FARKSIZLAŞMAK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler



FARKSIZLAŞMAK harflerini içeren 8 harfli 55 kelime bulunuyor. 8 harfli FARKSIZLAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

FIŞLAMAK19, SAFLAŞMA19, ZARFLAMA18, FISLAMAK17, MASRAFLI17, FAKSLAMA16, FIRLAMAK16, FIKRAMAK16, MARKASIZ14, RAKAMSIZ14, SIKLAŞMA14, SIZLAMAK14, SARMAŞIK14, ARILAŞMA13, AŞILAMAK13, AKŞAMLIK13, ALAKASIZ13, KIRLAŞMA13, KIZARMAK13, KIŞLAMAK13, KALKIŞMA13, KARIŞMAK13, KARKAMIŞ13, KAZILMAK13, KASLAŞMA13, KARMAŞIK13, MARAZLIK13, ŞIRLAMAK13, ZIRLAMAK13, AKLAŞMAK12, KAŞLAMAK12, ŞAKRAMAK12, ŞAKLAMAK12, ŞARLAMAK12, AKSIRMAK11, ISKALAMA11, IRAKSAMA11, KISALMAK11, KASILMAK11, SIRALAMA11, SIRLAMAK11, SARILMAK11, SALKIMAK11, ARILAMAK10, ARIKLAMA10, IRALAMAK10, KIRKLAMA10, KARILMAK10, KARMALIK10, MAKARALI10, MAKASKAR10, RAKKASLI10, SAKARLIK10, SAKLAMAK10, KARLAMAK9


KARLAMAK


[nesnesiz]
  • Kar yağmak

    Grip salgınının, göğse bir taş gibi oturan bronşitin bütün sebebi havanın bir türlü karlayamamasında, karın yağmamasındaymış. - Nazım Hikmet


ARILAMAK


[-i]
  • Bir şeyde herhangi bir ayıp veya kusur bulunmadığını bildirmek, tenzih etmek

ARIKLAMA


[isim]
  • Arıklamak işi

IRALAMAK


[-i]
  • Belirli bir ıra ile belirtmek, karakterize etmek

    Düşkünlere yardım Türk'ü ıralayan bir erdemdir.


KIRKLAMA


[isim]
  • Kırklamak işi

KARILMAK


[nesnesiz]
  • Karma işi yapılmak, karışmak
[halk ağzında]
  • Hayvan çiftleşmek

KARMALIK


[isim]
  • Karma olma durumu

    Meclisin bütün karmalığı bu yuvarlak sofranın etrafında idi. - Falih Rıfkı Atay


MAKARALI


[sıfat]
  • Makarası olan, makara ile çalışan

Birleşik Kelimeler: makaralı kuş


MAKASKÂR (Kelime Kökeni: Arapça miḳaṣṣ + Farsça -kār)


[isim] [eskimiş]
  • Kâğıt oymacılığı ile uğraşan kimse, oymacı

RAKKASLI


[sıfat]
  • Sarkacı olan

    Evlerin başka odalarında duvara asılmış rakkaslı ve rakamları alaturka bir çalar saat işler. - Abdülhak Şinasi Hisar


SAKARLIK


[isim]
  • Sakar olma durumu

SAKLAMAK


[-i]
  • Elinde bulundurmak, tutmak

    Sarayın sükûnu bir kederli muammayı saklar gibi ağırdı. - İbrahim Alâeddin Gövsa

[-i] [-de]
  • Kaybolmaması, görünmemesi için gizli bir yere koymak

    Paralarını kasada saklıyor.

[-i] [-de]
  • Bozulmadan doğal durumları ile durmasını sağlamak, korumak, muhafaza etmek

    Eti buzdolabında saklamak. Peyniri tuzlu suda saklamak.

[-i] [-den]
  • Gizli tutmak, duyurmamak

    Batı, o büyük kaynaktan sık sık faydalanır ama iktibaslarını titizce saklar. - Cemil Meriç

[-e] [-i]
  • Birine vermek için ayırmak

    Bu kitabı size sakladım.

[nesnesiz] [mecaz]
  • Korumak, esirgemek

    Allah saklasın.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sakla samanı, gelir zamanı


AKSIRMAK


[nesnesiz]
  • Burun zarlarının gıcıklanması ile solunum kaslarının birdenbire kasılması üzerine, ağız ve burundan hızlı, gürültülü soluk boşaltmak, hapşırmak

    Açığa aksır, mikropları üstümüze savurma. - Burhan Felek


ISKALAMA


[isim]
  • Iskalamak işi

IRAKSAMA


[isim]
  • Iraksamak işi, istibat
[fizik]
  • Iraksak olma durumu