GÖKÇE ile Oluşan Kelimeler (GÖKÇE Kelime Türetme)



GÖKÇE harflerinden oluşan 13 kelime bulunuyor. GÖKÇE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Gökçe kelimesinin anlamı nedir? Gökçe ile başlayan kelimeler. İçinde gökçe olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

5 Harfli Kelimeler

GÖKÇE18

4 Harfli Kelimeler

ÖKÇE13

3 Harfli Kelimeler

GÖÇ16, GÖK13, ÖGE13, GEÇ10, ÖKE9, ÇEK6

2 Harfli Kelimeler

ÖÇ11, GE6, ÇE5, EK2, KE2


EK


[isim]
  • Bir şeyin eksiğini tamamlamak için ona katılan parça

    Yazının ekleri.

[sıfat]
  • Eklenmiş, katılmış

    Okul müdürüyken okulun ek inşaatında hamallarla birlikte çalışmış. - Haldun Taner

[dil bilgisi]
  • Kelime türetmek veya kelimenin görevini belirtmek için kullanılan, başa, sona veya kelimenin içine eklenebilen, bağımlı dil bilgisi ögeleri, lahika

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ek bent olmak
  • ekini belli etmemek

Birleşik Kelimeler: ek bileziği, ek bütçe, ek ders, ek eylem, ek fiil, ek görev, ek gün, ek kart, ek kök, ek oylum, ek ödenek, ek poliçe, ek süre, ek tahsisat, iç ek, işlek ek, ön ek, son ek, aidiyet eki, bildirme eki, çekim eki, çoğul eki, çokluk eki, durum eki, edilgenlik eki, eşitlik eki, hâl eki, ilgi eki, iyelik eki, kişi eki, küçültme eki, nispet eki, olumsuzluk eki, soru eki, şahıs eki, topluluk eki, türetme eki, yapım eki, yokluk eki, yön eki, yön gösterme eki, zaman eki, çatı ekleri


KE



ÇE



ÇEK (Kelime Kökeni: İngilizce check)


[isim]
  • Bir kimsenin, satın aldığı hizmet veya ürün karşılığında para yerine verdiği ve karşılığı banka hesabından ödenen yazılı belge

Birleşik Kelimeler: açık çek, bloke çek, karşılıksız çek, hediye çeki

[isim]
  • Slavların batı kolundan olan bir ulus veya bu ulusun soyundan gelen kimse

GE


[kimya]
  • Germanyum elementinin simgesi

ÖKE


[isim]
  • Deha sahibi kimse, dâhi

GEÇ


[sıfat]
  • Belirli zamandan sonra olan

    Gecenin geç ve yıldızsız bir saatiydi. - Nazım Hikmet

[zarf]
  • Kararlaştırılan, beklenen veya alışılan zamandan sonra, erken karşıtı

    Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç / Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • geç kalmak
  • geç olsun da güç olmasın

Birleşik Kelimeler: geçdoğan, er geç


ÖÇ


[isim]
  • Kötü bir davranış veya sözü cezalandırmak için kötülükle karşılık verme isteği ve işi, intikam

    Bunda da biraz öç, biraz nispet, biraz kurum arzusu vardır. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • öç (veya öcünü) almak (veya çıkarmak)


ÖKÇE


[isim]
  • Ayakkabı altının topuğa rastlayan yüksek bölümü, topuk

    Ökçesi yenmiş ayakkabıların üstünde çamurlu paçaları lime lime sarkıyordu. - Ömer Seyfettin

[halk ağzında]
  • Saban demirinin geçtiği ağaç parçası

Birleşik Kelimeler: ökçe çene, yumurta ökçe


GÖK


[isim]
  • İçinde gök cisimlerinin hareket ettiği sonsuz boşluk, uzay, sema, asuman, feza
[sıfat]
  • Bu renkte olan
[sıfat] [halk ağzında]
  • Olgunlaşmamış

    Uzun süren bir kışın karları, soğukları altından fışkıran gök ekinler... - Ahmet Kabaklı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • göğe direk, denize kapak olmaz
  • göğe merdiven dayamış
  • gök delinmek
  • göklere çıkarmak
  • göklere çıkmak
  • göklere uçmak
  • gökte ararken yerde bulmak
  • gökten ne yağdı da yer kabul etmedi
  • gökten zembille mi indi

Birleşik Kelimeler: gök ada, gök atlası, gök bilimi, gök boylamı, gök cismi, gökdelen, gökdoğan, gök ekseni, gök eşleği, gökevi, gök gözlü, gök gürlemesi, gök gürültüsü, gökgüvercin, gök kandil, gök kır, gök kubbe, gök kumu, gökkuşağı, gök kutbu, gökkuzgun, gök küresi, göksoğan, gök taşı, göktırmalayan, gök tırmalayıcı, gök yakut, Gökyolu, gökyüzü, küresel gök bilimi


ÖGE


[isim]
  • Bir bütünü oluşturan, bütünden ayrıştırıldığında da kendi başına anlam taşıyan parça, unsur
[kimya]
  • Birleşik bir şeyi oluşturan basit şeylerden her biri, unsur, eleman
[dil bilgisi]
  • Bir cümleyi oluşturan özne, yüklem, tümleç vb. birimlerden her biri
[toplum bilimi] [mantık]
  • Bir sınıf veya bir topluluğun bireylerinden her biri

Birleşik Kelimeler: inorganik öge, organik öge


GÖÇ


[isim]
  • Ekonomik, toplumsal, siyasi sebeplerle bireylerin veya toplulukların bir ülkeden başka bir ülkeye, bir yerleşim yerinden başka bir yerleşim yerine gitme işi, taşınma, hicret, muhaceret

    Obalarının hâlâ arkası kesilmeyen göçleri devam etmekte idi. - Samiha Ayverdi

[hayvan bilimi]
  • Kuşların, geyiklerin, yarasaların, bazı balık ve böceklerin mevsim, iklim, besin miktarı vb.ne göre çevre değiştirmeleri

    Yüzyıl başında doğanlardan günümüze kalanlar birer birer göçüyor. - Erendiz Atasü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • göç etmek (veya eylemek)
  • göç yolda düzülür

Birleşik Kelimeler: iç göç, beyin göçü, kültür göçü, ruh göçü


GÖKÇE


[isim]
  • Gök rengi, mavi
[sıfat]
  • Bu renkte olan
[sıfat]
  • Gökle ilgili, semavi
[sıfat]
  • Güzel, hoşa giden

    Kutlu Melek yüzü güneş esmeri, gözü menekşe moru, kumral saçı belikli, gökçe gonca artık yoktur. - Tarık Buğra

Birleşik Kelimeler: gökçe yazın