ENGEREKGİLLER harflerini içeren 5 harfli 27 kelime bulunuyor. 5 harfli ENGEREKGİLLER kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
GERGİ13,
ERGİN9,
ERGEN9,
ELGİN9,
ENGEL9,
GELEN9,
GELİR9,
GİREN9,
GENEL9,
GEREK9,
GEREN9,
GELİN9,
ERKEN5,
ERKİN5,
ERKLİ5,
ERLİK5,
EKLER5,
ELLİK5,
İLKEL5,
KİLER5,
KELLE5,
KELLİ5,
KELER5,
LİKEN5,
NİKEL5,
NELER5,
NEKRE5
ERKEN
[zarf]
Ata Sözleri ve Deyimler
- erken kalkan yol alır, er evlenen döl alır
- erken kalktım işime, şeker kattım aşıma
Birleşik Kelimeler: erken bahar, erken boşalma, erken bunama, erkendoğan, erken tanı, erken uyarı
ERKİN
[sıfat]
-
Hiçbir şarta bağlı olmayan, istediği gibi davranabilen, serbest
ERKLİ
[sıfat]
-
Bir şeyi yapmaya, başarmaya gücü yeten, nüfuzlu, muktedir, kadir
ERLİK
[isim]
[askerlik]
EKLER
(Kelime Kökeni: Fransızca éclair)
[isim]
-
İçi krema ile doldurulmuş bir pasta türü
ELLİK
[isim] [halk ağzında]
[denizcilik]
-
Yelken dikenlerin kullandığı, madenî yüksüğü olan meşin eldiven
İLKEL
[sıfat]
[isim]
-
Özellikle XIV-XV. yüzyıllarda İtalyan ressamlarına, Orta Çağ sonlarında Avrupa ressamlarına verilen ad
[mecaz]
-
Eğitimsiz, kültürsüz, görgüsüz
[felsefe]
-
Zaman bakımından en eski olan, iptidai, primitif
Ata Sözleri ve Deyimler
Birleşik Kelimeler: ilkel memeliler, ilkel toplum
KİLER
(Kelime Kökeni: Farsça kilār)
[isim]
KELLE
(Kelime Kökeni: Farsça kelle)
[isim]
-
Koyun, kuzu ve keçinin pişirilmiş başı
[teklifsiz konuşmada]
Ata Sözleri ve Deyimler
- kelle götürmek
- kelle koltukta gezmek
- kelle koparmak
- kelle koşturmak
- kelle kulak yerinde
- kelle sağ olsun da külah bulunur
- kellesinden olmak
- kellesini koltuğuna almak
- kellesini uçurmak
- kellesini vurdurmak
- kelleyi koltuğun altına almak
- kelleyi vermek
KELLİ
[edat] [halk ağzında]
KELER
[isim] [hayvan bilimi]
-
Köpek balıkları takımının kelergiller familyasından, ılık ve tropik denizlerde yaşayan, uzunluğu 1,5 metre kadar olan, bir defada 20 yavru doğuran bir tür balık, keler balığı (Rhina squatina)
Birleşik Kelimeler: keler balığı, kaya keleri, su keleri
LİKEN
(Kelime Kökeni: Yunanca)
[isim] [bitki bilimi]
-
Bir mantarla bir su yosununun ortak yaşamasıyla ortaya çıkan bitkilerin genel adı
[tıp]
-
Kaşındırıcı bir deri hastalığı
Birleşik Kelimeler: liken bilimi
NİKEL
(Kelime Kökeni: Fransızca nickel)
[isim] [kimya]
-
Atom numarası 28, atom ağırlığı 58,71, yoğunluğu 8,9 olan, gümüş parlaklığında, demir sertliğinde, kolay işlenebilen ve kolayca tel durumuna getirilebilen bir element (simgesi Ni)
Birleşik Kelimeler: nikel kaplama
NELER
Ata Sözleri ve Deyimler
- ne âlem
- ne âlemde?
- ne alıp veremiyor?
- ne arar (veya onda ... ne gezer)
- ne arıyor
- ne biçim?
- ne buyrulur?
- ne çare
- ne çıkar
- ne çiçektir, biliriz
- ne dedim de
- ne demek?
- ne demek olsun
- ne demeye
- ne denir (veya dersin)
- ne denli
- ne de olsa
- ne dese beğenirsin?
- nedir ki
- ne diye?
- ne ekersen onu biçersin
- ne fayda
- ne gam
- ne gezer
- ne gibi?
- ne gözle bakmak
- ne güne duruyor?
- ne günlere kaldık!
- ne haber?
- ne hacet
- ne haddine!
- ne hâlde?
- ne hâli varsa görsün
- ne hikmetse (veya hikmettir)
- ne idiği belirsiz
- ne imiş?
- ne ise
- ne istediğini bilmek
- ne iyi!
- ne kadar
- ne kadar olsa
- ne kadar varsa
- ne lazım
- neler de neler, maydanozlu köfteler
- neler neler
- ne mal olduğunu bilmek (veya anlamak)
- ne mene
- ne menem
- ne mümkün
- ne münasebet!
- ne o?
- ne olacak!
- ne olduğunu bilememek
- ne oldum delisi olmak
- ne olur (veya olursun veya olursunuz)
- ne olursa olsun
- ne oluyor?
- ne pahasına olursa olsun
- ne söylüyorsun?
- ne var ki
- ne yaparsın (veya yapmalı) ki
- ne yapıp yapıp
- ne yaptığını bilmemek
- ne yazar
- ne yazık ki
- neye uğradığını bilememek (veya anlamamak veya şaşırmak)
- neyin nesi (kimin fesi)
- neyleyim
- neymiş
- ne yüzle
NEKRE
(Kelime Kökeni: Arapça nekre)
[sıfat] [eskimiş]