FATİHANE Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



FATİHANE harflerini içeren 5 harfli 23 kelime bulunuyor. 5 harfli FATİHANE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AHFAT15, FATİH15, FAHTE15, FETHA15, FETİH15, HAFİT15, HAFTA15, HATİF15, İTHAF15, NAHİF15, NEFHA15, ATFEN11, FİTNE11, FANTİ11, FANTA11, NEFTİ11, NAFTA11, NAFİA11, HİTAN9, İHATA9, TAHİN9, TENHA9, ATİNA5


AT


[isim]
  • Atgillerden, binme, yük çekme, taşıma vb. hizmetlerde kullanılan, tek tırnaklı hayvan, beygir, düldül

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ata arpa yiğide pilav
  • ata binen nalını, mıhını arar
  • ata binersen Allah'ı, attan inersen atı unutma
  • ata da soy gerek, ite de
  • at, adımına göre değil adamına göre yürür
  • ata dost gibi bakmalı, düşman gibi binmeli
  • ata et, ite ot vermek
  • ata eyer gerek, eyere er gerek
  • at at oluncaya kadar sahibi mat olur
  • at beslenirken kız istenirken
  • at binenin, kılıç kuşananın
  • at binicisine göre kişner
  • at bulunur meydan bulunmaz, meydan bulunur at bulunmaz
  • at çalındıktan sonra ahırın kapısını kapamak
  • at gibi
  • atı alan Üsküdar'ı geçti
  • atı atasıyla, katırı anasıyla
  • atım tepmez, itim kapmaz deme
  • atına bakan ardına bakmaz
  • atın bahtsızı arabaya düşer
  • atın dorusu, yiğidin delisi
  • atını sağlam kazığa bağlamak
  • atın ölümü arpadan olsun
  • atın ürkeği, yiğidin korkağı
  • atın varken yol tanı, ağan varken el tanı
  • at ile avrat yiğidin bahtına
  • at izi it izine karışmak
  • at koşturacak kadar
  • at koşturmak
  • atla arpayı dövüştürmek (veya dalaştırmak)
  • atla deve değil
  • atlarını itlerini nallamak
  • atlar nallanırken kurbağalar ayak uzatmaz
  • atlar tepişir, arada eşekler ezilir
  • at nalı kadar
  • at olur, meydan olmaz (veya bulunmaz), meydan olur (veya bulunur), at olmaz (veya bulunmaz)
  • at oynatmak
  • at ölür, itlere bayram olur
  • at ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır
  • at pazarında eşek osurtmuyoruz!
  • atta, avratta uğur vardır
  • attan düşene yorgan döşek, eşekten düşene kazma kürek
  • attan inip eşeğe binmek
  • at var, meydan yok
  • at yedi günde, it yediği günde
  • at yiğidin yoldaşıdır

Birleşik Kelimeler: at arabası, at bakıcısı, atbalığı, atbaşı, at cambazı, at donu, at gözlüğü, at gözlüklü, at hırsızı, at kestanesi, atkuyruğu, at meydanı, at sineği, banko at, çıplak at, binek atı, denizatı, Flaman atı, koşu atı, koşum atı, yarış atı

[kimya]
  • Astatin elementinin simgesi

HİTAN (Kelime Kökeni: Arapça ḫitān)


[isim] [eskimiş]
  • Sünnet etme

İHATA (Kelime Kökeni: Arapça iḥāṭa)


[isim] [eskimiş] [askerlik]
  • Kuşatma
[mecaz]
  • Kavrayış, anlayış

    Biz zengin burjuvalıkla değil, irfan ve ihatamızla övünüyoruz. - Asaf Halet Çelebi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ihata etmek


TAHİN (Kelime Kökeni: Arapça ṭaḥīn)


[isim]
  • Öğütülmüş susamın koyu sıvı durumu

Birleşik Kelimeler: tahin helvası, tahin rengi


TENHA (Kelime Kökeni: Farsça tenhā)


[sıfat]
  • Issız
[eskimiş]
  • Yalnız, tek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tenha kalmak


ATFEN (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṭfen)


[zarf] [eskimiş]
  • Mal ederek, yükleyerek

    Anasını görünce eski bir mezara atfen döktüğü yaşlar, yeni sevdası içindi. - Hüseyin Rahmi Gürpınar


FİTNE (Kelime Kökeni: Arapça fitne)


[isim]
  • Karışıklık, kargaşa

    Fitneyi bastırmak kolay değil.

[sıfat]
  • Fitneci, ara bozucu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • fitne fesat çıkarmak
  • fitne sokmak

Birleşik Kelimeler: fitne fücur, fitne kumkuması


FANTİ (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim]
  • İskambil oyunlarında oğlan, bacak veya vale adlarıyla bilinen kâğıt

FANTA


[isim] [hayvan bilimi]
  • Mavimsi yeşil renkli bir tür baştankara, dağ isketesi

NEFTÎ (Kelime Kökeni: Farsça neft + Arapça -ī)


[isim]
  • Siyaha yakın koyu yeşil renk

    Karacaahmet'in koyu servileri bulutsuz ufukta neftî bir leke hâlinde göze batıyordu. - Haldun Taner

[sıfat]
  • Bu renkte olan

    Geride tek tük ev ve onların da ardında yarı filizî, yarı neftî bir orman seçiliyordu. - Elif Şafak


NAFTA (Kelime Kökeni: İngilizce naphtha)


[isim]
  • Petrolden 100-250 °C arasında damıtılan ürün

NAFİA (Kelime Kökeni: Arapça nāfiʿa)


[isim] [eskimiş]
  • Bir yeri bayındır duruma getirmek için yapılan işlerin tamamı, bayındırlık işleri

AHFAT (Kelime Kökeni: Arapça aḥfād)


[isim] [eskimiş]
  • Erkek torunlar

FATİH (Kelime Kökeni: Arapça fātiḥ)


[sıfat]
  • Zafer kazanan, fetheden (kimse)

    Milletler tarihte fatihlerden fazla adillere bağlıdırlar. - Falih Rıfkı Atay

[mecaz]
  • Büyük ve önemli bir iş bitiren (kimse)

    Gazinoya bir fatih olarak giriyorum. - Refik Halit Karay

[isim] [tarih]
  • İslam devletlerinde bir ülkeyi veya bir şehri savaşarak alan hükümdar ve komutanlara verilen unvan

    Bizans fatihi kartal burunlu II. Mehmet ve Mısır fatihi yıldırım bakışlı Selim, birer dar çukura nasıl sığdılar? - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[isim]
  • İstanbul iline bağlı ilçelerden biri

FAHTE (Kelime Kökeni: Farsça fāḫte)


[isim] [müzik]
  • Klasik Türk müziğinde genellikle ilahi, beste ve özellikle peşrev formlarında kullanılan, yirmi zamanlı ve on iki vuruşlu bir büyük usul