Fır ile Başlayan Kelimeler



FIR ile başlayan 56 kelime bulunuyor. Başında FIR olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Fır kelimesinin anlamı nedir? Fır ile biten kelimeler. İçinde fır olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

13 Harfli Kelimeler

FIRILDAKÇILIK28

11 Harfli Kelimeler

FIRSATÇILIK24, FIRILDATMAK22, FIRILDANMAK22, FIRÇALATMAK22, FIRÇALANMAK22, FIRLATILMAK20, FIRINLATMAK20, FIRINLANMAK20

10 Harfli Kelimeler

FIRÇALAYIŞ26, FIRÇACILIK25, FIRILDAKÇI24, FIRINCILIK23, FIRKACILIK22, FIRILDATMA21, FIRILDANMA21, FIRÇALATMA21, FIRÇALAMAK21, FIRÇALANMA21, FIRLATILMA19, FIRINLATMA19, FIRINLANMA19, FIRINLAMAK19

9 Harfli Kelimeler

FIRFIRSIZ28, FIRDOLAYI22, FIRÇALAMA20, FIRINLAMA18, FIRKATEYN18, FIRTINALI18, FIRLATMAK17

8 Harfli Kelimeler

FIRDÖNDÜ27, FIRFIRLI23, FIRLAYIŞ21, FIRSATÇI20, FIRÇALIK19, FIRLATIŞ19, FIRILDAK18, FIRINLIK17, FIRLAMAK16, FIRLATMA16

7 Harfli Kelimeler

FIRÇACI21, FIRINCI19, FIRKACI18, FIRÇALI18, FIRINLI16, FIRTINA15, FIRLAMA15, FIRKATA14

6 Harfli Kelimeler

FIRFIR20, FIRSAT14, FIRLAK13

5 Harfli Kelimeler

FIRÇA15, FIRIN13, FIRKA12

4 Harfli Kelimeler

FIRT11

3 Harfli Kelimeler

FIR10


FIR


[zarf]
  • Fırıl fırıl
[isim] [argo]
  • Piç, fırlama

Ata Sözleri ve Deyimler

  • fır dönmek

Birleşik Kelimeler: fır fır


FIRT


[isim]
  • Bir solukta veya bir yudumda içilebilecek miktar

    Çek bir fırt.

Birleşik Kelimeler: fırt fırt


FIRKA (Kelime Kökeni: Arapça firḳa)


[isim] [eskimiş]
  • İnsan topluluğu
[askerlik]
  • Tümen

    Benim burada bir fırka kumandanım vardı. - Peyami Safa


FIRLAK


[sıfat]
  • Dışarı doğru fırlamış, çıkmış, çıkık

    Alt dudağını bıyığının içine geçirmiş, gözleri fırlak, sanki bir timsaha bakıyordu. - Falih Rıfkı Atay


FIRIN (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim]
  • İçinde genellikle odun yanan, her yanda aynı derecede ısı oluşturarak ekmek, pasta vb. pişirmeye yarayan, tavanı tonoz biçiminde, önünde tek açıklık bulunan ocak

    Pastacı fırını.

[sıfat]
  • Bu ocakta pişirilmiş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... fırın ekmek yemesi lazım
  • fırın gibi

Birleşik Kelimeler: fırın boya, fırın kebabı, kara fırın, mikrodalga fırın, taş fırın, yüksek fırın, fırında makarna, elektrik fırını, hava gazı fırını, izabe fırını, pide fırını, simit fırını, simitçi fırını


FIRKATA (Kelime Kökeni: İtalyanca fregata)


[isim] [eskimiş] [denizcilik]
  • 10-15 çift kürekli, hızlı, eski bir savaş gemisi

FIRSAT (Kelime Kökeni: Arapça furṣat)


[isim]
  • Herhangi bir şey için en uygun zaman, uygun durum veya şart, vesile, okazyon

    Önce istemedim, sonra düşününce bunun evden kurtulmam için bir fırsat olduğunu anladım. - Ahmet Ümit

Ata Sözleri ve Deyimler

  • fırsat beklemek (veya aramak)
  • fırsat bilmek
  • fırsat bu fırsat
  • fırsat bulmak
  • fırsat düşmek (veya çıkmak)
  • fırsat her vakit ele geçmez
  • fırsatı ganimet bilmek
  • fırsatı kaçırmak
  • fırsatını düşürmek
  • fırsat kollamak (veya gözlemek)
  • fırsat sakal altından geçer
  • fırsattan istifade etmek
  • fırsat vermek

Birleşik Kelimeler: fırsat düşkünü, fırsat eşitliği, fırsat yoksulu


FIRTINA (Kelime Kökeni: İtalyanca fortunale)


[isim] [meteoroloji]
  • Rüzgâr çizelgesinde hızı 34-40 deniz mili olan ve kuvveti 8 ile gösterilen, yağmur ve kasırga getiren çok güçlü rüzgâr

    İnce, uzun sapının, çok ağır başını, o kadar yüksekte taşıyabilmesi, fırtınalarda kırılmaması, içindeki aşktandır. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

[mecaz]
  • Güç atlatılan kötü durum

    Fırtınanın yaklaştığını anladığı hâlde anlamamış görünüyor, şarkısını mırıldanıyordu. - Reşat Nuri Güntekin

[mecaz]
  • Karşıt düşünce veya durumların yarattığı karışıklık, sıkıntı

    Kâmuran'ın ağlamasının kalbimde uyandırdığı fırtınaya kendim de şaşıyorum. - Halide Edip Adıvar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • fırtına atlatmak
  • fırtına çıkmak
  • fırtına gibi
  • fırtına kopmak (veya patlamak)

Birleşik Kelimeler: fırtına kuşu, fırtına uğrağı, fırtınaya yakın rüzgâr, sayılı fırtına, şiddetli fırtına, beyin fırtınası, çaylak fırtınası, kahkaha fırtınası, kar fırtınası, kırlangıç fırtınası, koç katımı fırtınası, kum fırtınası


FIRLAMA


[isim]
  • Fırlamak işi
[argo]
  • Piç
[halk ağzında]
  • Arsız, terbiyesiz çocuk

FIRÇA (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim]
  • Bir şeyin tozunu, kirini gidermekte veya bir şeye boya, cila sürmekte kullanılan, bir araya getirilerek bağlanmış kıl vb.nden yapılan araç

    Yer yer kireç artıkları ve fırça çizgileri duruyor. - Refik Halit Karay

[mecaz]
  • Resim yapma sanatı ve biçimi
[argo]
  • Paylama
[madencilik]
  • Çökmeyi engelleyen bağların oynamasını veya kaymasını önlemek için aralara yerleştirilen direk parçası

Ata Sözleri ve Deyimler

  • fırça çekmek (veya atmak)
  • fırça gibi
  • fırça yemek

Birleşik Kelimeler: perlon fırça, tel fırça, boya fırçası, diş fırçası, sakal fırçası, tıraş fırçası, toz fırçası


FIRLAMAK


[nesnesiz]
  • Hızla, birdenbire bulunduğu yerden çıkmak, ayrılmak

    Çalgıcıların oğlu, elinde kenarları zilli kocaman bir tefle ortaya fırladı. - Lâtife Tekin


FIRLATMA


[isim]
  • Fırlatma işi
[spor]
  • Kol ve bacağın vücudun orta çizgisinden türlü yönlere, son eklemine kadar hızla ve gergin olarak uzaklaştırılması

FIRINLI


[sıfat]
  • Fırınlanmış

    Fırınlı kayın.


FIRLATMAK


[-i]
  • Hızla atmak, bulunduğu yerden dışarı atmak

    Kalemi kâğıdı fırlatıp yatağıma koştum. - Ahmet Kabaklı


FIRINLIK


[sıfat]
  • Fırında pişirilmeye hazır (yemek)