FIŞIRDATMAK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler



FIŞIRDATMAK harflerini içeren 7 harfli 25 kelime bulunuyor. 7 harfli FIŞIRDATMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DAMITIŞ15, FARIMAK15, FIKRAMA15, ARDIŞIK14, FIRKATA14, IŞITMAK13, KIRIŞMA13, KARIŞIM13, ŞIMARIK13, TIKIŞMA13, AŞIRMAK12, AŞIRTMA12, AŞTIRMA12, ATIŞMAK12, DAMITIK12, KARIŞMA12, KATIŞMA12, ŞAKIRTI12, TAKIŞMA12, TAŞIRMA12, TAŞIMAK12, AKTARIŞ11, KIRITMA10, ARITMAK9, AKTARIM9


ARITMAK


[-i]
  • Temizlemek

AKTARIM


[isim]
  • Aktarma işi, nakil
[ruh bilimi]
  • Psikoterapide hastanın terapiste ruhsal yapısı üzerinde etkili olmuş deneyim ve ilişkilerini aktarması

Birleşik Kelimeler: kan aktarımı, para aktarımı, organ aktarımı


KIRITMA


[isim]
  • Kırıtmak işi, cilve, işve

    O kuruntularımız, o tafralarımız, o Ermeni gelini gibi kırıtmalarımız pek boşuna demektir. - Salâh Birsel


AKTARIŞ


[isim]
  • Aktarma işi

AŞIRMAK


[-i] [-den]
  • Yüksek veya geçilmesi güç bir yerin üstünden diğer yanına geçirmek
[-i] [argo]
  • Çalmak, çalıp götürmek, araklamak

    Borcunu ödeyemeyecek fakat bavulunu oradan nasıl aşırabilecekti? - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[-e] [-i]
  • Tehlike içinde bulunan bir şeyi acele kaçırmak

    Yangın büyüyünce eşyayı bostana aşırdılar.

[edebiyat]
  • Başkasının eserinden parçalar alıp kendisininmiş gibi göstermek

AŞIRTMA


[isim]
  • Aşırtmak işi

AŞTIRMA


[isim]
  • Aştırmak işi

ATIŞMAK


[-le]
  • Tartışmak

    Yoksa gene babasıyla atışıp işi mi bırakmıştı. - Orhan Kemal

[nesnesiz]
  • Kendisine dargın olan bir kimseye barışıkmış gibi söz söylemek

    Nafile atışma, ben seninle barışmam.


DAMITIK


[sıfat] [kimya]
  • Damıtma yoluyla, damıtılarak elde edilmiş olan

    Damıtık su.


KARIŞMA


[isim]
  • Karışmak işi

    Kendi dillerine başka bir dilden en küçük bir şeyin karışmasına göz yumamazlar. - Nermi Uygur


KATIŞMA


[isim]
  • Katışmak işi

ŞAKIRTI


[isim]
  • Şakırdayan bir şeyin çıkardığı sesin adı

    Birdenbire kesildi halkın lakırtıları / Korku içinde durdu tavla şakırtıları - Enis Behiç Koryürek


TAKIŞMA


[isim]
  • Takışmak işi

    Kendi yüzünden anayla oğlun takışmasını istemiyordu. - Orhan Kemal


TAŞIRMA


[isim]
  • Taşırmak işi

TAŞIMAK


[-i]
  • Bir şeyi bir yerden alıp başka bir yere götürmek

    Hastayı ekseriya yakın kasabaya kadar sırtta taşırlardı. - Sait Faik Abasıyanık

[nesnesiz]
  • Giymek

    Devlet üniforması taşıyordu. - Haldun Taner

[mecaz]
  • Sahip olmak, özellik olarak bulundurmak

    İnsanlar müşterek tecrübeleri taşıdıkları için birbirlerinin ne dediklerini anlayabilirler. - İsmet Özel

[mecaz]
  • Katlanmak, üstlenmek, yüklenmek, çekmek
[nesnesiz] [mecaz]
  • Duymak, hissetmek

    İçlerinde her şeye karşılık bir suçluluk duygusu taşırlar. - Tarık Dursun K.