GÜMÜŞSERVİ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



GÜMÜŞSERVİ harflerini içeren 5 harfli 35 kelime bulunuyor. 5 harfli GÜMÜŞSERVİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

GEVİŞ18, GÜMÜŞ17, SEVGİ16, SEVİŞ15, VERGİ15, GÜREŞ14, REVİŞ14, SÜRGÜ14, VİRÜS14, VERİŞ14, SÜRÜŞ13, SEVİM13, ÜŞÜME13, EVRİM12, GERİŞ12, SEVİR12, SERVİ12, VERİM12, MÜŞİR11, SİMGE11, SÜRÜM11, GİRME10, GERİM10, SERGİ10, ŞEMSİ10, ÜRÜME10, ERMİŞ9, SÜMER9, SÜRME9, SERİŞ9, ÜREMİ8, MERSİ7, RESMİ7, RESİM7, SERİM7


RESMÎ (Kelime Kökeni: Arapça resmī)


[sıfat]
  • Devletin olan, devlete ait, devletle ilgili, özel karşıtı

    Bulunduğumuz yer resmî bir dairenin bürosudur. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[mecaz]
  • Samimi olmayan, teklifli, ciddi

    Kâmuran hemen hemen resmî tavırla hafifçe eğildi. - Reşat Nuri Güntekin

Birleşik Kelimeler: resmî bayram, resmî dil, resmî elbise, resmî giysi, resmî nikâh, yarı resmî


RESİM (Kelime Kökeni: Arapça resm)


[isim]
  • Varlıkların, doğadaki görünüşlerinin kalem, fırça gibi araçlarla kâğıt, bez vb. üzerinde yapılan biçimleri

    Konulu resim parçaları kendiliğinden ve doğru olarak yan yana gelivermiş, hikâye ortaya çıkmıştı. - Tarık Buğra

[hukuk]
  • Bazı eşyadan ve işlerden alınan vergi veya harç

    Osmanlı Devleti'nin birçok vergi ve resimleri bu yüzden doğrudan doğruya yabancı alacaklıların cebine gider. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • resim almak
  • resim çekmek (veya çıkarmak)
  • resim gibi

Birleşik Kelimeler: resim yazı, resmetmek, resmigeçit, resmikabul, baskı resim, cam resim, canlı resim, çıplak resim, çizgi resim, dağlama resim, gölgeli resim, ıstampa resim, kazıma resim, net resim, nevresim, robot resim, saydam resim, temsilî resim, vesikalık resim, yakma resim, atölye resmi, demir resmi, duvar resmi, geçit resmi, işgaliye resmi, kabul resmi, mağara resmi, palamar resmi, tellaliye resmi


SERİM


[isim]
  • Serme işi
[edebiyat]
  • Oyun, roman, hikâye, masal vb. anlatı türlerinde kişilerin ve çevrenin tanıtıldığı, konunun, olayın anlatılmaya başlandığı bölüm

ÜREMİ (Kelime Kökeni: Fransızca urémie)


[isim] [tıp]
  • Ürenin idrarla çıkmayıp kanda birikmesi sonucu ortaya çıkan hastalık

ERMİŞ


[isim] [din bilgisi]
  • Dinî inançlara göre kendisinde olağanüstü manevi güç bulunan kişi, eren, evliya, veli

    Anadolu ermişlerinin hikâyesini de kendine özgü üslubuyla anlatmıştır. - Nezihe Araz


SÜMER


[isim]
  • Mezopotamya'da yaşamış bir ulus ve bu ulustan olan kimse

SÜRME


[isim]
  • Sürmek işi
[sıfat]
  • Sürülerek kullanılan

    Sürme kapak. Sürme kapı.

Birleşik Kelimeler: sürme iskele, iç sürme, kökten sürme, top sürme

[isim]
  • Kirpik diplerine sürülen siyah boya, sürme, is

    Genç güzel aşçı kadının kirpiklerinde sürme, parmaklarında kına yoktu. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sürme çekmek
  • sürmeyi gözden çekmek

[isim]
  • Sürme mantarıgillerin yol açtığı ve tanelerin içini kurum karası bir tozla dolduran ekin hastalığı, rastık

Birleşik Kelimeler: sürme mantarları, buğday sürmesi


SERİŞ


[isim]
  • Serme işi

GİRME


[isim]
  • Girmek işi

    Bu iyi bir şeydi ama yine de benim yüzümden böyle bir duruma girmesini istemiyordum. - Ayla Kutlu

Birleşik Kelimeler: koltuğa girme


GERİM


[isim] [tıp]
  • Dinlenme durumundaki kasın normal gerginliği

SERGİ


[isim]
  • Alıcının görmesi, seçmesi için dizilmiş şeylerin tümü ve bu nesnelerin serildiği yer

    Bir karpuz sergisi açabilmek için projeler yapmakta idi. - Sait Faik Abasıyanık

[halk ağzında]
  • Yaygı, kilim

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sergi açmak
  • sergi sermek

Birleşik Kelimeler: sergievi, sergikarası, sergi salonu, karma sergi, kişisel sergi, tersane sergisi


ŞEMSÎ (Kelime Kökeni: Arapça şemsī)


[sıfat] [eskimiş]
  • Güneşle ilgili

ÜRÜME


[isim]
  • Ürümek işi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ürümesini bilmeyen köpek sürüye kurt getirir


MÜŞİR (Kelime Kökeni: Arapça muşīr)


[isim] [eskimiş]
  • Mareşal

    Sakarya zaferi ile gazi ve müşir Mustafa Kemal Paşa tam otoritesini elde etmiştir. - Falih Rıfkı Atay

[sıfat] [eskimiş]
  • Yazı ile bildiren, haber veren
[isim] [teknik]
  • Taşıtlarda motorun ısı durumunu göstergeye yansıtan araç
[isim] [fizik]
  • Gösterge

SİMGE


[isim]
  • Duyularla ifade edilemeyen bir şeyi belirten somut nesne veya işaret, alem, remiz, rumuz, timsal, sembol