FÜTÜVVET ile Oluşan Kelimeler (FÜTÜVVET Kelime Türetme)



FÜTÜVVET harflerinden oluşan 12 kelime bulunuyor. FÜTÜVVET kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Fütüvvet kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

8 Harfli Kelimeler

FÜTÜVVET30

4 Harfli Kelimeler

FEVT16, ETÜV12, ETÜT6

3 Harfli Kelimeler

TÜF11, TEF9, ÜTÜ7

2 Harfli Kelimeler

EV8, FE8, VE8, ET2, TE2


ET


[isim]
  • İnsanlarda, hayvanlarda deri ile kemik arasındaki kas ve yağdan oluşan tabaka

    Bu koyunda hiç et yok, pek zayıf.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • et bağlamak
  • ete kemiğe dönüştürmek (veya büründürmek)
  • eti budu yerinde (veya etine dolgun)
  • eti kemiği
  • eti kemiğine yapışmak
  • etinden et koparmak (veya kesmek)
  • eti ne budu ne?
  • eti senin, kemiği benim
  • et kanlı gerek, yiğit canlı
  • et kokarsa tuzlanır, ya tuz kokarsa ne yapılır?
  • etle tırnak arasına girilmez
  • etle tırnak gibi
  • et ne kadar arık olsa üstüne ekmek yaraşır
  • etten duvar örmek
  • etten önce çömleğe düşmek
  • et tırnak olmak
  • et tırnaktan ayrılmaz
  • et tutmak

Birleşik Kelimeler: et beni, et kafalı, et kesimi, et kırımı, et lokması, etobur, et sığırı, et sineği, et sotesi, et suyu, et şeftalisi, et tavuğu, et toprak, et unu, etyaran, etyemez, beyaz et, kaba et, kara et, kırmızı et, lop et, kül rengi et sineği, balıketi, balık eti, dana eti, diş eti, diş eti ünsüzü, göğüs eti, koyun eti, kurban eti, kuzu eti, sığır eti, soya eti, tavşan eti, tavuk eti, balıketinde


TE


[isim]
  • Sıhhi tesisatta su borusunu üç yönlü kullanabilme durumuna getiren parça
[kimya]
  • Tellür elementinin simgesi

ETÜT (Kelime Kökeni: Fransızca étude)


[isim]
  • Herhangi bir konuda yapılan inceleme, araştırma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • etüt etmek

Birleşik Kelimeler: etüt odası


ÜTÜ


[isim]
  • Genellikle giysilerin buruşukluklarını gidermek için bunların üzerinden geçirilen kızgın demir araç

Birleşik Kelimeler: ütü altlığı, ütü bezi, ütü makinesi, ütü masası, ütü tahtası, ütü yastığı, ütüsü üzerinde, buharlı ütü


EV


[isim]
  • Yalnız bir ailenin oturabileceği biçimde yapılmış yapı
[mecaz]
  • Aile

    Evine bağlı bir adam.

[eskimiş]
  • Soy, nesil

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ev açmak
  • ev alma, komşu al
  • ev bozmak
  • evde kalmak
  • evdeki pazar (veya hesap) çarşıya uymaz
  • eve çıkmak
  • ev ev dolaşmak (veya gezmek)
  • evi ev eden avrat
  • ev işletmek
  • evlerden ırak (veya uzak)
  • evlere şenlik
  • ev tutmak

Birleşik Kelimeler: ev adamı, ev altı, ev bark, ev ekmeği, ev ekonomisi, ev eşyası, ev gezmesi, ev halkı, ev hanımı, ev işi, ev kadını, ev sahibi, ev sineği, ev yemeği, evi sırtında, genelev, konteyner ev, taşınır ev, yüzer ev, Allah'ın evi, arıtımevi, aşevi, ayevi, babaevi, bağ evi, bakımevi, basımevi, bıçkıevi, buğuevi, camevi, canevi, cemevi, cezaevi, ciltevi, çayevi, çiçekevi, dağ evi, dağıtımevi, damıtımevi, dernekevi, dikimevi, doğumevi, doyumevi, dökümevi, düğünevi, dümenevi, dünyaevi, düşkünlerevi, erkekevi, ezimevi, giyimevi, gökevi, gözevi, gözlemevi, hâkimevi, halkevi, hekimevi, huzurevi, hücre evi, ıslahevi, imamevi, kadınevi, kahveevi, kayakevi, kesimevi, kızevi, kitabevi, konukevi, kuş evi, merdivenevi, modaevi, müzikevi, oğlanevi, orduevi, orman evi, öğretmenevi, ölüevi, polisevi, radyoevi, randevuevi, sağlıkevi, sanatevi, sayrılarevi, sazevi, sergievi, sığınmaevi, taziyeevi, tecimevi, tutukevi, üretimevi, yapımevi, yargıevi, yarı açık cezaevi, yayınevi


FE


[kimya]
  • Demir elementinin simgesi

VE


[bağlaç]
  • İki kelime veya iki cümle arasına girerek aralarında bir bağ olduğunu anlatan söz

    Galiba bir vehme kapılıyorum ve galiba bir hastalık beynimi kemiriyor. - Aka Gündüz

Birleşik Kelimeler: ve benzeri, ve diğeri, vesair, vesaire, veya, veyahut


TEF (Kelime Kökeni: Farsça def)


[isim]
  • Zilli bir kasnağa geçirilmiş kursak zarından oluşan çalgı

    Davul değişmiş, tef değişmiş, kemençe bambaşka bir çalgı olmuştu. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tef çalsan oynayacak
  • tefe koymak
  • tefe koyup çalmak


TÜF (Kelime Kökeni: Fransızca tuf)


[isim] [jeoloji]
  • Yanardağların püskürttüğü kül, kum ve lav parçacıklarından oluşan, çoğunlukla açık renkli, hafif gözenekli bir tür çökelti taşı

ETÜV (Kelime Kökeni: Fransızca étuve)


[isim]
  • Yiyecekleri, nesneleri yüksek ısıyla sterilize ve dezenfekte etmekte kullanılan kapalı araç

    Bize etüvden çıkmış esvaplarının içinde kaşınan bir sürü adam gösterdiği vakit... - Falih Rıfkı Atay


FEVT (Kelime Kökeni: Arapça fevt)


[isim] [eskimiş]
  • Elden çıkma, yitme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • fevt etmek
  • fevt olmak


FÜTÜVVET (Kelime Kökeni: Arapça futuvvet)


[isim] [eskimiş]
  • Dinî ve mesleki birlik, esnaf teşkilatı