Esa ile Başlayan Kelimeler



ESA ile başlayan 14 kelime bulunuyor. Başında ESA olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "İçinde esa olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

13 Harfli Kelimeler

ESASLANDIRMAK19

12 Harfli Kelimeler

ESASLANDIRMA18

10 Harfli Kelimeler

ESASLANMAK13

9 Harfli Kelimeler

ESASLANMA12

7 Harfli Kelimeler

ESASSIZ14, ESATİRİ8

6 Harfli Kelimeler

ESASLI9, ESASEN8, ESARET7, ESATİR7

5 Harfli Kelimeler

ESAME7, ESANS7, ESA7

4 Harfli Kelimeler

ESAS6


ESAS (Kelime Kökeni: Arapça esās)


[isim]
  • Bir şeyin özünü oluşturan ana öge, temel
[sıfat]
  • Ana, temel olarak alınan, başlıca, asal, esasi

    Esas düşünce. Esas görev.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • esasa bağlamak
  • esasına bakarsan
  • esası olmamak

Birleşik Kelimeler: esas duruş, esas vaziyet


ESARET (Kelime Kökeni: Arapça esāret)


[isim]
  • Kölelik, tutsaklık, esirlik

    Esaretimin geri kalan müddetini bu ümitle geçirmeye başladım. - Ahmet Midhat

[mecaz]
  • Hâkimiyet altında bulunma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • esarette kalmak


ESATİR (Kelime Kökeni: Arapça esāṭīr)


[isim] [eskimiş]
  • Tarih öncesi tanrılarının efsaneli serüvenlerini anlatan ve bir topluluğun duygularını, anlayışını ve özlemlerini göstermesi bakımından değeri olan hikâyeler, mitoloji

    Kafamı rüya ve esatirden temizlemek, istiklallerin en güç elde edileni olan fikir istiklaline erişmek için değil mi? - Reşat Nuri Güntekin


ESAME (Kelime Kökeni: Arapça esāmī)


[isim] [eskimiş]
  • Adlar, isimler

Ata Sözleri ve Deyimler

  • esamesi okunmamak


ESANS (Kelime Kökeni: Fransızca essence)


[isim] [kimya]
  • Bitkilerden türlü yollarla çıkarılan veya kimyasal yöntemlerle yapılan, kokulu ve uçucu sıvı

    Buğday kokusu, ekmek kokusu gibi toprak kokusu da en nefis esanslardan daha asil bir mahiyet taşıyor. - İbrahim Alâeddin Gövsa

Birleşik Kelimeler: limon esansı


ESASİ (Kelime Kökeni: Arapça esāsī)


[sıfat] [eskimiş]
  • Asal

ESATİRÎ (Kelime Kökeni: Arapça esāṭīrī)


[sıfat] [eskimiş]
  • Esatirle ilgili, esatire ait

    Çamlıca tepesinden bakınca İstanbul, esatirî ve baş döndürücü bir güzellikle karşımızda yatardı. - Abdülhak Şinasi Hisar


ESASEN (Kelime Kökeni: Arapça esāsen)


[zarf]
  • Başından, temelinden, kökeninden

ESASLI


[sıfat]
  • Köklü, geniş ölçüde etkili, güzel, doğru

    Büyüdüğü vakit de kendisine esaslı bir şey söylenmemiş. - Necip Fazıl Kısakürek

[zarf]
  • Köklü, etkili, güzel bir biçimde, doğru olarak

    Konuyu esaslı öğrendi mi?


ESASLANMA


[isim]
  • Esaslanmak işi

    Bizans'a karşı devamlı muharebeler, Bulgarlığın büyümesine ve esaslanmasına yardım etti. - Falih Rıfkı Atay


ESASLANMAK


[nesnesiz]
  • Temeli sağlamlaşmak, temelleşmek

ESASSIZ


[sıfat]
  • Sağlam bir temele dayanmayan, köksüz, asılsız

    Esassız bir iş.


ESASLANDIRMA


[isim]
  • Esaslandırmak işi

ESASLANDIRMAK


[-i]
  • Esaslı duruma getirmek, sağlamlaştırmak