GARDIROPÇULUK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



GARDIROPÇULUK harflerini içeren 6 harfli 21 kelime bulunuyor. 6 harfli GARDIROPÇULUK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

GARPÇI18, DALGIÇ16, GARPLI15, LOPÇUK15, ÇIPLAK14, ÇARPIK14, PLAKÇI14, PARKÇI14, DALGIR13, ARGOLU12, ORUÇLU12, DOKULU11, ORDULU11, ORAKÇI11, PIRLAK11, PARKUR11, ÇARKLI10, ÇARLIK10, ODALIK10, DARLIK9, KURALI8


KURALI


[sıfat] [askerlik]
  • Kurasını çekmiş, askere gitmeyi bekleyen (asker)

    Seferberlik başladığı zaman dertli analar nafakasını yok pahasına tefecilere satıyor, kuralı çocuklarına yol parası yetiştiriyorlardı. - Ruşen Eşref Ünaydın


DARLIK


[isim]
  • Dar olma durumu
[mecaz]
  • Geçim zorluğu
[mecaz]
  • İç sıkıntısı

    Yüreği göğsünü yırtacak gibi hopluyor, boğazına bir darlık tıkanıyordu. - Ömer Seyfettin

Birleşik Kelimeler: gönlü darlık, ufku darlık, göğüs darlığı, gönül darlığı, mitral darlığı, nefes darlığı, soluk darlığı, yürek darlığı


ÇARKLI


[sıfat]
  • Çarkı olan
[isim]
  • Her iki yanda birer çarkı bulunan vapur

Birleşik Kelimeler: yandan çarklı


ÇARLIK


[isim] [tarih]
  • Çar olma durumu

ODALIK


[isim] [eskimiş]
  • Bir erkeğin nikâhsız olarak aldığı kadın

    Eskiden bu senin dediklerini yapanlara odalık denirdi. - Burhan Felek

[tarih]
  • Padişah, şehzade ve paşaların saraya alınan karavaşlar arasından seçtikleri kadın, ikbal

    Rahmetli bilmem ne paşanın odalığı imiş. - Ercüment Ekrem Talu


DOKULU


[sıfat]
  • Dokusu olan

Birleşik Kelimeler: besi dokulu


ORDULU


[isim]
  • Ordu ilinden olan kimse

ORAKÇI


[isim]
  • Ücret karşılığı ekin biçen kimse

    Orakçılar gizliden gizliye bu türküyü mırıldanarak saplara tırpan sallıyorlardı. - Reşat Enis


PIRLAK


[isim]
  • Doğan, atmaca vb. yırtıcı kuşları yakalamada çağırtkan olarak kullanılan, avcılarca bir kafes içinde av yerine bırakılan kuş

PARKUR (Kelime Kökeni: Fransızca parcours)


[isim]
  • Binicilik, bisiklet, atletizm, yürüyüş vb. sporların yapıldığı özel yol

ARGOLU


[sıfat]
  • İçinde argo söz bulunan
[zarf]
  • Argo kullanarak (konuşmak)

ORUÇLU


[sıfat]
  • Oruç tutan (kimse), niyetli, ağzı kilitli

    Semtin oruçlu halkı süzülmüş benizliler / Sessizce çarşıdan dönüyorlar birer birer - Yahya Kemal Beyatlı


DALGIR


[isim] [halk ağzında]
  • Hare

ÇIPLAK


[sıfat]
  • Üstünde bulunması gereken giysi, örtü vb. bulunmayan, üryan, nü, cıbıl, cıbıldak

    Kız, çıplak tabanlarını bozuk yolda şaplata şaplata köyün içerisine doğru uzaklaştı. - Ercüment Ekrem Talu

[mecaz]
  • Yoksul (kimse)

    Askerliğini yapmamış, beş parasız, çıplak bir Cemal'in nesi vardı evlenilecek? - Necati Cumalı

[mecaz]
  • Yalın, süssüz

    Çıplak bir anlatım.

[isim]
  • Soyunmuş durumda olan vücudun resmi, nü

Birleşik Kelimeler: çıplak alev, çıplak at, çıplak gözle, çıplak maaş, çıplak maden, çıplak mülkiyet, çıplak resim, çıplak tohumlular, çıplak ücret, çıplaklar kampı, baldırı çıplak


ÇARPIK


[sıfat]
  • Düzgünlüğünü yitirerek eğrilmiş, doğru karşıtı

    İyice kararmış çarpık bir tahta kapı aralık duruyordu. - Çetin Altan

[mecaz]
  • Kötü

    Böylesi anlarda, diziyi çarpık bir nazarla takip etmekten geri duramıyor. - Elif Şafak

[zarf] [mecaz]
  • Aksi, ters, huysuz bir biçimde

    Nedense Makbule, bu davetten çarpık dönüyordu. - Reşat Nuri Güntekin

Birleşik Kelimeler: çarpık çurpuk, çarpık kentleşme