FAZİLETLİ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



FAZİLETLİ harflerini içeren 5 harfli 25 kelime bulunuyor. 5 harfli FAZİLETLİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

FİLİZ14, FALEZ14, İZAFE14, İZAFİ14, LAFZİ14, AFİLİ11, ETFAL11, ELİFİ11, FİTİL11, FİLET11, İTLAF11, LİFLİ11, LATİF11, TELİF11, ALİZE8, İZALE8, TEZLİ8, ZİLLİ8, ZELİL8, İTİLA5, İLETİ5, İLLET5, TALİL5, TELLİ5, TEALİ5


İTİLA (Kelime Kökeni: Arapça iʿtilāʾ)


[isim] [eskimiş]
  • Yücelme

    Beşer denen kuş doymaz itilalara. - Tevfik Fikret

Ata Sözleri ve Deyimler

  • itila etmek


İLETİ


[isim]
  • Yazı veya sözle verilen, gönderilen bilgi, mesaj

İLLET (Kelime Kökeni: Arapça ʿillet)


[isim]
  • Hastalık

    Ben şarlatan değilim, oğlum. Bu illetin devası bendedir. - Peyami Safa

[mecaz]
  • Hastalık derecesine varan alışkanlık

    Ya sayfa sayfa mektup yazmak illetine tutulmuş olanlara ne diyeyim? - Hüseyin Cahit Yalçın

[mecaz]
  • Bozukluk

    Bu radyonun bir illeti var.

[sıfat] [teklifsiz konuşmada]
  • Kızdıran, sinirlendiren (şey veya kimse)
[eskimiş] [felsefe]
  • Sebep

Ata Sözleri ve Deyimler

  • illet etmek
  • illet olmak

Birleşik Kelimeler: köstebek illeti


TALİL (Kelime Kökeni: Arapça taʿlīl)


[isim] [eskimiş]
  • Sebep gösterme
[felsefe]
  • Tümdengelim

Birleşik Kelimeler: hüsnütalil


TELLİ


[sıfat]
  • Teli olan

Birleşik Kelimeler: telli balıkçıl, telli çalgılar, telli duvaklı, telli otobüs, telli pullu, telli sazlar, telli turna, çiftetelli, ikitelli, onikitelli, üçtelli


TEALİ (Kelime Kökeni: Arapça teʿālī)


[isim] [eskimiş]
  • Yükselme, yücelme

ALİZE (Kelime Kökeni: Fransızca alizé)


[isim] [coğrafya]
  • Tropikal bölgelerdeki denizlerde bütün yıl süresince düzenli esen rüzgâr

    Alizeler, Ekvator'un kuzeyinde kuzeydoğudan, Ekvator'un güneyinde ise güneydoğudan eserler.

Birleşik Kelimeler: üst alize


İZALE (Kelime Kökeni: Arapça izāle)


[isim] [eskimiş]
  • Yok etme, giderme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • izale etmek

Birleşik Kelimeler: izaleişüyu


TEZLİ


[sıfat]
  • Tezi olan, bir iddia ileri süren

ZİLLİ


[sıfat]
  • Zili olan, üstünde zili bulunan

    Çalgıcıların oğlu, elinde kenarları zilli kocaman bir tefle ortaya fırladı. - Lâtife Tekin

[mecaz]
  • Edepsiz, eli maşalı, şirret (kadın)

Birleşik Kelimeler: zilli bebek, zilli maşa


ZELİL (Kelime Kökeni: Arapça ẕelīl)


[sıfat] [eskimiş]
  • Hor görülen, aşağı tutulan, aşağılanan

    Batı'ya, bu zelil tavırla kabul ettirilmesi mümkün hiçbir şey olamazdı. - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • zelil etmek
  • zelil olmak


AFİLİ


[sıfat]
  • Gösterişli, çalımlı

ETFAL (Kelime Kökeni: Arapça eṭfāl)


[isim] [eskimiş]
  • Çocuklar

ELİFÎ (Kelime Kökeni: Arapça elifī)


[sıfat] [eskimiş]
  • Bantlarla süslenmiş

    Başında elifî taç vardı, pek güzel, pek ışıklı bir taçtı bu. - Nezihe Araz


FİTİL (Kelime Kökeni: Arapça fetīl)


[isim]
  • Lambada, kandilde ve mumda yağın, çakmakta benzinin yanmasını sağlayan, türlü biçimlerde bükülmüş veya dokunmuş pamuktan yapılan genellikle yağ çekici madde

    Lambanın fitili biraz daha açılmış. - Yusuf Ziya Ortaç

[eskimiş]
  • 0,0125 gram olan ağırlık ölçü birimi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • fitil gibi
  • fitili almak
  • fitil olmak
  • fitil vermek

Birleşik Kelimeler: halat fitili