FETVAHANE Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



FETVAHANE harflerini içeren 4 harfli 24 kelime bulunuyor. 4 harfli FETVAHANE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

FAVA16, FEVT16, VEFA16, HAVA14, VAHA14, AFAT10, AFET10, ENVA10, EVET10, FENT10, FENA10, NEVA10, NEFT10, TEFE10, TAVA10, VAAT10, VENA10, VANA10, ATEH8, HATA8, HANE8, ETEN4, NAAT4, TANE4


ETEN


[isim] [halk ağzında]
  • Etene

NAAT (Kelime Kökeni: Arapça naʿt)


[isim] [eskimiş]
  • Bir şeyin niteliklerini övme
[edebiyat]
  • Hz. Muhammed'in niteliklerini övmek, ondan şefaat dilemek amacıyla yazılan kaside

TANE (Kelime Kökeni: Farsça dāne)


[isim]
  • Herhangi bir sayıda olan şey, adet
[bitki bilimi]
  • Çekirdekli küçük meyve

    Üzüm tanesi. Nar tanesi.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tane bağlamak

Birleşik Kelimeler: tane tane, bir tane, buğdaysı tane


ATEH (Kelime Kökeni: Arapça ʿateh)


[isim] [eskimiş] [tıp]
  • Bunama

    Akdeniz kıyılarında yaşayanlar, uzun süren bu hayati medeniyetten sonra ateh devrine girdiler. - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ateh getirmek


HATA (Kelime Kökeni: Arapça ḫaṭāʾ)


[isim]
  • Yanlış

    Aynı hatayı senin de yapmana yol açmak istemiyorum. - İhsan Oktay Anar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hata etmek (veya eylemek veya işlemek)
  • hataya düşmek

Birleşik Kelimeler: hatasıyla sevabıyla, ayak hatası


HANE (Kelime Kökeni: Farsça ḫāne)


[isim]
  • Ev, konut
[matematik]
  • Basamak
[müzik]
  • Klasik Türk müziğinde, peşrev vb. saz parçalarının bölümlerinden her biri

Birleşik Kelimeler: abdesthane, ameliyathane, aşhane, balhane, balıkhane, baruthane, basmahane, batakhane, bekârhane, bendehane, berhane, besihane, bıçkıhane, birahane, bitirimhane, boyahane, bozahane, böcekhane, bulaşıkhane, buzhane, cambazhane, cephane, çalgıhane, çamaşırhane, çayhane, çekiçhane, çelikhane, çiftehane, çilehane, darphane, defterhane, dershane, devlethane, dikimhane, divanhane, Divanhane, doğumhane, dokumahane, dökümhane, fakirhane, ferhane, fetvahane, fişekhane, fotoğrafhane, gasilhane, gazhane, gusülhane, güderihane, haddehane, hahamhane, halvethane, hapishane, haşhaşhane, hayalhane, helvahane, humbarahane, ıslahhane, ibadethane, idarehane, imalathane, imarethane, inekhane, ipekhane, iplikhane, kademhane, kahvehane, kalavrahane, kalayhane, kalhane, kasaphane, kayıkhane, kaynakhane, kerhane, kesimhane, keşişhane, kılıçhane, kıraathane, kiremithane, kirişhane, klişehane, konsoloshane, kuluçkahane, kumarhane, kumbarahane, kuşhane, kütüphane, mahpushane, mantarhane, mapushane, marangozhane, mehterhane, memişhane, Mevlevihane, meyhane, misafirhane, miskinhane, muayenehane, mumhane, muvakkithane, mücellithane, mühendishane, mürettiphane, nakkarhane, nekahethane, nezarethane, patrikhane, peynirhane, piskoposhane, rasathane, saadethane, sabunhane, salhane, saraçhane, sebilhane, sefarethane, semahane, sırmakeşhane, silahhane, süthane, şaphane, Şaphane, şaraphane, şifahane, şişhane, tabakhane, tahaffuzhane, talimhane, tamirhane, tasfiyehane, tavhane, telgrafhane, tembelhane, teneffüshane, tephirhane, terkiphane, terzihane, teşrihhane, tevkifhane, tımarhane, ticarethane, tophane, tüfekhane, umumhane, vaftizhane, yağhane, yatakhane, yazıhane, yemekhane, yetimhane, yoğurthane, mülahazat hanesi


AFAT (Kelime Kökeni: Arapça āfāt)


[isim] [eskimiş]
  • Afetler

AFET (Kelime Kökeni: Arapça āfet)


[isim]
  • Çeşitli doğa olaylarının sebep olduğu yıkım

    O yıl su baskınları bir afet gibiydi.

[sıfat] [mecaz]
  • Çok kötü

    Şöhret gibi servetin de afet olduğunu yeni anlıyordum. - Reşat Nuri Güntekin

[mecaz]
  • Güzelliği ile insanı şaşkına çeviren, aklını başından alan kadın

    Gül yüzlü bir afetti ki her busesi lale. - Yahya Kemal Beyatlı

[tıp]
  • Hastalıkların dokularda yaptığı bozukluk

Birleşik Kelimeler: afet istasyonu, doğal afet, tabii afet


ENVA (Kelime Kökeni: Arapça envāʿ)


[isim] [eskimiş]
  • Türler, çeşitler

Birleşik Kelimeler: envaiçeşit, envaitürlü


EVET


[edat]
  • `Öyledir` anlamında kullanılan bir doğrulama veya onaylama sözü, olur, oldu, peki, tamam, ya, beli, ha, he

    Evet, bu bahsin en canlı noktası buradadır. - Yahya Kemal Beyatlı

Birleşik Kelimeler: evet efendimci


FENT (Kelime Kökeni: Farsça fend)


[isim] [eskimiş]
  • Düzen, hile

Ata Sözleri ve Deyimler

  • fent çevirmek


FENA (Kelime Kökeni: Arapça fenāʾ)


[sıfat]
  • İyi nitelikte olmayan, kötü

    Rüşvet aslında fena şeydir fakat daha fenası rüşvet ayıplığını kaybetmişliktir. - Burhan Felek

[zarf]
  • Çok

    Tenis oynarken bileğim burkuldu, berbat, fena acıyor. - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • fena değil (veya sayılmaz)
  • fena etmek
  • fena gözle bakmak
  • fena olmak
  • fenasına gitmek
  • fenaya çekmek
  • fena yapmak
  • fenaya sarmak

Birleşik Kelimeler: fena hâlde, fena kalpli

[isim] [eskimiş]
  • Ölümlülük

Ata Sözleri ve Deyimler

  • fena bulmak

Birleşik Kelimeler: fenafillah


NEVA (Kelime Kökeni: Farsça nevā)


[isim] [eskimiş]
  • Ses, ahenk, nağme
[müzik]
  • Klasik Türk müziğinde bir makam adı ve yegâhtan bir oktav tiz olan `re` perdesi

Birleşik Kelimeler: nevabuselik


NEFT (Kelime Kökeni: Farsça neft)


[isim] [kimya]
  • Organik maddelerin ayrışmasından oluşan tutuşur sıvıların birçoğu

Birleşik Kelimeler: neft yağı


TEFE


[isim]
  • Dokuma tezgâhında tarağı tutan ağaç veya metal parça