EPİDEMİK harflerini içeren 4 harfli 24 kelime bulunuyor. 4 harfli EPİDEMİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
EDİP10,
EDEP10,
PİDE10,
EPİK8,
EKİP8,
İPEK8,
KİPE8,
PİKE8,
PEKİ8,
DİMİ7,
DEME7,
EDİM7,
İMDİ7,
MİDİ7,
MİDE7,
EDİK6,
KEDİ6,
EKİM5,
EKME5,
EMİK5,
EMEK5,
KİMİ5,
KEME5,
MEKE5
EKİM
[isim]
Birleşik Kelimeler: doku ekimi
EKME
[isim]
EMİK
[isim] [halk ağzında]
-
Emmekten çürüyen yer, emme izi
EMEK
[isim]
[toplum bilimi]
-
İnsanın bilinçli olarak belli bir amaca ulaşmak için giriştiği hem doğal ve toplumsal çerçevesini hem de kendisini değiştiren çalışma süreci
Ata Sözleri ve Deyimler
- emeği geçmek
- emek çekmek
- emek harcamak
- emek olmadan yemek olmaz
- emek vermek
Birleşik Kelimeler: artık emek, el emeği, göz emeği, sağdıç emeği
KİMİ
[zamir]
[sıfat]
Ata Sözleri ve Deyimler
- kimi köprü bulamaz geçmeye, kimi su bulamaz içmeye
- kimine hay hay, kimine vay vay
- kiminin parası, kiminin duası
Birleşik Kelimeler: kimi vakit, kimi zaman
KEME
[isim] [halk ağzında]
Birleşik Kelimeler: karakeme
MEKE
[isim] [halk ağzında]
-
Su kıyılarındaki böcekleri yiyerek yaşayan yaban ördeği
Birleşik Kelimeler: sakar meke
[isim] [halk ağzında]
EDİK
[isim] [halk ağzında]
-
Yumuşak ve renkli sahtiyandan yapılmış yarım konçlu lapçın
KEDİ
[isim] [hayvan bilimi]
Ata Sözleri ve Deyimler
- kedi ciğere bakar gibi bakmak (veya süzmek veya seyretmek)
- kedi gibi
- kedi gibi dört ayak üzerine düşmek
- kedi ile harara (veya çuvala) girmek
- kedi ile köpek gibi
- kedi ne, budu ne?
- kedinin boynuna ciğer asılmaz
- kedinin gideceği samanlığa kadar
- kedinin kabahatini önüne koyarlar, öyle döverler
- kedinin kanadı olsaydı serçenin adı kalmazdı
- kedinin usluluğu sıçan görünceye kadar
- kedi olalı bir fare tuttu
- kedi yavrusunu yerken sıçana benzetir
- kediye peynir (veya ciğer) ısmarlamak
- kedi yetişemediği (veya uzanamadığı) ciğere pis (veya murdar) dermiş
- kediyi sıkıştırırsan üstüne atılır
Birleşik Kelimeler: kediayağı, kedi balı, kedi balığı, kedibastı, kedidili, kedigözü, kedi nanesi, kedi otu, kediyaladı, Ankara kedisi, bozkır kedisi, denizkedisi, külkedisi, Siyam kedisi, Van kedisi, yaban kedisi
DİMİ
(Kelime Kökeni: Rumca)
[isim]
-
Sıkı dokunmuş bir tür pamuklu kumaş
DEME
[isim]
[edebiyat]
[edebiyat]
-
Genellikle Alevi şairlerin tarikatlarıyla ilgili konuları işleyen şiirlerine, kendilerince verilen ad
[edebiyat]
[halk ağzında]
Ata Sözleri ve Deyimler
- ... demeye getirmek
- ... demeye kalmamak
- demem o (ki)
EDİM
[isim]
[felsefe]
[hukuk]
-
Alacaklının isteyebileceği ve borçlunun yapmak zorunda olduğu davranış, ivaz
[ruh bilimi]
-
Belirli bir durumla karşılaştığı zaman kişinin yapabildiği davranış
Birleşik Kelimeler: edim bilimi
İMDİ
[zarf] [eskimiş]
MİDİ
(Kelime Kökeni: Fransızca midi)
[sıfat]
Birleşik Kelimeler: midi etek
MİDE
(Kelime Kökeni: Arapça miʿde)
[isim] [anatomi]
-
Omurgalılarda, sindirim sisteminin, yemek borusu ile onikiparmak bağırsağı arasında besinlerin sindirime hazır duruma getirildiği; omurgasız hayvanlarda ise sindirim kanalının bu bölgeye karşılık olan parçası
[mecaz]
[mecaz]
Ata Sözleri ve Deyimler
- mide (veya midesini) bulandırmak
- midesi almamak (veya kaldırmamak veya kabul etmemek veya götürmemek)
- midesi bulanmak
- midesi ekşimek (veya kaynamak veya yanmak)
- midesi ezilmek (veya kazınmak)
- mideye indirmek
- mideye oturmak
- mideyi bastırmak
Birleşik Kelimeler: mide ağzı, mide fesadı, mide kapısı, mide spazmı