FERAHLATMA Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



FERAHLATMA harflerini içeren 5 harfli 45 kelime bulunuyor. 5 harfli FERAHLATMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Ferahlatma ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Ferahlatma olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

MAHFE16, AHLAF15, AHFAT15, FAHTE15, FETHA15, FELAH15, FERAH15, HALFA15, HALEF15, HAFTA15, REFAH15, FLAMA12, FERMA12, ETFAL11, ETRAF11, EFRAT11, TARAF11, TAFRA11, EHRAM10, HAMAL10, HAMEL10, HAMLA10, HAMLE10, HARAM10, HAREM10, MAHAL10, MAHRA10, MATAH10, TAMAH10, AHRET9, AHLAT9, HALET9, HALAT9, HARTA9, RAHLE9, RAHAT9, TAHRA9, ARTMA6, ARAMA6, ATAMA6, ALARM6, METAL6, MARAL6, MATLA6, TARLA5


TARLA


[isim]
  • Tarıma elverişli olan, sınırlı ve belirli toprak parçası

    Denizciler aralarında, karadaki tarla sahiplerinden çok daha fazla, hem çok daha candan yardımlaşırlar. - Halikarnas Balıkçısı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tarla açmak
  • tarlada izi olmayanın harmanda sözü (veya yüzü) olmaz
  • tarlanın taşlısı, karının (veya kadının) saçlısı
  • tarlayı taşlı, kızı kardeşli yerden almalı

Birleşik Kelimeler: tarla faresi, tarla kuşu, tarla sıçanı, bamyatarlası, çeltik tarlası, dalyan tarlası, mayın tarlası


ARTMA


[isim]
  • Artmak işi

    Tiyatrolar sayıca arttı, bunun sonucu seyirci sayısında da artma oldu. - Metin And


ARAMA


[isim]
  • Aramak işi, taharri

    Ankara'ya döner dönmez iş aramayı düşünüyordum. - Adalet Ağaoğlu

[hukuk]
  • Sanığın yakalanması veya suç belgelerinin elde edilmesi için bir kimsenin evinde, iş yerinde, üzerinde veya eşyasında yapılan araştırma işlemi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arama yapmak

Birleşik Kelimeler: arama bülteni, arama emri, arama izni, arama kararı, arama motoru, arama ruhsatı, arama tarama, mayın arama tarama gemisi


ATAMA


[isim]
  • Atamak işi, tayin, nasıp

    Personel atama işlemleri Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenir. - Anayasa

Birleşik Kelimeler: açıktan atama, asaleten atama, vekâleten atama


ALARM (Kelime Kökeni: Fransızca alarme)


[isim]
  • Bir uyarıyı, bir tehlikeyi bildirmek için verilen işaret

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alarma geçmek


METAL (Kelime Kökeni: Fransızca métal)


[isim] [kimya]
  • Çok yüksek elektrik ve ısı iletkenliği, kendine özgü parlaklığı olan, oksijenli birleşimiyle çoğunlukla bazik oksitler veren madde
[sıfat]
  • Bu maddeden yapılmış

    Çıkardıkları metal kutuları, gazeteleri ve cam şişeleri ayrı ayrı çuvallara doldurup götürüyorlar. - Elif Şafak

Birleşik Kelimeler: metal bilimi, metal yatak, metal yorulması, alkali metaller


MARAL (Kelime Kökeni: Moğolca)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Dişi geyik

MATLA (Kelime Kökeni: Arapça maṭlaʿ)


[isim] [eskimiş]
  • Gök cisimlerinin doğması
[edebiyat]
  • Divan edebiyatında kaside veya gazelin ilk beyti

AHLAT (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [bitki bilimi]
  • Gülgillerden, kendi kendine yetişen, üzerine armut aşılanan ağaç, yaban armudu, dağ armudu (Pirus piraster)
[bitki bilimi]
  • Bu ağacın, armuda benzeyen, iyice olgunlaştıktan sonra yenilebilen yemişi
[argo]
  • Kaba adam, yol iz bilmez kimse

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ahlatın iyisini (dağda) ayılar yer

[isim] [eskimiş]
  • Bir karışım içindeki parçalar, ögeler
[fizyoloji]
  • Beden yapısının temelini oluşturan ögeler

Birleşik Kelimeler: ahlatıerbaa

[isim]
  • Bitlis iline bağlı ilçelerden biri

HÂLET (Kelime Kökeni: Arapça ḥālet)


[isim] [eskimiş]
  • Durum

    Huşu içinde, başları önlerine eğik olarak oturmaları hep ölümden sonraki ve dirilişten evvelki hâlete işarettir. - Asaf Halet Çelebi

Birleşik Kelimeler: hâletinez, hâletiruhiye


HALAT (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim]
  • Pamuk, kenevir, Hindistan cevizi gibi bitkisel liflerin veya çelik tellerin sarılmasıyla oluşan kolların bir arada bükülmesiyle elde edilen kalın ip

Birleşik Kelimeler: halat çekme, halat fitili, halat ızgarası, halat tamburu, çelik halat, hamhalat, tel halat, açmaz halatı, baş halatı, çekme halatı, varagele halatı


HARTA


[isim]
  • `Sırasız, saygısız davranışlarda bulunmak` anlamındaki hartası hurtası olmamak deyiminde geçen bir söz

RAHLE (Kelime Kökeni: Arapça raḥle)


[isim]
  • Üzerinde kitap okunan, yazı yazılan, bazıları açılıp kapanabilen alçak, küçük masa

    İlk defa yeni usul bir rahleye oturtuldum. - Yahya Kemal Beyatlı

Birleşik Kelimeler: rahleitedris


RAHAT (Kelime Kökeni: Arapça rāḥat)


[isim]
  • İnsanda üzüntü, sıkıntı, tedirginlik olmama durumu, huzur
[sıfat]
  • Üzüntü, sıkıntı ve tedirginliği olmayan

    Ben o kadar rahatım, öyle okşayıcı, huzur ve mutluluk verici tatlı rüzgâr karşısındayım ki... - Refik Halit Karay

[sıfat]
  • Sıkıntı veya yorgunluk, tedirginlik vermeyen

    Ben sana güzel ve rahat bir oda hazırlattım. - Peyami Safa

[sıfat]
  • Aldırmaz, gamsız

    Rahat adam.

[zarf]
  • Kolay bir biçimde, kolaylıkla

    İstersen beraber gidelim. Haydi al torbanı. Bir saatte rahat varırız. - Memduh Şevket Esendal

[ünlem]
  • `Hazır ol` durumunda bulunanlara, oldukları yerde serbest bir durum almaları için verilen komut

Ata Sözleri ve Deyimler

  • rahata ermek
  • rahata kavuşmak
  • rahat batmak
  • rahat bırakmak
  • rahat bırakmamak (veya vermemek)
  • rahat durmak
  • rahat etmek
  • rahatı kaçmak
  • rahatına bakmak
  • rahat kıçına batmak
  • rahat olmak
  • rahat yüzü görmemek

Birleşik Kelimeler: rahat döşeği, rahat duruş, rahat rahat


TAHRA (Kelime Kökeni: Farsça dehre)


[isim] [halk ağzında]
  • Bir tür eğri budama bıçağı