FİLDEKOZ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



FİLDEKOZ harflerini içeren 4 harfli 24 kelime bulunuyor. 4 harfli FİLDEKOZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DEFO13, DEFİ12, FİDE12, FLOK11, FOLK11, FİLO11, ELİF10, FİLE10, DİZE9, EZİK7, İDOL7, ZİLE7, ZEKİ7, DELK6, DELİ6, EDİK6, KEDİ6, EKOL5, KOLİ5, KİLO5, EKLİ4, ELİK4, İLKE4, KİLE4


EKLİ


[sıfat]
  • Eklenmiş olan

Birleşik Kelimeler: ekli püklü


ELİK


[isim] [halk ağzında]
  • Dağ keçisi

    Hızır nazardan koruya, eli ayağı düzgün, elik yavrusundan azgın kara saçlı, gül nakışlı bir kızım dünyaya gelmiştir. - Kemal Bilbaşar


İLKE


[isim]
  • Temel düşünce, temel inanç, umde, prensip

    İlkelerine sıkı sıkıya bağlı, bilinçli ve ödün vermez bir insandı. - Haldun Taner

[mantık]
  • Her türlü tartışmanın dışında sayılan öncül, mebde, umde, prensip

Birleşik Kelimeler: çelişiklik ilkesi, çelişmezlik ilkesi, eylemsizlik ilkesi, heple hiç ilkesi, nedensellik ilkesi, süreklilik ilkesi


KİLE (Kelime Kökeni: Arapça keyle)


[isim]
  • Genellikle tahıl ölçmede kullanılan belirli hacimdeki kap, ölçek

    Mercimek kile kile / Ölçerler sile sile - Halk türküsü


EKOL (Kelime Kökeni: Fransızca école)


[isim]
  • Bir bilim ve sanat kolunda ayrı nitelik ve özellikleri bulunan yöntem veya akım, okul

    Bizim ekolü biraz tetkik etmiş olsaydınız daha rahat anlaşırdık. - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ekol kurmak


KOLİ (Kelime Kökeni: Fransızca colis)


[isim]
  • Posta paketi

KİLO (Kelime Kökeni: Fransızca kilo)


[isim] [matematik]
  • Kilogram

    İki kilo şeker.

[spor]
  • Halter sporunda barın iki ucuna yerleştirilen ve ağırlığı oluşturan parça

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kilo almak
  • kilo vermek

Birleşik Kelimeler: kiloamper, kilogram, kilohertz, kilojul, kilokalori, kilometre, kilosikl, kiloton, kilovat, kilovolt


DELK (Kelime Kökeni: Arapça delk)


[isim] [eskimiş]
  • Ovma, ovuşturma
[fizik]
  • Sürtünme

DELİ


[sıfat]
  • Aklını yitirmiş olan, akli dengesi bozulmuş olan, mecnun

    Gören bizi sanır deli / Usludan yeğdir delimiz - Anonim şiir

[mecaz]
  • Davranışları aşırı ve taşkın olan (kimse), çılgın

    Ben delinin biriyim, ateşe girerim. - Falih Rıfkı Atay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... delisi (olmak)
  • deli arlanmaz, soyu arlanır
  • deli bayrağı açmak
  • deli çıkmak
  • deli dana (veya danalar) gibi dönmek
  • deli deli akanı, bura bura tıkarlar
  • deli deliden hoşlanır, imam ölüden
  • deli deliyi görünce çomağını (veya değneğini) saklar (veya gizler)
  • deliden al uslu haberi
  • deli etmek
  • deli gibi
  • deli ile çıkma yola, başına getirir bela
  • deli kızın çeyizi gibi
  • delinin eline değnek vermek
  • deli olmak
  • deli olmak işten değil
  • deli pösteki sayar gibi
  • deli Raziye gibi
  • deli saraylı gibi
  • deliye bal tattırmışlar, çarşıda katran bırakmamış
  • deliye dönmek
  • deliye her gün bayram
  • deliye taş atma, başını yarar

Birleşik Kelimeler: deli alacası, deli bal, deli balta, delibaş, deliboynuz, deli bozuk, deli dana hastalığı, deli divane, deli dolu, deli fişek, deli gömleği, deli güllabicisi, deli ırmak, deli orman, deli otu, deli saçması, fermanlı deli, ayran delisi, mahallenin delisi


EDİK


[isim] [halk ağzında]
  • Yumuşak ve renkli sahtiyandan yapılmış yarım konçlu lapçın

KEDİ


[isim] [hayvan bilimi]
  • Kedigillerden, memeli, köpek dişleri iyi gelişmiş, çevik ve kuvvetli, evcil, küçük hayvan, pisik (Felis domesticus)

    Evcil kedi. Ankara kedisi. Van kedisi.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kedi ciğere bakar gibi bakmak (veya süzmek veya seyretmek)
  • kedi gibi
  • kedi gibi dört ayak üzerine düşmek
  • kedi ile harara (veya çuvala) girmek
  • kedi ile köpek gibi
  • kedi ne, budu ne?
  • kedinin boynuna ciğer asılmaz
  • kedinin gideceği samanlığa kadar
  • kedinin kabahatini önüne koyarlar, öyle döverler
  • kedinin kanadı olsaydı serçenin adı kalmazdı
  • kedinin usluluğu sıçan görünceye kadar
  • kedi olalı bir fare tuttu
  • kedi yavrusunu yerken sıçana benzetir
  • kediye peynir (veya ciğer) ısmarlamak
  • kedi yetişemediği (veya uzanamadığı) ciğere pis (veya murdar) dermiş
  • kediyi sıkıştırırsan üstüne atılır

Birleşik Kelimeler: kediayağı, kedi balı, kedi balığı, kedibastı, kedidili, kedigözü, kedi nanesi, kedi otu, kediyaladı, Ankara kedisi, bozkır kedisi, denizkedisi, külkedisi, Siyam kedisi, Van kedisi, yaban kedisi


EZİK


[isim]
  • Çarpma, dövülme vb. sebeplerle vücutta oluşan bere

    Vücudu eziklerle dolu idi.

[sıfat]
  • Ezilmiş veya yassılmış
[sıfat] [mecaz]
  • Olaylar ve hayat şartları karşısında güçsüz ve sıkıntılı duruma düşmüş olan, üzüntülü
[sıfat] [mecaz]
  • Pısırık
[zarf] [mecaz]
  • Üzüntülü bir biçimde

    Hiç de ezik bulmaz kızını, hep güvenmiştir ona. - Tarık Buğra

Birleşik Kelimeler: ezik büzük


İDOL (Kelime Kökeni: Fransızca idole)


[isim]
  • Çok tanrılı dinlerde tapınılacak nesne
[mecaz]
  • Örnek alınan, en çok hayranlık duyulan kimse

    Semahat'in nazarında evvelden ben bir idol idim. Her şeyi benim için feda ediyordu. - Hüseyin Rahmi Gürpınar


ZİLE


[isim]
  • Tokat iline bağlı ilçelerden biri

ZEKİ (Kelime Kökeni: Arapça ẕekī)


[sıfat]
  • Anlama, kavrama yeteneği olan, zekâsı olan, zeyrek

    En zeki hayvan maymundur.