FRANSIZLIK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



FRANSIZLIK harflerini içeren 5 harfli 62 kelime bulunuyor. 5 harfli FRANSIZLIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

FAZIL15, LAFIZ15, NISIF14, SINIF14, SIFIR14, FASIK13, FASIL13, FASLI13, FIRIN13, KILIF13, FIKRA12, FIRKA12, FRANK11, ARSIZ10, ANSIZ10, AZILI10, KIZIL10, RIZIK10, SIZAK10, SARIZ10, SAKIZ10, SAZLI10, ZARSI10, AZLIK9, KIZAN9, KAZIL9, NAKIZ9, NAZLI9, NAZIR9, ZANLI9, ASILI8, ISLIK8, KISIR8, SIRLI8, SIRIK8, SINIR8, SINIK8, ASLIK7, ASKLI7, ISLAK7, KASNI7, KASIR7, KASLI7, KINLI7, KILIR7, LIKIR7, NAKIS7, NASIL7, NASIR7, SALIK7, SANIK7, SARIK7, SANRI7, SANLI7, SAKLI7, SAKIN7, ANLIK6, KARIN6, KANLI6, KARLI6, KALIN6, KIRAN6


ANLIK


[sıfat]
  • Kısa süren, bir an içinde olan, enstantane

    Beni hatırlatıyor, benimle olmayı anlık bir duygu hâlinde olsa da istiyor muydu? - Tarık Buğra

[isim] [ruh bilimi]
  • Duyu ve iradeden ayrı olarak düşünülen bilme yetisi
[isim] [ruh bilimi]
  • Anlama gücü, usa vurma, yargılama, müdrike, entelekt

Birleşik Kelimeler: bir anlık


KARIN


[isim]
  • İnsan ve hayvanlarda gövdenin kaburga kenarlarından kasıklara kadar olan ön bölgesi

    Şuursuz bir acele ile mahmuzlarını atının karnına vurdu. - Ömer Seyfettin

[mecaz]
  • İç, gönül, akıl, kafa

    Ben senin karnındakini ne bileyim?

[mecaz]
  • Ahlaki açıdan kabul edilemeyen şeyleri kabullenme
[fizik]
  • Gelen ve yansımış dalgaların girişimiyle oluşan duraklı dalgalarda en büyük genlikte titreşen noktalar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • karın doyurmak
  • karnı büyümek
  • karnından konuşmak (veya söylemek)
  • karnını doldurmak
  • karnı tok it gölgede yatar
  • karnı tok, sırtı pek
  • karnı zil çalmak

Birleşik Kelimeler: karın ağrısı, karın boşluğu, karıntası, karın tokluğuna, karın zarı, karından ayaklılar, karından bacaklılar, karnı aç, karnı burnunda, karnı geniş, karnıkara, karnı kara, karnı tok, karnıyarık, karnından konuşan, orta karın, yumuşak karın, aç karnına, tok karnına


KANLI


[sıfat]
  • Kan bulaşmış

    Öldürdüğü güzele ağlayan bu katilin / Elleri kanlı fakat gözyaşları temizdi - Enis Behiç Koryürek

[isim]
  • Kan davasında taraf olan kimse

    Oğlumun kanlısı Abbas kâfiri değil, oğlumun kanlısı Esme'dir. - Yaşar Kemal

[tıp]
  • Kanı yoğun olan, demevi

    Kanlı adam.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kanlı gömlek gizlenemez
  • kanlısı olmak
  • kanlı yaş (veya yaşlar) dökmek

Birleşik Kelimeler: kanlı ishal, kanlı bıçaklı, kanlı canlı, kanlı katil, ağırkanlı, delikanlı, serinkanlı, sıcakkanlı, soğukkanlı


KARLI


[sıfat]
  • Üstünde kar bulunan

    Baş pınarın karlı suyun içelim / Gurbet kalesini tezce geçelim - Halk türküsü

[sıfat]
  • Kârı olan, kazançlı

    Şimdi ayrıntılara girmeyelim. Kitapta yazılanlara inanmak, inanmamaktan çok daha kârlıdır. - Nazım Hikmet

Birleşik Kelimeler: kârlı iş


KALIN


[sıfat]
  • Cisimlerde uzunluk ve genişlik dışında üçüncü boyutu çok olan (cisim), ince karşıtı

    Alt katta her tarafın pencereleri kalın, sık demir parmaklıklarla örtülüydü. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kalın incelene kadar ince süzülür

Birleşik Kelimeler: kalın bağırsak, kalın kafa, kalın ses, kalın ünlü, kalın yağ, ensesi kalın

[isim] [halk ağzında]
  • Gelin olacak kıza erkek tarafından verilen para veya armağan, ağırlık

    Babam senden çok mu istedi kalını? - Halk türküsü

[isim]
  • Mayalı hamurun parçalara ayrılıp tandırda pişirilmesiyle elde edilen ekmek türü

KIRAN


[sıfat]
  • Kırma işini yapan (kimse)

    Taş kıran işçiler.

[isim]
  • Bir topluluğun ve özellikle hayvanların büyük bir bölümünü yok eden hastalık veya başka neden, ölet, afet

    Kıranları ve zelzeleleri, feyezanları ve harpleri görmüşlerdir. - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kıran girmek

Birleşik Kelimeler: kıran kırana, bacakkıran, buzkıran, dalgakıran, dalkıran, danakıran otu, evcikkıran, fındıkkıran, filizkıran, kayışkıran, Kervankıran, kılkıran, malkıran, pirekıran, sabankıran, saçkıran, taşkıran, yelkıran, yıldırımkıran

[isim] [halk ağzında]
  • Kıyı, kenar, çevre, uç
[coğrafya]
  • Birbirine paralel olarak uzanan iki akarsu arasında kalmış dağ sırtı

ASLIK


[sıfat] [halk ağzında]
  • Kısır olan (kadın veya dişi hayvan)

ASKLI


[sıfat] [bitki bilimi]
  • Sporları ask denen torbalar içinde oluşan (mantar)

ISLAK


[sıfat]
  • Suya batırılmış, üzerine su dökülmüş veya yağmurdan ıslanmış olan

    Baş başa uzandık seninle ıslak / Çimenlerine yaz bahçelerinin - Ahmet Hamdi Tanpınar

Birleşik Kelimeler: ıslak imza, ıslak karga, ıslak mendil, ıslak zemin


KASNI


[isim]
  • Çadıruşağı, şeytantersi ağacı vb. bitkilerden elde edilen bir zamk

KASIR (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṣr)


[isim] [eskimiş]
  • Köşk

    Padişah bu kasırdan donanmanın sefere çıkışını izlermiş. - Ahmet Ümit


KASLI


[sıfat]
  • Kasları sıkı, gelişmiş, adaleli

KINLI


[sıfat]
  • Kını olan, bir kınla sarılı olan
[isim] [bitki bilimi]
  • Kını çok gelişerek bağlı bulunduğu sapı az veya çok saran yaprak

KILIR


[isim] [bitki bilimi]
  • Maydanozgillerden, bir yıllık ve özel kokulu otsu bir bitki (Ammi visnaga)

LIKIR


[isim]
  • Sıvıların bir kaptan akarken çıkardığı ses

Birleşik Kelimeler: lıkır lıkır