GÜRBÜZLEŞME Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



GÜRBÜZLEŞME harflerini içeren 4 harfli 29 kelime bulunuyor. 4 harfli GÜRBÜZLEŞME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Gürbüzleşme ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Gürbüzleşme olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ÜZGÜ15, GÜRZ13, ÜZÜM12, GÜME11, MÜGE11, ÜLÜŞ11, BEZM10, GÜRE10, GEBE10, MÜZE10, ÜZME10, ÜŞME10, BREŞ9, BEZE9, ÜLEŞ9, ÜZRE9, EŞME8, EZME8, GELE8, MEZE8, MEŞE8, EZEL7, REZE7, ÜREM7, BERE6, ERME5, EMEL5, ELEM5, REEL4


REEL (Kelime Kökeni: Fransızca réel)


[sıfat]
  • Gerçek

ERME


[isim]
  • Ermek işi

EMEL (Kelime Kökeni: Arapça emel)


[isim]
  • Gerçekleştirilmesi zamana bağlı istek

    Bu emele vasıl olmak için bütün gayretimi sarf edeceğim, elimden geleni yapacağım. - Etem İzzet Benice

Ata Sözleri ve Deyimler

  • emel beslemek
  • emeline alet etmek


ELEM (Kelime Kökeni: Arapça elem)


[isim]
  • Acı, üzüntü, dert, keder

    Bu derdi huy edinenler elem çekmez. - Necip Fazıl Kısakürek


BERE


[isim]
  • Bir yere çarpma, incitme veya vurma sonucu vücudun herhangi bir yerinde oluşan çürük
[isim]
  • Yuvarlak, yassı ve sipersiz başlık

    Lacivert beresini sallayarak bir fırtına gibi içeriye girdi. - Abdülhak Şinasi Hisar


EZEL (Kelime Kökeni: Arapça ezel)


[isim]
  • Başlangıcı belli olmayan zaman, öncesizlik

    Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım / Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım - Mehmet Akif Ersoy

Birleşik Kelimeler: ezel ebet


REZE (Kelime Kökeni: Arapça rezze)


[isim]
  • Menteşe

    Kapının reze tarafına yakın yerinde bir parmak kalınlığında bir çatlak gözüme ilişti. - Peyami Safa


ÜREM


[isim] [ekonomi]
  • Faiz, getiri

EŞME


[isim]
  • Eşmek işi
[halk ağzında]
  • Kaynak, pınar
[isim]
  • Uşak iline bağlı ilçelerden biri

EZME


[isim]
  • Ezmek işi

Birleşik Kelimeler: ezme boya, badem ezmesi, fıstık ezmesi, hamsi ezmesi, meyve ezmesi, patlıcan ezmesi, zeytin ezmesi


GELE


[isim]
  • Tavla oyununda elinde kırık taşı bulunan oyuncunun attığı, uygun olmayan zar

    Yine gele attın.


MEZE (Kelime Kökeni: Farsça meze)


[isim]
  • İçki içilirken yenilen yiyecek

    Salatayı, peyniri yenilediler. Bu kadar mezenin yenilip bu kadar içkinin içilmesi gene de bir saat sürmedi. - Necati Cumalı

[mecaz]
  • Eğlence, alay

MEŞE (Kelime Kökeni: Farsça bīşe)


[isim] [bitki bilimi]
  • Kayıngillerden, üç yüz kadar türü arasında, yaz kış yapraklarını dökmeyenleri de bulunan, kerestesi dayanıklı bir orman ağacı (Quercus)
[sıfat]
  • Bu ağaçtan yapılan

Birleşik Kelimeler: meşe kömürü, meşe odunu, meşe palamudu, saçlı meşe, saplı meşe, sidikli meşe, tüylü meşe, mantar meşesi, mazı meşesi, palamut meşesi, Türk meşesi, yer meşesi


BREŞ (Kelime Kökeni: Fransızca brèche)


[isim] [jeoloji]
  • Doğal çimento ile lavlı, kavkılı, kabuklu, kemikli kırıntıların kaynaşmasıyla oluşmuş kütle

BEZE


[isim] [anatomi]
  • Yara veya çıban sebebiyle vücudun herhangi bir yerinde oluşan şişkinlik, gudde

Birleşik Kelimeler: gözyaşı bezeleri

[isim]
  • Hamur topağı, pazı
[isim]
  • Yumurta akı ve pudra şekeri ile yapılan bir çeşit pasta türü