GÖZENEKSİZLİK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



GÖZENEKSİZLİK harflerini içeren 6 harfli 29 kelime bulunuyor. 6 harfli GÖZENEKSİZLİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

GÖZELİ19, GÖZENE19, GÖKSEL17, İNEGÖL16, ÖNSEZİ16, ÖZENLİ15, ÖZELİK15, EZGİLİ13, GEZLİK13, GENZEK13, GENZEL13, KÖKSEL13, KÖSELE13, ZİLSİZ13, ÖKELİK12, SİNGLE11, GELENİ10, GİNELİ10, GENLİK10, KİNSİZ10, KENGEL10, İSKELE7, KİLİSE7, KESELİ7, KESKİN7, SİNLİK7, SEKİLİ7, İLİNEK6, KLİNİK6


İLİNEK


[isim] [felsefe]
  • Bir şeye zorunluluk sonucu bağlı olmayan, onun özünde bulunmayan, rastlantı ile olan nitelik, araz

KLİNİK (Kelime Kökeni: Fransızca clinique)


[isim] [tıp]
  • Hastanın bakıldığı, muayene edildiği yer

    Onu, anlamını yitiren kliniğe ayaklarının alışkanlığı götürüyordu. - Tarık Buğra

[sıfat]
  • Vücut muayenesinde görülen (hastalık belirtisi)

    Klinik belirtiler çoğu kez bir hastalığın teşhisi için yetmeyebilir.

Birleşik Kelimeler: klinik araştırma, klinik vaka


İSKELE (Kelime Kökeni: İtalyanca scala)


[isim]
  • Deniz taşıtlarının yanaştığı, çoğu tahta ve betondan yapılmış, denize doğru uzanan yer

    Vapurdan indi, iskeleye çıkar çıkmaz etrafına bakındı. - Sait Faik Abasıyanık

[sinema] [televizyon]
  • Işıkların yerleştirilmesi, ışıkçıların dolaşabilmesi için stüdyolarda tavana yakın yerde duvarı çepeçevre saran çıkıntı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iskele almak

Birleşik Kelimeler: iskele alabanda, iskele babası, iskele kelepçesi, iskele kuşu, sürme iskele, ip iskelesi


KİLİSE (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [din bilgisi]
  • Hristiyanların ibadet etmek için toplandıkları yer

    Onlardan iki fedai kilise kapısının karşısındaki harap evin penceresine mitralyözlerini kurdu. - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kilise direği gibi

Birleşik Kelimeler: kilise çanı, kilise hukuku, başkilise


KESELİ


[sıfat]
  • Kesesi olan

Birleşik Kelimeler: keseli kurt


KESKİN


[sıfat]
  • Çok kesici, iyi kesen

    Sonunda keskin bir taşı testere gibi kullanarak ipi incelte incelte kopardı. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[mecaz]
  • Tiz (ses)

    Bir kadın sesiydi bu. İnce ve keskin, dikkati hemen kapan ve bırakmayan bir ses. - Peyami Safa

[mecaz]
  • Kırıcı, incitici

    En yakın dostlarının bile kusurlarını keskin bir dille yüzlerine vururmuş. - Haldun Taner

[mecaz]
  • Etkili, sert

    Masanın başında, güneşten yanmış yüzü, sert ve derin çizgilerle dolu, keskin bakışlı, kıranta bir adam oturuyor. - Esat Mahmut Karakurt

[mecaz]
  • Kıvrak

    Bu çeneyle atbaşı giden keskin bir zekâsı var. - Cahit Sıtkı Tarancı

[mecaz]
  • Hassas
[mecaz]
  • Dikkatli
[argo]
  • Zampara

Ata Sözleri ve Deyimler

  • keskin sirke küpüne (veya kabına) zarar
  • keskin zekâ keramete kıç attırır

Birleşik Kelimeler: keskin nişancı, gözü keskin

[isim]
  • Kırıkkale iline bağlı ilçelerden biri

SİNLİK


[isim]
  • Mezarlık

SEKİLİ


[sıfat]
  • Sekisi olan

GELENİ


[isim] [halk ağzında]
  • Tarla faresi, büyük fare

GİNELİ


[isim]
  • Gine halkından veya bu halkın soyundan olan kimse

GENLİK


[isim]
  • Genişlik
[fizik]
  • Dalga genliği
[halk ağzında]
  • Bolluk, refah

Birleşik Kelimeler: dalga genliği


KİNSİZ


[sıfat]
  • Kini olmayan, kin taşımayan

    Bütün arzum, bu kinsiz, gurursuz, sade ve sakin mahlukların içinde yaşamaktan ibaretti. - Reşat Nuri Güntekin


KENGEL (Kelime Kökeni: Farsça kenger)


[isim] [bitki bilimi]
  • Kenger

Birleşik Kelimeler: kengel sakızı, sütlü kengel


SİNGLE (Kelime Kökeni: İngilizce single)


[isim]
  • 343 tekli

ÖKELİK


[isim]
  • Öke olma durumu