GÖNÜLSÜZCE Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



GÖNÜLSÜZCE harflerini içeren 5 harfli 28 kelime bulunuyor. 5 harfli GÖNÜLSÜZCE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

GÖZCÜ23, GÖNCÜ20, GÖZLÜ20, ÖZGÜL20, ÖZGÜN20, SÖZCÜ20, GÖCEN18, SÖZCE18, GÖNÜL17, ÖLGÜN17, SÜZGÜ17, SÖZLÜ17, GÜCÜN16, GÜLCÜ16, GÜZÜN16, ÖNCÜL16, ÜZGÜN16, ÖZSEL15, SÖZEL15, GÜNCE14, GÜZEL14, ÖZNEL14, ÖNCEL14, SÜNGÜ14, GÜNLÜ13, ÜNSÜZ13, ÖNSEL12, SÜLÜN10


SÜLÜN


[isim] [hayvan bilimi]
  • Sülüngillerden, kuyruğu çok uzun, eti yenilen bir kuş (Phasianus colchicus)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sülün gibi


ÖNSEL


[sıfat] [felsefe]
  • Hiçbir denemeye dayanmayan ve akıl yordamıyla bulunup ortaya konan, apriori

GÜNLÜ


[sıfat]
  • Tarihli

    25 Ağustos 1967 günlü yazı.


ÜNSÜZ


[sıfat]
  • Ünü olmayan, şöhretsiz
[isim] [dil bilgisi]
  • Ses yolunda bir engele çarparak çıkan ses, sessiz, sessiz harf, konson, konsonant

Birleşik Kelimeler: ünsüz benzeşmesi, ünsüz düşmesi, ünsüz göçüşmesi, ünsüz ikizleşmesi, ünsüz tekleşmesi, ünsüz türemesi, ünsüz uyumu, akıcı ünsüz, bağlayıcı ünsüz, ıslıklı ünsüz, ikiz ünsüz, koruyucu ünsüz, ötümlü ünsüz, ötümsüz ünsüz, patlayıcı ünsüz, sedalı ünsüz, sedasız ünsüz, sert ünsüz, sızıcı ünsüz, sürekli ünsüz, süreksiz ünsüz, titreşimli ünsüz, titreşimsiz ünsüz, tonlu ünsüz, tonsuz ünsüz, türeme ünsüz, ağız ünsüzü, art avurt ünsüzü, art damak ünsüzü, avurt ünsüzü, bağlantı ünsüzü, damak ünsüzü, diş eti-damak ünsüzü, diş eti-dudak ünsüzü, diş eti ünsüzü, diş-damak ünsüzü, diş-dudak ünsüzü, diş ünsüzü, dudak ünsüzü, geniz ünsüzü, gırtlak ünsüzü, koruma ünsüzü, küçük dil ünsüzü, ön avurt ünsüzü, ön damak ünsüzü, peltek diş ünsüzü, değişimli ünsüzler


GÜNCE


[isim] [edebiyat]
  • Günlük (I)

GÜZEL


[sıfat]
  • Göze ve kulağa hoş gelen, hayranlık uyandıran, çirkin karşıtı

    Güzel kız. Güzel çiçek.

    Yalının en güzel odası bizimdi.

[isim]
  • Güzel kız veya kadın

    Güzeller deniz kenarına geldikleri zaman âşıklar da kale burçlarına ve bedenlerine dolarlar. - Asaf Halet Çelebi

[isim]
  • Güzellik kraliçesi
[zarf]
  • Hoşa giden, beğenilen, iyi, doğru bir biçimde

    Arabayı koştururken boyunlarındaki ziller güzel şıngırdıyordu atların. - Reşat Enis

[zarf]
  • Adamakıllı, şiddetli

    Karıkoca bu kuzu yüzünden güzel bir kavga ettiler. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • güzel bürünür, çirkin görünür
  • güzele bakmak sevaptır
  • güzele kırk günde doyulur, iyi huyluya kırk yılda doyulmaz
  • güzele ne yakışmaz (veya yaraşmaz)
  • güzel hatırı için
  • güzeli herkes sever
  • güzelim
  • güzellerin talihi çirkin olur
  • güzel olmak

Birleşik Kelimeler: güzelavrat otu, güzel duyu, güzel güzel, güzelhatun çiçeği, güzel sanatlar, güzel yazı sanatı, bir güzel, gelişigüzel, camgüzeli, çayırgüzeli, denizgüzeli, dünya güzeli, saksıgüzeli


ÖZNEL


[sıfat]
  • Özneye ilişkin olan, öznede oluşan, nesnelerin gerçeğine değil, bireyin düşünce ve duygularına dayanan, enfüsi, subjektif, nesnel karşıtı

    Bence bunu düşünelim ve ortaya çıkacak öznel davranışımızı içtenlikle dile getirelim. - Melih Cevdet Anday


ÖNCEL


[isim]
  • Bir görevde, meslekte kendinden önce yerini tutmuş olan kimse, selef, ardıl karşıtı
[mantık]
  • Sonucun çıkarıldığı önerme veya önermeler

Birleşik Kelimeler: öncel belirleme, öncel düzen


SÜNGÜ


[isim] [askerlik]
  • Tüfek namlusunun ucuna takılan küçük kılıç biçiminde delici silah

    Cephane suyunu çekti. Süngü hücumuna kalkılacak. - Attila İlhan

[madencilik]
  • Kavlakları düşürmek için kullanılan sivri uçlu, uzun çelik çubuk

Birleşik Kelimeler: süngüsü düşük


ÖZSEL


[sıfat]
  • Öz ile ilgili

SÖZEL


[sıfat]
  • Sözle ilgili, söze dayanan

Birleşik Kelimeler: sözel öğrenme


GÜCÜN


[zarf] [halk ağzında]
  • Dara dar

GÜLCÜ


[isim]
  • Gül üreten veya alıp satan kimse

GÜZÜN


[zarf]
  • Güz mevsiminde, sonbaharda

ÖNCÜL


[sıfat]
  • Önde giden, önde olan, artçıl karşıtı
[isim]
  • Bir bilimsel çalışmada işe koyulurken, araştırmaya konu edilmeksizin doğru sayılan önerme
[isim] [mantık]
  • Bir tasımda sonucu hazırlayan ilk iki önermeden her biri, mukaddem
[isim] [mantık]
  • Bir çıkarımın öncüller kümesini oluşturan önermelerden herhangi biri, mukaddem
[isim] [halk ağzında]
  • Kılavuz, öncü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • öncül olmak