FISILDAŞMA Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



FISILDAŞMA harflerini içeren 5 harfli 22 kelime bulunuyor. 5 harfli FISILDAŞMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Fısıldaşma ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Fısıldaşma olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

FASIL13, FASLI13, FLAMA12, DALIŞ11, IŞIMA11, AŞILI10, DALAŞ10, ADAMI9, ALMAŞ9, DALSI9, DAMLI9, SALAŞ9, ASILI8, ADSAL8, ADALI8, DAMLA8, DAMAL8, DALMA8, ILIMA8, MASAL7, SALMA7, SALAM7


MASAL (Kelime Kökeni: Arapça mes̱el)


[isim]
  • Genellikle halkın yarattığı, hayale dayanan, sözlü gelenekte yaşayan, çoğunlukla insanlar, hayvanlar ile cadı, cin, dev, peri vb. varlıkların başından geçen olağanüstü olayları anlatan edebî tür

    Masal olsun roman olsun, ikisi de anlatı sanatıdır. - Necati Cumalı

[mecaz]
  • Boşuna söylenmiş söz

    Müttefikler karşı hücuma geçtikten sonra, milleti aynı masalla uyutmak olanaksızlaştı. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • masal gibi
  • masal okumak (veya anlatmak)

Birleşik Kelimeler: masal âlemi, kocakarı masalı, kurt masalı, peri masalı


SALMA


[isim]
  • Salmak işi
[halk ağzında]
  • Genellikle köylerde işlerin görülmesi için ihtiyar heyetinin kararıyla her evden toplanması gereken para
[sıfat]
  • Başıboş gezen (hayvan)

    Salma sığır.

[sıfat]
  • Sürekli akan (su)
[tarih]
  • Osmanlı Devleti'nde kol gezen kolluk eri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • salma gezmek (veya dolaşmak)
  • salma salmak

Birleşik Kelimeler: salma omurga, salma tomruk


SALAM (Kelime Kökeni: İtalyanca salame)


[isim]
  • Sığır, hindi vb. etinden yapılan, genellikle dilimlenerek soğuk yenen bir yiyecek

Birleşik Kelimeler: Macar salamı


ASILI


[sıfat]
  • Asılmış olan, asma, asık, muallak

    Bugün son kuraklığın on ikinci yılıdır / Hakanın baş ucunda bir kılıç asılıdır - Faruk Nafiz Çamlıbel

[zarf]
  • Asılmış bir biçimde

    Dostlarından birine kızdı mı onun salonda asılı duran resmini alır, ayakyolunun duvarına asar. - Salâh Birsel


ADSAL


[sıfat]
  • Adla ilgili, ad niteliğinde olan

ADALI


[sıfat]
  • Ada halkından olan (kimse)

    Adayı ve adalıları o kadar sevmeme rağmen bir türlü yıldızım barışmamıştır. - Burhan Felek


DAMLA


[isim]
  • Yuvarlak biçimde, çok küçük miktarda sıvı, katre

    Elime bir damla yağmur düştü. - Halide Edip Adıvar

[halk ağzında]
  • Kalbe inen inme, felç

    Damladan ölmüş.

[mecaz]
  • Çok az miktar

    Keyfin damlası karıştığı zaman, hak hak olmaktan, adalet adalet olmaktan çıkar. - Falih Rıfkı Atay

[sıfat]
  • Damla biçiminde olan (ziynet)

    Damla elmas.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • damla inmek
  • damlaya uğramak

Birleşik Kelimeler: damla damla, damla hastalığı, damla sakızı, damla taş, damla taşı, bir damla, kandamlası


DAMAL


[isim]
  • Ardahan iline bağlı ilçelerden biri

DALMA


[isim]
  • Dalmak işi

    Silifke'de dalmaya başladılar ama bir gün, iki gün, on gün, denizde ilaç için olsun tek bir sünger bulamadılar. - Halikarnas Balıkçısı

[spor]
  • Güreşçinin ayaktayken birden eğilerek rakibinin bacaklarını kapması

Birleşik Kelimeler: çift dalma


ILIMA


[isim]
  • Ilımak işi

ADAMI


Ata Sözleri ve Deyimler

  • adama benzemek (veya dönmek)
  • adam adama gerek olur
  • adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil
  • adam adamdan korkmaz, utanır
  • adam adamı bir kez aldatır
  • adam almamak
  • adam beğenmemek
  • adamdan saymak
  • adam değilim
  • adam etmek
  • adam gibi
  • adamın adı çıkacağına canı çıksın
  • adamına göre
  • adamın iyisi işbaşında (veya alışverişte) belli olur
  • adamın kötüsü olmaz, meğer züğürt ola
  • adamın yere bakanından, suyun yavaş akanından kork
  • adam içine çıkmak
  • adam içine karışmak
  • adam kullanmak
  • adam olacak çocuk bokundan belli olur
  • adam olana bir söz yeter
  • adam olana çok bile
  • adam olmak
  • adam sanmak
  • adam sen de!
  • adam sırasına geçmek (veya girmek)
  • adam yerine (veya hesabına) koymak


ALMAŞ


[isim]
  • İki veya daha çok şeyin sıra ile değiştirilerek kullanılması veya kendiliğinden değişerek çalışması, keşikleme, münavebe
[mantık]
  • Birinin doğru olması ötekinin yanlışlığını gerektiren iki önermenin oluşturduğu sistem

DALSI


[sıfat]
  • Dalı andıran, dala benzeyen, dal gibi

DAMLI


[sıfat]
  • Damı olan

SALAŞ (Kelime Kökeni: Mar. salaş)


[isim]
  • Sebze, meyve vb. satmak için kurulmuş, eğreti, derme çatma dükkân

    Bizim salaş bütün ömrünce kaç defa süpürülmüş, kaç defa yıkanmış? - Aka Gündüz

[sıfat]
  • Tahtadan yapılmış (baraka)

    Kenar mahalleleri gezerken birtakım salaş barakalar göreceksiniz. - Reşat Nuri Güntekin

[sıfat] [mecaz]
  • Uyumsuz, derme çatma, kötü görünen

    Bir ara karşıdaki salaş birahanenin penceresine göz atıyorum. - Ahmet Ümit