GÖÇKÜN ile Oluşan Kelimeler (GÖÇKÜN Kelime Türetme)



GÖÇKÜN harflerinden oluşan 15 kelime bulunuyor. GÖÇKÜN kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Göçkün kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

6 Harfli Kelimeler

GÖÇKÜN21

5 Harfli Kelimeler

GÖÇÜK20

4 Harfli Kelimeler

GÖÇÜ19, GÖNÇ17

3 Harfli Kelimeler

GÖÇ16, GÖN13, GÖK13, GÜÇ12, GÜN9, ÇÜK8

2 Harfli Kelimeler

ÖÇ11, ÖN8, ÜÇ7, NÜ4, ÜN4


NÜ (Kelime Kökeni: Fransızca nu)


[sıfat]
  • Çıplak
[isim]
  • Çıplak resim

ÜN


[isim]
  • Ses

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ün almak (veya kazanmak veya salmak veya yapmak)
  • üne kavuşmak


ÜÇ


[isim]
  • İkiden sonra gelen sayının adı
[sıfat]
  • İkiden bir artık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • üç aşağı beş yukarı
  • üç aşağı beş yukarı dolaşmak
  • üç günlük ömür
  • üç maymunu oynamak
  • üç nalla bir ata kaldı

Birleşik Kelimeler: üç adım, üçayak, üç aylar, üç aylık, üç başlı, üç beş, üç beyaz, üç bir, üç birlik kuralı, üç boyutlu, üç buçuk, üçbudak, üç buutlu, üççatal, üççeyrek, üç durum yasası, üç düzlemli, üç etek, üçgen, üçgül, üç hâl kanunu, üç iki, üçkâğıt, üçkat, üç nokta, üç otuzunda, üç parmaklı, üçtaş, üçteker, üçtelli, üçten dokuza, beş üç


ÇÜK


[isim] [kaba konuşmada]
  • Erkeklik organı

ÖN


[isim]
  • Bir şeyin esas tutulan yüzü, arka karşıtı

    Arabam bir gece kulübünün önünde duruyor. - Ahmet Ümit

[sıfat]
  • Benzerler arasında bakılan veya gidilen yönde olan

    Ben, Anafartalar'da Mustafa Kemal'in bulunduğu en ön siperlerde de kurşun attım. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • önde gelmek
  • öne almak
  • öne çıkmak
  • öne düşmek
  • öne sermek
  • öne sürmek
  • önü alınmak
  • önünde ardında gidilmez
  • önüne arkasına bakmadan
  • önüne bakmak
  • önüne bir kemik atmak
  • önüne çıkmak
  • önüne dikilmek
  • önüne düşmek
  • önüne geçmek
  • önüne gelen
  • önüne geleni kapar, ardına geleni teper
  • önüne katmak
  • önünü almak
  • önünü ardını düşünmemek
  • önünü kesmek

Birleşik Kelimeler: ön ad, ön buharlaşma, ön büro, ön alım, ön avurt, önayak, ön ayak, ön belirti, ön bilgi, ön çalışma, ön damak, ön denetim, ön deyi, ön deyiş, ön doğru, ön ek, ön eleme, ön göğüs, öngörmek, öngörü, öngörülmek, ön gösterim, ön gün, ön hekim, ön içki, ön izleme, ön kabul, ön kayıt, ön kesinti, ön kol, ön koşul, ön lisans, ön oda, ön oluş, ön ödeme, ön proje, ön rapor, ön seçici, ön seçim, ön ses, ön sevişme, önsezi, ön soruşturma, ön söz, ön sözleşme, ön şart, ön tasar, ön tasım, ön teker, ön uyum, ön vurgu, ön yargı, ön yaylak, ön yüzbaşı, önden çekişli, önü sıra, önünde sonunda, göz önü, başı önünde, göz önünde


GÜN


[isim]
  • Güneş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • gün ağarmak
  • gün almak
  • gün atmak
  • gün batmak
  • gün bugün
  • gün doğmadan kimliği söylenmez
  • gün doğmadan neler doğar
  • gün doğmak
  • gün doğmak
  • güne göre kürk giyinmek gerek
  • gün eylemek
  • gün geçer, kin geçmez
  • gün geçirmek (veya öldürmek)
  • gün geçmek
  • gün gibi açık
  • gün görmemek
  • gün güne uymaz
  • gün kavuşmak
  • gün koymak
  • günlerden bir gün
  • günleri gece olmak
  • günleri sayılı olmak
  • gün meselesi
  • gün ola harman ola
  • gün olur yılı besler, yıl olur günü beslemez
  • gün saymak
  • günü (veya gününü) kurtarmak
  • günü dolmak
  • günü gününe uymaz
  • gününü (veya günlerini) saymak (veya beklemek)
  • gününü doldurmak
  • gününü görmek
  • gününü göstermek
  • gününü gün etmek
  • günü yetmek
  • gün varken davarını eve götür
  • gün yemek
  • gün yüzü görmemek
  • gün yüzü görmemiş (söz veya küfür)

Birleşik Kelimeler: günâşık, günaşırı, günaydın, gün balı, gün balığı, gün batımı, gün batısı, günbegün, günberi, gün boyu, günçiçeği, gün dikilmesi, gün doğusu, gündöndü, gün dönümü, gün durumu, güngörmez, güngörmüş, gün gülü, gün günden, günısı, gün ışığı, günindi, gün merkezli, gün ortası, günöte, Gün tutulması, gün tün eşitliği, gün yağmuru, gün yayı, gün yeli, günden güne, günebakan, günler günü, günübirlik, günü geçmiş, günü gününe, günün adamı, günün birinde, ala gün, artık gün, ay gün takvimi, ay gün yılı, ek gün, ertesi gün hapı, her gün, iyi gün, iyi gün dostu, kara gün, kara gün dostu, mübarek gün, öbür gün, ön gün, öte gün, tam gün, ana baba günü, arife günü, aşure günü, bayram günü, çalışma günü, doğum günü, güneş günü, halk günü, hesap günü, imza günü, iş günü, kabul günü, kandil günü, kış günü, kıyamet günü, mahşer günü, okuma günü, paça günü, yaş günü, yıldız günü


ÖÇ


[isim]
  • Kötü bir davranış veya sözü cezalandırmak için kötülükle karşılık verme isteği ve işi, intikam

    Bunda da biraz öç, biraz nispet, biraz kurum arzusu vardır. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • öç (veya öcünü) almak (veya çıkarmak)


GÜÇ


[isim]
  • Fizik, düşünce ve ahlak yönünden bir etki yapabilme veya bir etkiye direnebilme yeteneği, kuvvet, efor

    Zihin gücü. Yaşama gücü.

[mecaz]
  • Yeterliliğini ve güvenilirliğini kanıtlamış kimse
[coğrafya]
  • Bir akarsuyun aşındırma ve taşıma yeteneği
[fizik]
  • Birim zamanda yapılan iş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • gücü gücü yetene
  • gücü kesilmek
  • gücü yetmek

Birleşik Kelimeler: güç birliği, güç kaynağı, aktif güç, artı güç, askerî güç, elektromanyetik güç, gizil güç, iş güç, kesintisiz güç kaynağı, vurucu güç, zırhlı güç, dış güçler, üretim güçleri, bağlantı gücü, beygir gücü, beyin gücü, düş gücü, fizik gücü, hayal gücü, iş gücü, makine gücü, yaptırım gücü, yargı gücü, yasama gücü, yaşama gücü, yürütme gücü, gücü gücüne, var gücüyle

[sıfat]
  • Ağır ve yorucu emekle yapılan, çetin, müşkül, kolay karşıtı

    Bir sanat eserini tenkit ne güç iştir! - Ahmet Muhip Dranas

[zarf]
  • Zorlukla

    Kendini yatağa güç atmış ve sızıp kalmıştı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • güce sarmak
  • gücüne gitmek
  • gücüne koşmak
  • güç gelmek
  • güç mevkide kalmak

Birleşik Kelimeler: gücü gücüne, güçbeğenir, güç bela, dayanma gücü


GÖN


[isim]
  • İşlenmiş deri
[halk ağzında]
  • Hayvan derisi

    Boya değil altın yaldız vursan manda gönü gibi donuk duruyor. - Burhan Felek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • gön yufka yerinden delinir


GÖK


[isim]
  • İçinde gök cisimlerinin hareket ettiği sonsuz boşluk, uzay, sema, asuman, feza
[sıfat]
  • Bu renkte olan
[sıfat] [halk ağzında]
  • Olgunlaşmamış

    Uzun süren bir kışın karları, soğukları altından fışkıran gök ekinler... - Ahmet Kabaklı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • göğe direk, denize kapak olmaz
  • göğe merdiven dayamış
  • gök delinmek
  • göklere çıkarmak
  • göklere çıkmak
  • göklere uçmak
  • gökte ararken yerde bulmak
  • gökten ne yağdı da yer kabul etmedi
  • gökten zembille mi indi

Birleşik Kelimeler: gök ada, gök atlası, gök bilimi, gök boylamı, gök cismi, gökdelen, gökdoğan, gök ekseni, gök eşleği, gökevi, gök gözlü, gök gürlemesi, gök gürültüsü, gökgüvercin, gök kandil, gök kır, gök kubbe, gök kumu, gökkuşağı, gök kutbu, gökkuzgun, gök küresi, göksoğan, gök taşı, göktırmalayan, gök tırmalayıcı, gök yakut, Gökyolu, gökyüzü, küresel gök bilimi


GÖÇ


[isim]
  • Ekonomik, toplumsal, siyasi sebeplerle bireylerin veya toplulukların bir ülkeden başka bir ülkeye, bir yerleşim yerinden başka bir yerleşim yerine gitme işi, taşınma, hicret, muhaceret

    Obalarının hâlâ arkası kesilmeyen göçleri devam etmekte idi. - Samiha Ayverdi

[hayvan bilimi]
  • Kuşların, geyiklerin, yarasaların, bazı balık ve böceklerin mevsim, iklim, besin miktarı vb.ne göre çevre değiştirmeleri

    Yüzyıl başında doğanlardan günümüze kalanlar birer birer göçüyor. - Erendiz Atasü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • göç etmek (veya eylemek)
  • göç yolda düzülür

Birleşik Kelimeler: iç göç, beyin göçü, kültür göçü, ruh göçü


GÖNÇ


[sıfat] [halk ağzında]
  • Zengin, varlıklı

GÖÇÜ


[isim] [halk ağzında]
  • Toprak kayması

GÖÇÜK


[isim]
  • Çökmüş, kaymış toprak, çöküntü, yıkıntı

    Göçük altında can vermiş kaç insan görmüştü bugüne kadar? - Ayşe Kulin

[madencilik]
  • Kaya veya cevherin kendi kendine yer altına doğru çökmesi

GÖÇKÜN


[sıfat] [halk ağzında]
  • Göçecek duruma gelmiş

    Göçkün bir ev.