GÖNDERTME Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



GÖNDERTME harflerini içeren 5 harfli 33 kelime bulunuyor. 5 harfli GÖNDERTME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Göndertme ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Göndertme olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

DÖGER17, GÖDEN17, GÖRME16, ÖRGEN15, DÖNME14, DÖNEM14, ÖDEME14, DÖNER13, ÖNDER13, GEDME12, ÖRTME12, DENGE11, ENÖTE11, TÖREN11, GEMRE10, GERME10, ERGEN9, GEREN9, TENGE9, DEMET8, DERME8, DENME8, ERDEM8, MEDET8, DENET7, ERDEN7, ENDER7, RENDE7, TREND7, ETMEN6, METRE6, MERET6, TERME6


ETMEN


[isim]
  • Birlikte veya ayrı ayrı etkisini gösteren ve belli bir sonuca götüren güçlerden, şartlardan, ögelerden her biri, amil, faktör

METRE (Kelime Kökeni: Fransızca mètre)


[isim] [matematik]
  • Yer meridyen çemberinin kırk milyonda biri olarak kabul edilen, 100 cm'lik temel uzunluk ölçüsü birimi

    İskenderun Körfezi'ne sekiz yüz metre yukarıdan bakıyordum. - Refik Halit Karay

Birleşik Kelimeler: metrekare, metreküp, metre sistemi, akselerometre, alkalimetre, alkolmetre, altimetre, ampermetre, anemometre, areometre, asidimetre, azotometre, barometre, bolometre, çelik metre, dansimetre, debimetre, dekametre, densimetre, desimetre, dilatometre, dinamometre, elektrodinamometre, elektrometre, fotometre, füzyometre, galvanometre, gazometre, grafometre, gramsantimetre, grizumetre, hektometre, hidrometre, higrometre, interferometre, kalorimetre, kilogrammetre, kilometre, klinometre, kolorimetre, kronometre, lüksmetre, manometre, manyetometre, mikrometre, milimetre, minimetre, odyometre, oleometre, ozonometre, ödyometre, parametre, parkmetre, pedometre, piknometre, pirometre, plüviyometre, polarimetre, radyometre, sakarimetre, sakkarometre, santimetre, sülfürimetre, şerit metre, takeometre, takimetre, takometre, taksimetre, tansiyometre, telefonometre, telemetre, termometre, voltametre, voltmetre


MERET (Kelime Kökeni: Arapça mārid)


[isim]
  • Sıkıntı veren, hoşlanılmayan şeyler veya kimseler için kullanılan sövgü sözü

    Ben de öyle söyledim. Bırakalım artık şu meredi, dedim. - Ahmet Ümit

[sıfat] [halk ağzında]
  • Uğursuz

TERME (Kelime Kökeni: Farsça terme)


[isim] [halk ağzında]
  • Bir tür yaban turpu
[isim]
  • Samsun iline bağlı ilçelerden biri

DENET


[isim]
  • Denetleme işi, teftiş
[sinema] [televizyon]
  • Laboratuvar işlemi tamamlanmış bir filmin herhangi bir eksiği olup olmadığını anlamak için dağıtımcıya verilmeden önce incelenmesi

ERDEN


[sıfat]
  • Bakire
[zarf]
  • Bakire olarak, bakire bir biçimde

    Bu cinayetleri işlemiş olanların iç dünyalarında erden kalmış yığınla insani zenginlik belirir. - Selim İleri


ENDER (Kelime Kökeni: Arapça ender)


[sıfat]
  • Çok az, çok seyrek

    Ender fırsatlarla gittiğim bu salaşın içi bana pek sempatik gelirdi. - Burhan Felek

[zarf]
  • Çok seyrek olarak, çok seyrek bir biçimde

    Gözleri, ender görülen bir acıyla gölgelendi. - Halikarnas Balıkçısı


RENDE (Kelime Kökeni: Farsça rende)


[isim]
  • Tahta yüzeyleri pürüzsüz duruma getirmek, biçim vermek için marangozların kullandığı araç

TREND (Kelime Kökeni: İngilizce trend)


[isim]
  • 343 eğilim

DEMET (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim]
  • Bağlanarak oluşturulmuş deste, bağlam

    Çiçeklikten bir demet maydanoz yolup geldi, sofradaki barbunya pilakisinin üstüne doğradı. - İnci Aral

[bitki bilimi]
  • Üstün yapılı bitkilerde öz suların akmasına yarayan, bitkiye desteklik eden damarlı veya lifli kordon
[anatomi]
  • Uzunlamasına birbirine bitişik olarak bir arada bulunan sinir ve kas telleri topluluğu
[fizik]
  • Bir atomun parçalanmasından doğan elektriklenmiş taneciklerin yörüngelerinden oluşan ışık topluluğu

Birleşik Kelimeler: elektron demeti


DERME


[isim]
  • Dermek işi

Birleşik Kelimeler: derme çatma


DENME


[isim]
  • Denmek işi

ERDEM


[isim]
  • Ahlakın övdüğü iyi olma, alçak gönüllülük, yiğitlik, doğruluk vb. niteliklerin genel adı, fazilet

    Spor, alçak gönüllülük gibi bir erdem aşılar sporcuya. - Necati Cumalı

[felsefe]
  • İnsanın ruhsal olgunluğu

MEDET (Kelime Kökeni: Arapça meded)


[isim]
  • Yardım, imdat

    Bekleyiniz ha başlıyor ha başlayacak, ha bire medet efendim... - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[ünlem]
  • `Yardım edin, imdat` anlamında kullanılan bir seslenme sözü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • medet Allah!
  • medet ummak (veya beklemek)


ERGEN


[sıfat]
  • Döl verebilecek duruma gelmiş olan, erin, yeni yetme, akil baliğ, baliğ

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ergene karı boşamak kolay
  • ergen gözüyle kız alma, gece gözüyle bez alma
  • ergen olmak