GELENDOST harflerini içeren 3 harfli 22 kelime bulunuyor. 3 harfli GELENDOST kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
EGO8,
GOL8,
EGE7,
GEN7,
DON6,
NOD6,
EDE5,
ONS5,
SOL5,
SON5,
TOS5,
LOT4,
NOT4,
OLE4,
SEL4,
SEN4,
SET4,
TOL4,
TON4,
NET3,
TEL3,
TEN3
NET
(Kelime Kökeni: Fransızca net)
[sıfat]
-
Bütün çizgileri belirgin olan, gözün bütün ayrıntılarıyla algılanan, iyi görünen
[mecaz]
Birleşik Kelimeler: net resim, net ücret
[isim] [spor]
-
Tenis, masa tenisi gibi oyunlarda servis atışlarında topun karşı sahaya geçerken fileye değdiğini belirtmek için kullanılan bir söz
TEL
[isim]
[sıfat]
-
Bu nesneden yapılmış veya bu nesne biçiminde olan
Tel kafes. Tel çivi.
[biyoloji]
-
Bazı organizmaların demet durumundaki oluşumunu meydana getiren ipçiklerin her biri, lif
Ata Sözleri ve Deyimler
- tel çekmek
- teli kırmak
- teller takmak
- tel takınmak
Birleşik Kelimeler: tel cambazı, tel çivi, tel dikiş, tel dokuma, tel dolap, tel fırça, tel halat, tel kadayıf, tel kafes, telkâri, tel kurdu, tel küf, tel küflüce, tel örgü, tel şehriye, tel tel, tel zımba, dikenli tel, bam teli, elektrik teli, gelin teli, kafes teli, telgraf teli, ses telleri
[isim]
Ata Sözleri ve Deyimler
Birleşik Kelimeler: telyazı
TEN
(Kelime Kökeni: Farsça ten)
[isim]
-
İnsan vücudunun dış yüzü, cilt
[eskimiş]
Birleşik Kelimeler: ten fanilası, ten rengi
LOT
(Kelime Kökeni: Fransızca lot)
[isim] [ekonomi]
NOT
(Kelime Kökeni: Fransızca note)
[isim]
[mecaz]
-
Bir şeyin niteliği üzerine edinilen kanı
Ata Sözleri ve Deyimler
- not almak
- not atmak
- not düşmek
- not etmek
- not kırmak
- not tutmak
- notunu vermek
- not vermek
Birleşik Kelimeler: dipnot, geçer not, geçmez not, sonnot, tam not, ders notu, el notu
OLE
(Kelime Kökeni: İspanyolca ole)
[ünlem]
SEL
(Kelime Kökeni: Arapça seyl)
[isim]
-
Sürekli yağan yağmurdan veya eriyen kardan oluşan, geçtiği yerlere zarar veren taşkın su, su taşkını
[mecaz]
-
Hareket hâlindeki büyük kalabalık, yığın
Ellerinde çantalı, küçük yiyecek paketleri, kadınlı erkekli bir memur seli, Ulus Meydanı'na doğru akıyor.
- Necati Cumalı
[mecaz]
-
Etki ve iz bırakan güçlü durum veya davranış
[mecaz]
Ata Sözleri ve Deyimler
- sele gitmek
- sele kapılmak
- sel gibi akmak
- sel gider, kum kalır
- sel götürmek
- sel olup akmak
- sel seli götürmek
Birleşik Kelimeler: buzul seli, sevgi seli
SEN
[isim]
-
Teklik ikinci kişiyi gösteren söz
Ata Sözleri ve Deyimler
- sen ağa ben ağa, koyunları (veya inekleri) kim sağa?
- sen ben davası (veya kavgası)
- sen bilirsin
- senden
- sen giderken ben geliyordum
- seni gidi seni (veya seni seni)
- seninki can da benimki patlıcan mı?
- sen sağ, ben selamet
- sen zot ben zot, ata kim vere ot
Birleşik Kelimeler: elimsende
SET
(Kelime Kökeni: Arapça sedd)
[isim]
-
Toprağın kaymasını veya suyun akmasını önlemek için yapılan kalın duvar
Ata Sözleri ve Deyimler
Birleşik Kelimeler: set üstü ocak
[isim] [spor]
-
Masa tenisi, voleybol vb. oyunlarda maçın her bir bölümü
Birleşik Kelimeler: uyku seti
TOL
[isim] [halk ağzında]
-
Taş kemer veya taş kemerlerle yapılmış ev, oda, kapı vb. şey
TON
(Kelime Kökeni: Fransızca tonne)
[isim]
-
Bir metreküp hacminde ve + 4 °C'deki arı suyun ağırlığı
[isim] [müzik]
-
İnsan veya çalgı sesinin yükseklik, alçaklık derecesi
[dil bilgisi]
-
Ses titreşimlerinin yükselip alçalması, titrem
Birleşik Kelimeler: anlatım tonu
EDE
[isim] [halk ağzında]
ONS
(Kelime Kökeni: Fransızca once)
[isim]
-
Genellikle gümüş, altın ve platin gibi kıymetli metallerin veya elmas, yakut gibi değerli taşların kütlelerinin ölçülmesi için kullanılan, Fransa'da 30,59 gr, İngiltere'de 28,349 gr ağırlığında bir ağırlık ölçüsü birimi
SOL
[sıfat]
-
Vücutta kalbin bulunduğu tarafta olan, sağ karşıtı
Sol el. Sol kulak.
[isim]
-
Bu taraftaki yön
Sola dönmek.
[isim]
-
Sosyalizme yakın görüşte olan grup
[isim] [spor]
-
Boksta sol yumrukla vuruş
Ata Sözleri ve Deyimler
- sola kaymak
- sol eli beklemek
- sol tarafından kalkmak
- sol yapmak
Birleşik Kelimeler: sol açık, sol bek, sol eğilimli, sol haf, sol iç, sol şerit, solda sıfır, ortanın solu
[isim] [müzik]
-
Gam dizisinde fa ile la arasındaki ses
Birleşik Kelimeler: sol anahtarı
[isim]
SON
[sıfat]
[isim]
[isim]
[isim] [mecaz]
[isim] [anatomi]
Ata Sözleri ve Deyimler
- sona ermek
- sona kalan dona kalır
- son bulmak
- son kozunu (veya kartını) oynamak
- son noktayı koymak
- son pişmanlık fayda vermez (veya etmez)
- sonu gelmek
- sonu gelmemek
- sonunu almak
- sonunu getirememek
- son vermek
Birleşik Kelimeler: son adam, sonbahar, son birim, son çeyrek, son dakika, son derece, son deyiş, son ek, son görev, son gürlüğü, son hızla, son kânun, son kerte, son nefes, sonnot, son ses, son söz, son teşrin, son turfanda, son ütücü, son vazife, son yolculuk, çeyrek son, yarı son, baştan sona, hafta sonu, harman sonu, satır sonu, süre sonu, vade sonu, önünde sonunda