Eng ile Başlayan Kelimeler



ENG ile başlayan 24 kelime bulunuyor. Başında ENG olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "İçinde eng olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

13 Harfli Kelimeler

ENGEREKGİLLER21

11 Harfli Kelimeler

ENGİNLEŞMEK19, ENGELLETMEK16, ENGELLENMEK16

10 Harfli Kelimeler

ENGİZİSYON21, ENGELLEYİŞ19, ENGİNLEŞME18, ENGELLEYİM17, ENGELLEMEK15, ENGELLENME15, ENGELLETME15, ENGELLİLİK14

9 Harfli Kelimeler

ENGEBESİZ19, ENGEBELİK15, ENGELLEME14

8 Harfli Kelimeler

ENGELSİZ16, ENGEBELİ14, ENGİNLİK12

7 Harfli Kelimeler

ENGİNAR11, ENGEREK11, ENGELLİ11

6 Harfli Kelimeler

ENGEBE12

5 Harfli Kelimeler

ENGEL9, ENGİN9


ENGEL


[isim]
  • Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen sebep, mâni, mahzur, müşkül, pürüz, mânia, handikap, ket

    Seçme ve aracılık işlevini yerine getiren dünyanın önünde ise öyle aşılması güç engeller yok gibi. - Adalet Ağaoğlu

[spor]
  • Engelli koşularda, her yarışçının üzerinden atlaması gereken tahta düzenek, bariyer

Ata Sözleri ve Deyimler

  • engel çıkarmak
  • engel olmak
  • engel tanımamak

Birleşik Kelimeler: engel balığı, engel sınavı, kutup engel, güvenlik engeli


ENGİN


[sıfat]
  • Ucu bucağı görünmeyecek kadar geniş, çok geniş, vâsi

    O engin denize benzersin ki yavaş yavaş coşar ve coşunca da pek hırçın olursun. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

[isim]
  • Açık deniz

    Enginden dönen deniz kuşları sessiz kanatlarıyla başımın üstünde dolaşıyorlar. - Reşat Nuri Güntekin

[sıfat] [halk ağzında]
  • Değer ve fiyatı düşük olan

    Engin mal.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • engin dallardan murt yememek

Birleşik Kelimeler: engin gönüllü


ENGİNAR (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [bitki bilimi]
  • Birleşikgillerden çok yıllık, dikenli bitki (Cynara scolymus)

Birleşik Kelimeler: yabani enginar, sakız enginarı, yaban enginarı


ENGEREK


[isim] [hayvan bilimi]
  • Engerekgillerden, başı üç köşeli, rengi siyah veya siyaha yakın, taşlık ve güneşli yerlerde yaşayan zehirli bir yılan (Vipera aspis)

Birleşik Kelimeler: engerek otu, kum engereği


ENGELLİ


[sıfat]
  • Engeli olan, mânialı

Birleşik Kelimeler: engelli koşu, görme engelli, konuşma engelli


ENGİNLİK


[isim]
  • Engin olma durumu

ENGEBE


[isim] [coğrafya]
  • Deprem, rüzgâr, sel vb. iç ve dış etmenlerin etkisiyle oluşan yayla, ova, koyak, çukur, dağ vb. biçimlerin bütünü, yer biçimleri, yüzey şekilleri, engebelik, arıza, avarız

ENGELLİLİK


[isim]
  • Engelli olma durumu

Birleşik Kelimeler: görme engellilik


ENGELLEME


[isim]
  • Engellemek işi
[ruh bilimi]
  • İstek, gereksinim veya bir davranışın belli bir sonuca ulaşmasının önlenmesi

ENGEBELİ


[sıfat]
  • Engebesi olan, engebesi çok olan, arızalı

    Keşfedilmiş Amerika'yı yeniden keşfetmek üzere çıktığım uzun, engebeli, uykusuz yolculuklarımda Halim'in gözleri sulandı. - Adalet Ağaoğlu


ENGELLEMEK


[-i]
  • Bir şeyin gerçekleşmesini veya yapılmasını önlemek

    Gelgelelim bu yalnız, bu mutlu ölüm düşünü tek bir şey engellemektedir. - Adalet Ağaoğlu

[spor]
  • Güreşte hasmı çaprazda sürerken düşürmek için ayağına basmak veya topuğuna ayak takmak

ENGELLENME


[isim]
  • Engellenmek işi

ENGELLETME


[isim]
  • Engelletmek işi

ENGEBELİK


[isim] [coğrafya]
  • Engebe

    Anadolu'nun engebeliğini gösteren bir harita.


ENGELLETMEK


[-i]
  • Engel olmak