FASSAL harflerinden oluşan 21 kelime bulunuyor. FASSAL kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Fassal kelimesinin anlamı nedir? Fassal ile başlayan kelimeler. Fassal ile biten kelimeler. İçinde fassal olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
6 Harfli Kelimeler
FASSAL14
5 Harfli Kelimeler
SALSA7
4 Harfli Kelimeler
SAFA11, AFAL10, ALFA10, FAAL10, ASAL5, ASLA5, SALA5
3 Harfli Kelimeler
FAS10, SAF10, FAL9, LAF9, ASA4, SAL4, ALA3
2 Harfli Kelimeler
AF8, FA8, AS3, AL2, LA2
AL
[isim]
-
Kanın rengi, kızıl, kırmızı
[sıfat]
-
Bu renkte olan
Al bayrak. Al çuha.
[sıfat]
Ata Sözleri ve Deyimler
- al elmaya taş atan çok olur
- al giymedim ki alınayım
- al gömlek gizlenemez
- alı alına, moru moruna
- alı al, moru mor
- al kanlara boyanmak
- al kiraz üstüne kar yağmış
Birleşik Kelimeler: albasma, albastı, al bayrak, alkarısı, al sancak, alyuvar
[isim] [eskimiş]
-
Aldatma, düzen, tuzak, hile
Ata Sözleri ve Deyimler
- al ile aslan tutulur, güç ile sıçan tutulmaz
[kimya]
-
Alüminyum elementinin simgesi
LA
(Kelime Kökeni: İtalyanca la)
[isim] [müzik]
-
Gam dizisinde `sol` ile `si` arasındaki ses
[kimya]
-
Lantan elementinin simgesi
ÂLÂ
(Kelime Kökeni: Arapça aʿlā)
[sıfat]
Birleşik Kelimeler: arşıâlâ, ne âlâ, pekâlâ, dik âlâsı
[sıfat]
-
Karışık renkli, çok renkli, alaca
Ala kilim eskimiş.
[isim]
[halk ağzında]
-
Açık kestane renginde olan, ela (göz)
[isim] [halk ağzında]
-
Kekliğin boynundaki siyah halka
Ata Sözleri ve Deyimler
- ala keçi her vakit püsküllü oğlak doğurmaz
Birleşik Kelimeler: alabacak, alabalık, alabaş, alaçam, ala gün, alakarga, ala sulu, alatav, dağ alası, deniz alası, göl alası
AS
[isim] [hayvan bilimi]
[isim]
-
İskambil, domino vb. oyunlarda bir işaretini taşıyan kâğıt veya taş, birli, bey
[sıfat]
-
Bir işte başta gelen (kimse veya şey)
As oyuncu.
Birleşik Kelimeler: assolist, astasım, asteğmen, asyön
[kimya]
-
Arsenik elementinin simgesi
ASA
(Kelime Kökeni: Arapça ʿaṣā)
[isim]
-
Bazı ülkelerde, hükümdarların, mareşallerin, din adamlarının güç sembolü olarak törenlerde taşıdıkları bir tür ağaç veya metalden değnek
[eskimiş]
-
İhtiyarların baston yerine kullandıkları uzun sopa
Birleşik Kelimeler: mareşallik asası
SAL
[isim]
Birleşik Kelimeler: sal yarışı, cankurtaran salı, ölü salı
[isim] [halk ağzında]
Birleşik Kelimeler: salhane
ASAL
[sıfat]
-
Esasla ilgili, asıl ve temel olanla ilgili, esasi
Birleşik Kelimeler: asal gazlar, asal sayı
ASLA
(Kelime Kökeni: Arapça aṣlā)
[zarf]
SALA
(Kelime Kökeni: Arapça ṣalā)
[isim]
SALSA
(Kelime Kökeni: İngilizce salsa)
[isim]
-
Bir tür Güney Amerika dansı
AF
(Kelime Kökeni: Arapça ʿafv)
[isim]
-
Bir suçu, bir kusuru veya bir hatayı bağışlama
Ata Sözleri ve Deyimler
- af buyurun!
- af çıkarmak
- af dilemek
- affa uğramak
- affını dilemek (veya istemek)
- affınıza sığınarak
Birleşik Kelimeler: affedilmek, affetmek, affettirmek, affeylemek, affolunmak, genel af, özel af, umumi af
FA
(Kelime Kökeni: İtalyanca fa)
[isim] [müzik]
-
Müzikal ses dizilerinde mi ile sol arasındaki ses
Birleşik Kelimeler: fa anahtarı
FAL
(Kelime Kökeni: Arapça fāl)
[isim]
Ata Sözleri ve Deyimler
- fala bakmak
- fal açmak (veya bakmak)
Birleşik Kelimeler: falname, fal taşı, bakla falı, el falı, kahve falı, papatya falı
LAF
(Kelime Kökeni: Farsça lāf)
[isim]
[ünlem]
[mecaz]
Ata Sözleri ve Deyimler
- lafa başlamak
- lafa boğmak
- laf açmak
- lafa dalmak
- lafa karışmak
- laf altında kalmamak
- laf anlamaz
- laf anlatmak
- laf aramızda
- laf atmak
- lafa tutmak
- laf çakmak (veya çarptırmak veya dokundurmak)
- laf çıkarmak
- laf çıkmak
- laf dinlemek
- laf düşmemek
- laf etmek
- laf geçirmek
- laf gelmek
- laf getirmek
- laf götürmek
- lafı ağzına tıkamak
- lafı ağzında bırakmak
- lafı ağzında gevelemek
- lafı ağzında kalmak
- lafı ağzından almak
- lafı bağlamak
- lafı çevirmek
- lafı dağıtmak
- lafı değiştirmek
- lafı dolandırmak
- lafı döndürüp dolaştırmak
- lafı edilmek
- lafı geçmek
- lafı kesmek
- lafı kıçından anlamak
- lafı kıçından dinlemek
- lafı kısa kesmek
- lafı mı olur?
- lafına gelmek
- lafını (veya lafınızı) balla kestim (veya kesiyorum)
- lafını bilmek
- lafını esirgememek (veya sakınmamak)
- lafını etmek
- lafını geri almak
- lafını kesmek
- lafını yabana atmamak
- lafını yedirmek
- lafını yemek
- lafı sulandırmak
- lafı tartmak
- lafı uzatmak
- laf işitmek
- laf kaynayıp gitmek
- laf lafı açar
- lafla peynir gemisi yürümez
- laf ola beri gele!
- laf olmak
- laf olsun âdet yerini bulsun
- laf oturtmak
- laf söyledi bal kabağı!
- lafta kalmak
- laftan anlamak
- laf taşımak
- laf torbaya girmez
- laf tutmak
- laf yakıştırmak
- laf yapmak
- laf yetiştirmek
- laf yok!
Birleşik Kelimeler: laf cambazı, laf ebesi, laf kalabalığı, laf salatası, lafügüzaf, boş laf, iri laf, kuru laf, çocuk lafı
AFAL
[sıfat]
Birleşik Kelimeler: afal afal