FEHVASINCA Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



FEHVASINCA harflerini içeren 4 harfli 28 kelime bulunuyor. 4 harfli FEHVASINCA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

FAVA16, VEFA16, AVCI14, HAVA14, VAHA14, CIVA14, VECA13, CEFA13, HACI12, SIVA12, SAFA11, SAVA11, SEFA11, ENVA10, FENA10, NEVA10, VENA10, VANA10, HASA9, SAHA9, SAHN9, HANE8, ANCA7, CANA7, SANI6, ESNA5, SANA5, SENA5


ESNA (Kelime Kökeni: Arapça es̱nāʾ)


[isim]
  • Bir işin yapıldığı an, sıra

    O esnada irice bir karaltı belirdi tam arkasında. - Elif Şafak


SANA


[zamir]
  • Sen zamirinin yönelme durumu eki almış biçimi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sana taşla vurana sen aşla (veya ekmekle veya pamukla) var (veya dokun)
  • sana vereyim bir öğüt, kendi ununu kendin öğüt
  • sana yalan, bana gerçek


SENA (Kelime Kökeni: Arapça s̱enā)


[isim] [eskimiş]
  • Övme

Birleşik Kelimeler: hamdüsena, methüsena


SANI


[isim]
  • Sanma durumu veya sonucu, zan, zehap

    Söylediklerimiz, yazdıklarımız, hayatın birtakım konulara bölünmüş olduğu sanısını sürdürüp yalanı berkitmekten başka neye yarar? - Nurullah Ataç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sanısına kapılmak


ANCA


[zarf]
  • O kadar

    Bir sopa öğrenmişler anca ömürlerinde, hemen insanın karşısına onu dikerler. - Kerim Korcan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • anca beraber, kanca beraber


CANA (Kelime Kökeni: Farsça cānā)


[ünlem] [eskimiş]
  • "Ey sevgili" anlamında kullanılan bir seslenme sözü

    Esiriaşkın olmuşum cana! - Melih Cevdet Anday


HANE (Kelime Kökeni: Farsça ḫāne)


[isim]
  • Ev, konut
[matematik]
  • Basamak
[müzik]
  • Klasik Türk müziğinde, peşrev vb. saz parçalarının bölümlerinden her biri

Birleşik Kelimeler: abdesthane, ameliyathane, aşhane, balhane, balıkhane, baruthane, basmahane, batakhane, bekârhane, bendehane, berhane, besihane, bıçkıhane, birahane, bitirimhane, boyahane, bozahane, böcekhane, bulaşıkhane, buzhane, cambazhane, cephane, çalgıhane, çamaşırhane, çayhane, çekiçhane, çelikhane, çiftehane, çilehane, darphane, defterhane, dershane, devlethane, dikimhane, divanhane, Divanhane, doğumhane, dokumahane, dökümhane, fakirhane, ferhane, fetvahane, fişekhane, fotoğrafhane, gasilhane, gazhane, gusülhane, güderihane, haddehane, hahamhane, halvethane, hapishane, haşhaşhane, hayalhane, helvahane, humbarahane, ıslahhane, ibadethane, idarehane, imalathane, imarethane, inekhane, ipekhane, iplikhane, kademhane, kahvehane, kalavrahane, kalayhane, kalhane, kasaphane, kayıkhane, kaynakhane, kerhane, kesimhane, keşişhane, kılıçhane, kıraathane, kiremithane, kirişhane, klişehane, konsoloshane, kuluçkahane, kumarhane, kumbarahane, kuşhane, kütüphane, mahpushane, mantarhane, mapushane, marangozhane, mehterhane, memişhane, Mevlevihane, meyhane, misafirhane, miskinhane, muayenehane, mumhane, muvakkithane, mücellithane, mühendishane, mürettiphane, nakkarhane, nekahethane, nezarethane, patrikhane, peynirhane, piskoposhane, rasathane, saadethane, sabunhane, salhane, saraçhane, sebilhane, sefarethane, semahane, sırmakeşhane, silahhane, süthane, şaphane, Şaphane, şaraphane, şifahane, şişhane, tabakhane, tahaffuzhane, talimhane, tamirhane, tasfiyehane, tavhane, telgrafhane, tembelhane, teneffüshane, tephirhane, terkiphane, terzihane, teşrihhane, tevkifhane, tımarhane, ticarethane, tophane, tüfekhane, umumhane, vaftizhane, yağhane, yatakhane, yazıhane, yemekhane, yetimhane, yoğurthane, mülahazat hanesi


HASA


[isim]
  • Patiska

SAHA (Kelime Kökeni: Arapça sāḥa)


[isim] [spor]
  • Alan

    Futbol sahasının kenarında düşmanlarını seyrediyordu. - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sahaya çıkmak

Birleşik Kelimeler: saha amiri, saha avantajı, saha komiseri, dış saha, halı saha, iç saha, orta saha, yabancı saha, yarı saha, yeşil saha, ceza sahası, hava sahası, oyun sahası, penaltı sahası, tenis sahası, tensil sahası


SAHN (Kelime Kökeni: Arapça ṣaḥn)


[isim] [eskimiş]
  • Avlu

ENVA (Kelime Kökeni: Arapça envāʿ)


[isim] [eskimiş]
  • Türler, çeşitler

Birleşik Kelimeler: envaiçeşit, envaitürlü


FENA (Kelime Kökeni: Arapça fenāʾ)


[sıfat]
  • İyi nitelikte olmayan, kötü

    Rüşvet aslında fena şeydir fakat daha fenası rüşvet ayıplığını kaybetmişliktir. - Burhan Felek

[zarf]
  • Çok

    Tenis oynarken bileğim burkuldu, berbat, fena acıyor. - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • fena değil (veya sayılmaz)
  • fena etmek
  • fena gözle bakmak
  • fena olmak
  • fenasına gitmek
  • fenaya çekmek
  • fena yapmak
  • fenaya sarmak

Birleşik Kelimeler: fena hâlde, fena kalpli

[isim] [eskimiş]
  • Ölümlülük

Ata Sözleri ve Deyimler

  • fena bulmak

Birleşik Kelimeler: fenafillah


NEVA (Kelime Kökeni: Farsça nevā)


[isim] [eskimiş]
  • Ses, ahenk, nağme
[müzik]
  • Klasik Türk müziğinde bir makam adı ve yegâhtan bir oktav tiz olan `re` perdesi

Birleşik Kelimeler: nevabuselik


VENA (Kelime Kökeni: Latince)


[isim] [anatomi]
  • Toplardamar

VANA (Kelime Kökeni: İtalyanca vano)


[isim]
  • Boru içindeki bir akışkanın akışını durdurmaya veya serbest bırakmaya yarayan alet, valf

Birleşik Kelimeler: çek vana, güvenlik vanası