleri ve Deyimler
- kör değneğini beller gibi
- köre renkten bahsolunmaz
- kör görmez, sezer
- kör itin öldüğü yer
- kör kör parmağım gözüne
- kör kurttan bile vazgeçmemek
- körler mahallesinde ayna satmak
- körler memleketinde şaşılar padişah olur
- körle yatan şaşı kalkar
- kör olası (veya olasıca veya olsun)
- kör ölür badem gözlü olur, kel ölür sırma saçlı olur
- kör pazara varmasın, pazar körsüz kalmasın
- kör satıcının kör alıcısı olur
- körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz
- körün taşı
Birleşik Kelimeler: körağaç, kör alan, kör baca, kör bağırsak, kör boğaz, kör çapa, kör dövüşü, kör duman, kördüğüm, körebe, kör fare, kör hat, kör kadı, kör kandil, kör kaya, kör köstebek, kör kurşun, kör kuyu, körkütük, kör nişancı, kör nokta, kör ocak, köroğlu, kör sıçan, kör şans, kör şeytan, kör talih, kör tapa, kör topal, kör uçuş, kör yılan, körü körüne, bakar kör, elinin körü, gecenin körü, renk körü, üstünkörü, sabahın körü
LÖK
[isim] [halk ağzında]
-
Yedi yaşından büyük erkek boz deve
Ata Sözleri ve Deyimler
[isim] [halk ağzında]
-
Kireç, zeytinyağı, pamuk ve yumurta akının karıştırılması yoluyla, kırık çanak çömlekleri, künkleri birleştirmekte kullanılan macun