GÜMRÜKLENMEK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



GÜMRÜKLENMEK harflerini içeren 6 harfli 21 kelime bulunuyor. 6 harfli GÜMRÜKLENMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

GÜMRÜK15, GÜNLÜK14, GÜRLÜK14, GÜLMEK13, GÜRLEK12, MÜMKÜN12, GELMEK11, GERMEK11, GERMEN11, KÜRÜME11, ÜRÜMEK11, KÜRKLÜ10, KÜLÜNK10, KENGEL10, KENGER10, LENGER10, KÜREME9, ÜNLEME9, ÜREMEK9, ÜRKMEK9, KERMEN7


KERMEN


[isim] [tarih]
  • Kale

KÜREME


[isim]
  • Küremek işi

ÜNLEME


[isim]
  • Ünlemek işi

ÜREMEK


[nesnesiz]
  • Canlı, doğup çoğalmak

    Altı yedi ay içinde küçük sürü üredi. - Ömer Seyfettin

[mecaz]
  • Çoğalmak, artmak

    Yün kalın olduğu için örgü çabuk ürüyor.


ÜRKMEK


[nesnesiz]
  • Bir şeyden korkup sıçramak, tevahhuş etmek

    Gölgesinden ürkmüş bir Arap atı gibi şahlandı. - Ömer Seyfettin

[mecaz]
  • Çekinmek

    Yaramaz çocuk tutumundan her zaman ürkerdi. - Haldun Taner


KÜRKLÜ


[sıfat]
  • Kürkü olan, kürk giymiş

KÜLÜNK (Kelime Kökeni: Farsça kulunk)


[isim]
  • Taşları, kayaları parçalamakta kullanılan sivri kazma

    Bir yaz sabahı, külüngün ve kazmanın sivri burunları taş odanın tepesini delmeye başladı. - Memduh Şevket Esendal


KENGEL (Kelime Kökeni: Farsça kenger)


[isim] [bitki bilimi]
  • Kenger

Birleşik Kelimeler: kengel sakızı, sütlü kengel


KENGER (Kelime Kökeni: Farsça kenger)


[isim] [bitki bilimi]
  • Birleşikgillerden, yaprakları dikenli yaban bir bitki, eşek dikeni, kengel (Cynara cardunculus)

Birleşik Kelimeler: kenger sakızı


LENGER (Kelime Kökeni: Farsça lenger)


[isim] [eskimiş]
  • Yayvan ve kenarları geniş, büyük bakır kap

    Tenha köyün sokaklarında lengerler içinde balık götüren ateş bacaklı çocuklara baktım. - Sait Faik Abasıyanık

[sıfat]
  • Bu kabın alabileceği miktarda olan

    Beykoz çayırında iddiaya girip bütün bir kuzuyla bir lenger iç pilavı gövdeye rüyamızda mı indirmiştik? - Attila İlhan

[denizcilik]
  • Gemi demiri

GELMEK


[-e] [nesnesiz] [-den]
  • Ulaşmak, varmak

    Gurbetten gelmişim yorgunum hancı / Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş - Bekir Sıtkı Erdoğan

[-e]
  • Bir şeye sonradan inanmak, doğruluğuna hak vermek, eğilim göstermek, kabul etmek

    Dediğime geldiniz mi?

[-e]
  • Uygun düşmek

    Caddelerde oturmaya gelmez. - Ömer Seyfettin

[-e]
  • Başlamak, ortaya çıkmak
[yardımcı fiil]
  • Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e) eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur

    Alışageldiğimiz bir anlamı vardı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ...-e gelince
  • gel de (veya gelsin de)
  • gel demesi kolay ama git demesi güçtür
  • gel denilen yere gitmeye ar eyleme, gelme denilen yere gidip yerini dar eyleme
  • geldik yüze, çıktık düze
  • geleceği varsa göreceği de var
  • gelip çatmak (veya dayanmak)
  • gelip geçmek
  • gel keyfim gel
  • gelsin ... (veya gelsin ... gitsin ...)
  • gel zaman git zaman

Birleşik Kelimeler: gelgeç, gelgel, gelip geçici, gide gele, gitmeli gelmeli, varagele, rastgele, taygeldi, gelgelelim, kendigelen, karşı gelim, tümdengelim, söz gelimi, süregelmek


GERMEK


[-i]
  • Bir şeyin uçlarından veya kenarlarından çekerek gergin duruma getirmek

    Yayı daha germe / Kıracaksın - Behçet Necatigil

[-e] [-i]
  • Gergin bir şeyle örtmek
[mecaz]
  • Gergin duruma getirmek, gerginlik yaratmak, sinirlendirmek

Birleşik Kelimeler: gergevşet


GERMEN (Kelime Kökeni: Latince)


[isim] [biyoloji]
  • Canlı yaratıklarda gametlere dayanan ve gametlerle taşınan üreme ögelerinin tümü

KÜRÜME


[isim]
  • Kürümek işi

ÜRÜMEK


[nesnesiz]
  • Havlamak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ürüyen köpek ısırmaz