GAYRİİNSANİ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



GAYRİİNSANİ harflerini içeren 5 harfli 24 kelime bulunuyor. 5 harfli GAYRİİNSANİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

GNAYS12, GİYSİ12, GAYRİ11, GİRAY11, SİGAR10, SARİG10, SAGAR10, İNGİN9, RİNGA9, AYSAR8, İSYAN8, SARAY8, YASİN8, ARİYA7, AYRAN7, NANAY7, YARAN7, ARSİN6, İNSAN6, NİSAN6, NİSAİ6, NASİR6, SİNİR6, NARİN5


NARİN (Kelime Kökeni: Farsça nārīn)


[sıfat]
  • İnce yapılı, yepelek, nazenin

    Narin bir kızcağızın yanındaki boş yere sokuldu. - Osman Cemal Kaygılı


ARSİN


[isim]
  • Trabzon iline bağlı ilçelerden biri

İNSAN (Kelime Kökeni: Arapça insān)


[isim]
  • Toplum hâlinde bir kültür çevresinde yaşayan, düşünme ve konuşma yeteneği olan, evreni bütün olarak kavrayabilen, bulguları sonucunda değiştirebilen ve biçimlendirebilen canlı
[sıfat] [mecaz]
  • Huy ve ahlak yönünden üstün nitelikli (kimse)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • insan ayağı değmemiş (veya basmamış)
  • insan ayaktan, at tırnaktan kapar
  • insan beşer, kuldur şaşar
  • insan çeşit çeşit, yer damar damar
  • insanda akıl bırakmamak (veya koymamak)
  • insan doğduğu yerde değil doyduğu yerde
  • insan eli değmemiş (veya dokunmamış)
  • insan eti yemek
  • insan gibi
  • insan gönlünün artığını söyler
  • insanın adı çıkacağına canı çıksın
  • insanın alacası içinde, hayvanın alacası dışında
  • insanın eti yenmez, derisi giyilmez, tatlı dilinden başka nesi var?
  • insan içine çıkmak
  • insan insanın şeytanıdır
  • insan kendini beğenmese çatlar
  • insan kıymetini insan bilir
  • insan konuşa konuşa, hayvan koklaşa koklaşa
  • insan kuş misali
  • insan sözünden, hayvan yularından tutulur
  • insan yedisinde ne ise yetmişinde de odur
  • insan yükü (veya eti) ağırdır

Birleşik Kelimeler: insan biçimcilik, insan bilimi, insan coğrafyası, insan evladı, insan hâli, insaniçincilik, insan kurusu, insanmerkezci, insan müsveddesi, insanoğlu, insan sarrafı, insanüstü, üst insan, bilim insanı


NİSAN (Kelime Kökeni: Arapça nīsān)


[isim]
  • Yılın dördüncü ayı, april

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nisan yağar sap olur, mayıs yağar çeç olur

Birleşik Kelimeler: nisanbalığı, nisan bir, nisan yağmuru


NİSAİ (Kelime Kökeni: Arapça nisāʾī)


[sıfat] [eskimiş]
  • Kadınla ilgili

    Nisai hastalık.


NASİR (Kelime Kökeni: Arapça nās̱ir)


[isim] [eskimiş]
  • Nesir yazan, nesir ustası

    Başlıca şair ve nasirleri tamamıyla öğrenmek için külliyat okumak merakına düştüm. - Yahya Kemal Beyatlı


SİNİR


[isim] [anatomi]
  • Duyu ve hareket uyarılarını beyinden organlara, organlardan beyne ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet

    Koket ruhu artık yüzünün sinirlerini idare etmiyordu. - Reşat Nuri Güntekin

[sıfat]
  • Hoşa gitmeyen, can sıkan

    Ne sinir şey!

[halk ağzında]
  • Kas kirişi ve zarı

    Etin sinirlerini ayırmak.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sinirine dokunmak
  • siniri oynamak
  • siniri tutmak
  • sinir kesilmek
  • sinirleri altüst olmak
  • sinirleri ayakta olmak
  • sinirleri boşanmak
  • sinirleri bozulmak
  • sinirleri gergin olmak
  • sinirleri gerilmek
  • sinirleri gevşemek (veya yatışmak)
  • sinirlerine hâkim olmak
  • sinirlerini bozmak
  • sinirlerini germek
  • sinir sahibi olmak

Birleşik Kelimeler: sinir argınlığı, sinir bilimi, sinir buhranı, sinir doku, sinir harbi, sinir hastalığı, sinir hastası, sinir ilacı, sinir kanatlılar, sinir küpü, sinir otları, sinir otu, sinir savaşı, sinir sistemi, sinir törpüsü, sinirleri kuvvetli, sinirleri zayıf


ARİYA (Kelime Kökeni: İtalyanca aria)


[isim] [denizcilik]
  • Sancağı, yelkeni veya sereni direkten aşağı alma

AYRAN


[isim]
  • Süt veya yoğurt yayıkta çalkalanarak yağı alındıktan sonra kalan sulu bölüm

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ayranı kabarmak
  • ayranım budur, yarısı sudur
  • ayranı yok içmeye, atla (veya tahtırevanla) gider sıçmaya

Birleşik Kelimeler: ayran ağızlı, ayran budalası, ayran delisi, ayran gönüllü


NANAY


[isim] [argo]
  • Yok

    Gözü çıksın kasabanın, sabahın onunda su nanay, depo nanay. - Muzaffer İzgü


YÂRAN (Kelime Kökeni: Farsça yārān)


[isim]
  • Dostlar

    Durup el bağlayalar yâran saf saf - Baki

[tarih]
  • Bir amaç çevresinde toplanmış veya aynı amacı güttükleri için bir araya gelmiş olanların tümü

    Rusçuk yâranı. Malta yâranı.


AYSAR


[sıfat]
  • Ayın etkisiyle huyunun değiştiği sanılan (kimse)

İSYAN (Kelime Kökeni: Arapça ʿiṣyān)


[isim]
  • Başkaldırı

    Dâhilî isyanlara mukabele ve mukavemet ettik. - Atatürk

Ata Sözleri ve Deyimler

  • isyan bayrağı (veya bayrağını) açmak (veya çekmek)
  • isyan etmek
  • isyanları oynamak


SARAY (Kelime Kökeni: Farsça serāy)


[isim]
  • Hükümdarların veya devlet başkanlarının oturduğu büyük yapı

    Sarayın içine girmiş olanlar bir bir süngülendiler. - Necip Fazıl Kısakürek

[mecaz]
  • Görkemli ve gösterişli yapı

    Bu ev bir saray.

[eskimiş]
  • Devlet başkanı ve çevresi

    Saraydan çağrılmış.

Birleşik Kelimeler: saray çiçeği, saray konut, saray lokması, saray menekşesi, saraypatı, kervansaray, adalet sarayı, belediye sarayı, kitap sarayı, kültür sarayı, satış sarayı

[isim]
  • Tekirdağ iline bağlı ilçelerden biri

YASİN (Kelime Kökeni: Arapça yāsin)


[isim]
  • Kur'an surelerinden biri

    Sonra arkasından lokma filan dökmek değil a, bir Yasin, bir Fatihacık bile okuyan bulunmaz. - Ömer Seyfettin