FAİRPLAY Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



FAİRPLAY harflerini içeren 4 harfli 23 kelime bulunuyor. 4 harfli FAİRPLAY kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

YAFA12, ARİF10, ARAF10, AFAL10, ALFA10, FAAL10, FAİL10, ARPA8, ARAP8, APİA8, İRAP8, LAPA8, LARP8, PALA8, PARA8, ARYA6, AYLA6, AYAR6, AYAL6, ALAY6, RİYA6, YARA6, LİRA4


LİRA (Kelime Kökeni: İtalyanca lira)


[isim]
  • Yüz kuruş değerinde Türk para birimi, teklik

    Bu pazarlığın yapıldığı zamanda liranın kıymeti vardı. - Refik Halit Karay

[eskimiş]
  • Yedi gram ağırlığında altın sikke, liralık, sarı lira

Birleşik Kelimeler: ata lira, sarı lira


ARYA (Kelime Kökeni: İtalyanca aria)


[isim] [müzik]
  • Operalarda solistlerden birinin orkestra eşliğinde söylediği, genellikle kendi içinde bütünlüğü olan parça

AYLA


[isim]
  • Hale

Birleşik Kelimeler: ışık aylası


AYAR (Kelime Kökeni: Arapça ʿiyār)


[isim]
  • Bir aygıtın gereken işi yapabilmesi durumu

    Saatin ayarı bozuk. Televizyonun ses ayarı iyi.

[mecaz]
  • Değer, derece

    Biz, telif eser ayarında bir sanat kıymeti taşıyan tercümelere teşekkür edelim. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ayar almak
  • ayar etmek
  • ayar vermek

Birleşik Kelimeler: ayarı bozuk, aklı tam ayar, balans ayarı, saat ayarı


AYAL (Kelime Kökeni: Arapça ʿiyāl)


[isim] [eskimiş]
  • Karı, eş

    Çocuklar uyumuştur / Efendi gazete okur / Ayali dikiş dikmektedir - Orhan Veli Kanık


ALAY


[isim]
  • Herhangi bir törende veya gösteride yer alan topluluk

    Düğün alayı. Fener alayı.

[askerlik]
  • Genellikle üç tabur ve bunlara bağlı birliklerden oluşan asker topluluğu

    Topçu alayı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alaya çıkmak

Birleşik Kelimeler: alay alay, alay beyi, alaybozan, alay malay, bir alay, miralay, bayram alayı, cenaze alayı, düğün alayı, fener alayı, gelin alayı, gidiş alayı, kılıç alayı, mevlit alayı, muhafız alayı, sürre alayı, süvari alayı

[isim]
  • Bir kimsenin, bir şeyin, bir durumun, gülünç, kusurlu, eksik vb. yönlerini küçümseyerek eğlence konusu yapma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alaya almak
  • alaya bozmak
  • alaya vurmak
  • alay etmek
  • alay geçmek
  • alay gibi gelmek

Birleşik Kelimeler: alay yollu


RİYA (Kelime Kökeni: Arapça riyā)


[isim]
  • İkiyüzlülük

YARA


[isim]
  • Keskin bir şeyle veya bir vuruşla vücutta oluşan derin kesik

    Yaranı tımar ettiler mi? - Nazım Hikmet

[mecaz]
  • Dert, üzüntü, acı

    Bu yarayı deşmeyin.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yara açmak
  • yara almak
  • yara işlemek
  • yara kapanmak
  • yarasını deşmek
  • yarası olan gocunur (veya gocunsun)
  • yaraya merhem olmak
  • yaraya tuz biber ekmek
  • yarayı tazelemek

Birleşik Kelimeler: yara bandı, yara bere, yara otu, açık yara, ağır yara, kızılyara, ciğer yarası, dil yarası, gönül yarası, kalp yarası, yatak yarası, yürek yarası


ARPA


[isim] [bitki bilimi]
  • Buğdaygillerden bir bitki (Hordeum vulgare)

    Buğdayla arpadan başka ne biter bu topraklarda? - Falih Rıfkı Atay

[argo]
  • Rüşvet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arpa eken buğday biçmez
  • arpa ektim, darı çıktı
  • arpa samanıyla, kömür dumanıyla
  • arpası çok gelmek
  • arpa unundan kadayıf olmaz
  • arpa verilmeyen at, kamçı zoruyla yürümez

Birleşik Kelimeler: arpa ekmeği, arpa güvesi, arpa suyu, arpa şehriye, yemlik arpa


ARAP


[isim] [halk ağzında]
  • Fotoğrafın negatifi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arap gibi olmak
  • arap olayım

[isim]
  • Orta Doğu ile Kuzey Afrika'nın büyük bir bölümünde yaşayan halk ve bu halkın soyundan olan kimse
[sıfat] [mecaz]
  • Koyu esmer

Ata Sözleri ve Deyimler

  • Arap'ın yalellisi gibi
  • Arap uyandı (veya Arap'ın gözü açıldı)

Birleşik Kelimeler: Arap alfabesi, Arap rakamları, arap sabunu, arapsaçı, Arap tavşanı, Arap zamkı


İRAP (Kelime Kökeni: Arapça iʿrāb)


[isim] [eskimiş]
  • `Hiçbir değeri ve önemi yok` anlamındaki irapta mahalli yok ve iraptan mahalsiz deyimlerinde geçen bir söz

    Bulgurlu, buranın az öteciğine sığınmış, iraptan mahalsiz bir mahalle. - Sermet Muhtar Alus


LAPA (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim]
  • Nişastalı tanelerin, su ile kaynatılarak bulamaç kıvamına getirilmiş durumu

    Bulgur lapası. Pirinç lapası.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • lapa gibi
  • lapa vurmak


LARP


[zarf]
  • Ansızın

Ata Sözleri ve Deyimler

  • larp diye


PALA (Kelime Kökeni: İtalyanca pala)


[isim]
  • Kavisli, kısa, uç bölümü geniş, kabzasına doğru daralan bir tür kılıç

    Belindeki kısa palasıyla ve omuzunda gri tüfeğiyle masanın kenarına oturdu. - Falih Rıfkı Atay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • pala çalmak (veya sallamak)
  • pala çekmek
  • pala sürtmek

Birleşik Kelimeler: pala bıyık

[isim] [halk ağzında]
  • Bez parçalarından dokunan basit kilim veya yaygı

    Kendi ürettiği kocaman sürünün yünlerinden Fadime Nine ne güzel palalar dokumuş. - Halide Edip Adıvar


PARA (Kelime Kökeni: Farsça pāre)


[isim] [ekonomi]
  • Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit

    Çıkarken elini göğsüne sokup bir kese çıkardı, keseden alabildiği kadar para alıp delikten attı. - Fikret Otyam

[eskimiş]
  • Kuruşun kırkta biri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • para akmak
  • para basmak
  • para bozmak
  • para çekmek
  • para çıkarmak
  • para çıkışmamak
  • paradan çıkmak
  • para dökmek (veya akıtmak)
  • para dönmek
  • para etmek
  • para etmemek
  • para getirmek
  • para ile değil
  • para ile değil, sıra ile
  • para kesmek
  • para kırmak
  • paranın üstü
  • paranın yüzü sıcaktır
  • para parayı çeker
  • para peşin, kırmızı meşin
  • para saçmak
  • para saymak
  • parasını çekmek
  • parasını çıkarmak
  • parasını sokağa atmak
  • parasını yemek
  • parasıyla rezil olmak
  • para sızdırmak (veya koparmak)
  • para tutmak
  • paraya çevirmek
  • paraya kıymak
  • paraya para (veya pul) dememek
  • para yapmak
  • paraya sıkışmak
  • para yatırmak
  • para yedirmek
  • para yemek
  • parayı araya değil, paraya vermeli
  • parayı basmak (veya bastırmak)
  • parayı denize atmak
  • parayı veren düdüğü çalar

Birleşik Kelimeler: para aktarımı, para arzı, para babası, para basma, para birimi, para canlısı, para cezası, para çantası, para değişimi, para dolaşımı, paragöz, para kısıtlaması, para pul, para şişkinliği, anapara, artı para, beş para, bloke para, bozuk para, büyük para, cari para, çürük para, demir para, haram para, hazır para, kâğıt para, kara para, kırk para, madenî para, nakit para, on para, sağlam para, sağ para, sıcak para, taze para, temiz para, tutulmuş para, ufak para, yüz para, başlık parası, boyunduruk parası, ekmek parası, hava parası, kahve parası, kan parası, kefen parası, palamar parası, uğur parası, yakıt parası, yol parası